Paylaş
Bu kampanyayı akıl eden, bu kampanyaya katılan, bu kampanyayı sürdüren...
Herkese sesleniyorum:
*
- Zerre kadar vergi bilincine sahip olmadığınıza adım gibi eminim.
*
- Öyle olsaydınız... Bu zamana kadar zirilyon kere “Vergim şuraya gitmesin, vergim buraya gitmesin” falan diye kampanya üstüne kampanya yapardınız.
*
- Sizin meseleniz vergiyle falan değil kardeşim. Sizin meseleniz Atatürk’le...
*
- Ne ettiyse, ne yaptıysa... Bir türlü unutamıyorsunuz Atatürk’ü.
*
- Dünya yanıyor, dünya yıkılıyor... Ama siz akla hayale gelmeyecek bir şarlatanlıkla sözü yine Atatürk’e getirebiliyorsunuz.
*
- Bir virüs gibi girmiş kanınıza Atatürk nefreti... Test edecek kiti yok, tedavisi yok, aşısı yok.
*
- 14 gün kuralı da işlemez size.
*
- Karantina falan diyeceğim ama bu sefer de balkona çıkıp “Atatürk, Anıtkabir” falan diye bağırmaktan geri durmazsınız.
*
- Havalar azıcık ısınsın biter bu korona. Ama siz asla bitmezsiniz.
*
- Koronadan bile betersiniz yani.
BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR
8 Mart Kadınlar Günü...
Kadıköy’de kadınlar eylem yapıyor.
O gün orada “Efe Gıda Kuruyemiş” diye bir dükkân...
“Kadınlara su satmıyoruz” diye bir tutum alıyor.
*
Ayrımcılıktır, ayıptır meselesini geçelim.
Bu yapılan suçtur suç!
Anayasa’nın ve yasaların suç saydığı bir iştir bu.
*
Bu suçu işleyene hukuk önünde hak ettiği ceza verilmelidir.
Yetkilileri göreve davet ediyorum.
UMREDEN GELENLE ROMA’DAN GELEN ARASINDAKİ FARK
YOK kardeşim arada bir fark...
Yok.
Hepsi aynı.
*
Virüs denilen lanet...
Şeyma Subaşı’nın İtalyan sevgilisine de aynı şeyi yapıyor, umre ziyaretinden dönen Hacı Rıfat amcaya da...
*
Korona denilen bela...
Avrupa seyahatinden dönen Beren Saat/Kenan Doğulu çiftine de bulaşıyor, Mekke-Medine seyahatini tamamlayan Sevim Teyze ile Emin Amca’ya da bulaşıyor.
*
İtalya’dan gelene gözünü kapatıp...
Sadece Mekke-Medine’den gelene odaklanma.
*
Mekke-Medine’den gelene gözünü kapatıp...
Sadece İtalya’dan gelene odaklanma.
*
Tamam, her konuda ayrıştın, anladık, bari bu konuda ayrışma.
ALİ KOÇ NİYE SUSUYOR?
- Niye hakem eleştirisi yapmıyor?
*
- Niye “Bana oyunlar oynanıyor” demiyor?
*
- Niye herhangi bir açıklama yapmıyor?
*
- Niye sessizliğe bürünüyor?
*
- Niye Fenerbahçe’nin gidişatı hakkında sorumluluk üstlenmiyor?
*
- Niye karantinadaymış taklidi yapıyor?
*
- Niye taraftara umut aşılayacak iki kelime etmiyor?
*
Niye? Niye? Niye? Niye?
AH O BALKONDA BEN DE OLSAYDIM
TELEFONU açtığım anda...
Yıldırım gibi geliyor görüntüler.
İtalyanlar, balkonlarına çıkıp şarkılar söylüyorlar.
Öyle eğleniyorlar ki...
Korona morona dinlemeyip İtalya’ya gidesim geliyor.
KARANTİNA ÖNERİLERİ
- “Siftinmek” denilen bir eylem var... Tam sırası!
- Günde üst üste sekiz film izleme rekorunu kırmak... Hadi!
- “Karantinanın seri katili” adlı bir cinayet romanı... Başlayın yazmaya!
- Evde iki buçuk metre mesafeli üç kişilik parti... Çatlatırsınız!
- Üç buçuk yıldır ihmal ettiğiniz kitaplık düzenleme işi... Harika olur!
- Mutfağa girip çeşitli tarzlarda makarnalar yapmak... Tam fırsatı!
SAĞLIK BAKANI CANAN KAFTANCIOĞLU OLSAYDI
ORTALIK yıkılıyor, “Kalabalıklardan uzak durun” diye... “Cuma namazı niye iptal edilmedi” sorgulamaları yapılıyor.
Fakat gelin görün ki CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun umurunda bile değil böyle şeyler. Partisinin il kadınlar kongresini topluyor, el sıkışmama ve sarılmama kuralına nanik yapıyor.
*
Azıcık eleştiri alınca da...
Gayet üst perdeden “Biz önlemimizi aldık, siz anlamazsınız böyle şeylerden” demeye getirerek ayar çekiyor.
Nasıl bir önlem aldıysa artık...
*
Düşün abi, azıcık düşün...
Canan Hanım’ın partisi iktidara gelmiş, Canan Hanım da tıp doktoru olduğu için Sağlık Bakanı falan olmuş...
*
Bugünküleri eleştirirken yerlerine gelmesi muhtemel isimlerin de böyle tipler olduğunu unutmayalım lütfen.
Paylaş