Paylaş
Adı: Sevgi Kılıç.
*
Sevgi Kılıç’ın CHP’nin Parti Meclisi’ne seçilmesini başından beri hep şöyle karşıladım:
“Ne güzel! Ne şahane! Ne hoş!”
*
Fakat gelin görün ki...
Sevgi Kılıç, son günlerde bir tartışmanın tam göbeğinde.
*
Neden tartışmanın göbeğinde Sevgi Kılıç?
Olay, üç aşamada gelişti:
*
- BİRİNCİ AŞAMA: CHP’li Fikri Sağlar, CHP’nin sesi durumundaki bir televizyon kanalında başörtüsü konusunu yeniden kaşıdı. Durup dururken... Başörtülü hâkimlerin adil karar veremeyeceğini söyledi.
*
- İKİNCİ AŞAMA: CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinden beklenmeyecek bir atak ve hızla Fikri Sağlar’a tepki gösterdi. Böyle bir yaklaşımı kabul etmediklerini, etmeyeceklerini söyledi.
*
- ÜÇÜNCÜ AŞAMA: Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını önemsemeyen Erdoğan, Fikri Sağlar’ın zihniyetinin “CHP zihniyeti” olduğunu söyledi ve “Bay Kemal’in yanına iki başörtülü alması, adeta vitrin mankeni koyması kimseyi aldatmıyor” dedi.
*
Peki bütün bu aşamalar yaşanırken...
Sevgi Kılıç ne yaptı?
*
Şu iki şeyi yaptı:
*
- BİR: “Erdoğan bana vitrin mankeni dedi. Hem bana hem kadınlara hakaret etti” diyerek tepki gösterdi.
*
- İKİ: Herkesin baretle katıldığı bir törende baret takmayarak başörtülü olduğunu cümle âleme göstermeye çalıştı.
*
Oysa Sevgi Kılıç’ın yapması gereken tek bir şey vardı:
Fikri Sağlar’a ağzının payını vermek.
Fikri Sağlar’a tepki gösterme işini Kemal Kılıçdaroğlu’na bırakmamalı, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bile önce en sert tepkiyi göstermeliydi Sevgi Kılıç.
*
Fikri Sağlar’a, “Hop!” demeliydi Sevgi Kılıç...
Sonra da gayet üst perdeden şöyle devam etmeliydi:
*
“Biz seninle aynı partideyiz Fikri Bey. Ben başımda örtüyle bu partinin Parti Meclisi üyesiyken sen nasıl olur da başörtülü hâkimlere laf edersin? Sen beni burada vitrin mankeni mi sandın? Başörtülü hâkimlere söylediğin sözleri, kolaysa gel benim yanımda söyle... Biz CHP olarak bu işleri çoktan aştık. Sen hâlâ eskilerde kalmışsın. Bu kafayı değiştir Fikri Bey...”
*
Sevgi Kılıç...
Hiç sağına soluna bakmadan... Kimsenin iznini beklemeden... “Küt” diye... Hızla... Atak bir şekilde...
Bu cümleleri Fikri Sağlar’ın kafasına kafasına...
İndirseydi... İndirebilseydi... İndirmek aklına gelseydi...
Başta Erdoğan olmak üzere hiç kimse kendisine “Vitrin mankeni” demezdi, diyemezdi.
*
Dese bile...
Sıfır inandırıcı olurdu.
ZİRAAT BANKASI’NIN KEMAL SUNAL REKLAMI
KEMAL Sunal dendiğinde...
Benim aklıma şu gelir:
“Ortak değer”.
*
- Beş vakit namazında niyazında rahmetli babam da gülerdi Kemal Sunal’a, namazda gözü olmadığı için ezanda kulağı olmayan Ekrem Bey Amca da...
*
- CE-HA-PE zihniyetiyle tipik AK Parti zihniyetinin ortak noktasıdır Kemal Sunal.
*
- Milliyetçi ile liberalin, entel ile dantelin, profesör ile bakkalın, Doğulu ile Batılının, İzmirli ile Yozgatlının ortak kesiştiği yerdir Kemal Sunal.
*
“Deepfake” denilen yöntemle Kemal Sunal’ı son reklamında oynatan Ziraat Bankası’nı kutluyorum.
*
İki nedenle kutluyorum:
- Hem harika bir iş çıkardıkları için...
- Hem de ortak değerlerimizin vurgulanmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde böyle bir reklamla Kemal Sunal’ı gündemimize getirdikleri için...
BİR KOMEDYEN DOĞDU: HASAN CAN KAYA
YOUTUBE’da “Konuşanlar” adlı programının yakından takipçisiydim ve zekice bir iş çıkardığına inanıyordum.
Fakat Acun Ilıcalı’nın yılbaşı programında izleyince karar verdim:
Bir komedyen doğdu.
*
Kimseyi taklit etmeden... Kimseye öykünmeden... Kendine özgü bir stili ortaya koyarak... Anında espriyi patlatma kabiliyetiyle... Kırmadan dökmeden karşısındakiler üzerine espri yapabilme yetisiyle... Bir anda tüm salonu avucunun içine almayı başarmasıyla...
Müthiş bir komedyenimiz var artık.
*
Herkesten bir ricam var:
Ne olur Hasan Can Kaya’yı...
“Cem Yılmaz’ın tahtını sallayan adam” falan diye nitelemeyin... Cem Yılmaz’ın yeri ayrı, Hasan Can Kaya’nın yeri ayrı...
Mizahta monarşi olmayacağına göre...
Birinin diğerinin tahtını sallamasına gerek yok.
NOT DEFTERİMDEN
- Nedenini, niyesini, niçinini sormayın, söylemem... Ama bana göre CHP’nin en beyefendi ve nazik ismi Levent Gök’tür.
*
- Kömürhan Köprüsü açıldı ya... Dün bütün gün dilime takıldı: “Kömürhan Köprüsü Harput’a bakar / Oy ölem ölem derdo ölem Harput’a bakar / Körolası zalim Fırat ocaklar yakar / Ölem ölem... Oy oy...”
*
- Hakan Bayrakçı’nın yılbaşı gecesi ekranda piyano çalıp büyük sükse yapmasının ardından müzik konusunda sıfır kabiliyet olmama rağmen karar verdim: Piyano kursuna kaydolacağım.
*
- Ocak ayında bir ilkbahar sabahı güneşle uyanmış gibi uyandık. Hey gidi Samime Sanay hey!
*
- Bir Tuğçe Kazaz vardı, ne oldu ona? Meraklısı olduğum için sormuyorum, merak ettiğimden soruyorum.
*
- Metropoll’ün aşı anketini gördüm. Aşı yaptıracağını söyleyenlerin partilere göre dağılımında şöyle bir sonuç çıkıyor. HDP dahil tüm partiler yüzde 55’in üzerinde... Bir tek CHP, yüzde 37.2’de kalmış. Burada bir espri yapmam gerekiyor. Ama espriyi bulamadım.
*
- Bu yılbaşında hepimizde çok aşırı bir yeni yıl hediyesi verme isteği doğdu. Psikiyatristlerimize ve psikologlarımıza soruyorum: Neden acaba?
Paylaş