Paylaş
Hazal Kaya’nın bana söylediği şu:
*
“Senin fikrinin ne önemi var vasat herif.”
*
“Hazal Kaya’nın oyunculuğuna âşık olmamın beş nedeni” diye bir yazı yazsaydım...
Ne derdi bana Hazal Kaya?
*
Galiba şöyle derdi:
*
“Ne kadar da saygıdeğer fikirler ortaya koymuşsunuz doruktaki bey.”
*
Doğrudur.
Ben vasat biriyim.
*
Vasat olduğum için...
Ortalama herkes gibi ben de Hazal Kaya’nın oyunculuğunu beğenmedim.
Hatta nefret ettim.
*
Hazal Kaya’nın “Senin fikrinin ne önemi var vasat herif” türü çirkinleşmesinin tek hedefi ben değilim aslında.
Hazal Kaya, benim şahsımda...
Oyunculuğunu beğenmeyen, oyunculuğundan nefret eden, oyunculuğunu eleştiren herkesle ilgili genel düşüncesini ortaya koyuyor.
*
Yani o cümle şöyle de okunabilir:
*
“Sizin fikrinizin ne önemi var vasat herifler. Sizin fikrinizin ne önemi var vasat kadınlar.”
NEFRET EDERİM BEN
PIRASADAN nefret ederim.
Şık şıkırdım giyinmişken birden bastıran yağmura maruz kalmaktan nefret ederim.
Milim ilerlemeyen trafikte arabanın içinde esir kalmaktan nefret ederim.
Yaptığım espriyi açıklamak zorunda kalmaktan nefret ederim.
*
Diyelim ki ayaklarımı uzatmış dizi izliyorum.
İzlediğim dizi öyle saçma, öyle kötü, öyle rezil ki...
Büyük bir nefret duygusuyla küfür kıyamet ekrana terliği fırlattığım gibi başka bir diziye geçiveririm.
*
Sadece işi düşünce arayanlardan nefret ederim. Garsonlara kötü davrananlardan nefret ederim. Hayvan düşmanlarından nefret ederim. Arkadan vuran kalleşlerden nefret ederim. Arkadaşının yaptığı rezil işleri bile kamuoyu önünde beğeniyor gözüken ikiyüzlülerden nefret ederim. Bir mahalleye, bir aşirete, bir gruba yaslanmadan asla rahat edemeyenlerden nefret ederim.
*
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” cümlesinden nefret ederim. “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganından nefret ederim.
*
Aslında “nefret” dediğin...
Öyle korkulacak, öyle irkilecek, öyle yadırganacak bir duygu da değildir.
Nefret etmesini bilmeyen sevmesini de bilmez.
*
Sözlük anlamı da pek masumdur nefretin.
Sözlükler şöyle tanımlar:
*
“Bir kimseye, bir şeye karşı duyulan çok olumsuz duygu.”
*
Ne var bu kadar zıvanadan çıkacak, anlamadım ki.
BENDEN NEFRET EDENLERE DAİR
SOSYAL medyada bana karşı...
Hakaretin, küfrün, aşağılamanın, küçümsemenin bini bir para...
Kısacası...
Nefret akıyor bana karşı sosyal medyadan.
*
Twitter’ın başına geçenler...
Her tarafından nefret, kin, hakaret, küfür fışkıran şeyler yazıyorlar.
Yığınla... Sürüyle...
*
Bunu yaptıktan sonra da şöyle diyorlar:
*
“Benim fikrime göre Hazal Kaya’nın oyunculuğunu beğenmeyebilir ama nefret etmeye hakkı yok.”
*
Ben bu nefret dolu paylaşımlara bakarak...
Hiçbirine...
“Senin fikrinin ne önemi var vasat herif” demiyorum.
ATATÜRK’Ü BU DİZİYE KARŞI DA KORUMAK LAZIM
SADECE Hazal Kaya’nın oyunculuğundan nefret etmedim.
Ben de herkes gibi “Pera Palas’ta Gece Yarısı” dizisinden de sonsuz nefret ettim.
*
Nefretimin en büyük nedeni Atatürk’ün dizideki işleniş biçimi.
*
İlkokul müsamerelerinin bile altında bir havada işlemişler Atatürk’ü.
*
Senaryo saçma, bağlantılar kopuk, mantık hataları gırla...
Atatürk’ü öveceğiz diye resmen olayları karikatürize etmişler.
*
Atatürk, bu türden müsamerelerin elinden kurtarılmalı. Neredeyse, sadece heykellere saldıran meczuplar söz konusu olduğunda devreye giren Atatürk’ü Koruma Kanunu devreye girmeli, diyeceğim.
Paylaş