Paylaş
“Twitter’da biraz dolaşalım bakalım. Neler dönmüş? Neler olmuş?” dedim.
*
Hay demez olaydım!
*
O birazcık dolaşmanın ardından...
Ben artık eski ben değilim.
*
31 Mayıs’tan sonra bendeki vaziyet-i umumiye aşağı yukarı şöyle:
*
Ne zaman azıcık dalgınlaşıp kendimle baş başa kalsam...
Bebek sahilindeki iğrençlik geliyor gözümün önüne.
*
Bu görüntü zihnimi öyle bir kirletti ki.
Üç kutu şampuanla yıkasam kâr etmez.
*
Ne zaman herhangi bir işe konsantre olmaya çalışsam...
Akli dengesi bozuk adamın çırılçıplak görüntüsü, fırlıyor bir yerlerden.
*
Gözlerimi kapatıp kafamı yirmi yedi kez sallasam da nafile.
Gitmiyor, kaybolmuyor o iğrençlik.
*
Ne zaman güneşi batırmak üzere bir yere otursam...
Galata Kulesi’nin etrafında kendini yakmaya çalışan adamın görüntüsüne maruz kalıyorum.
*
Zaten elimde azıcık kalmış yaşama sevincimi tümden yitirmiş gibi oluyorum.
*
Ne zaman uykuya dalmak için çabalasam...
Alzheimer hastası 70 yaşındaki sığınmacı kadına atılan tekmenin görüntüsünü hatırlıyorum.
*
Sonra?
Yatakta dön dur. Yatakta dön dur. Yatakta dön dur.
*
Ne zaman elime bir kitap alıp okumaya kalkışsam...
“Sığınmacı çıktı / Türk vatandaşı çıktı / Sığınmacı çıktı / Türk vatandaşı çıktı” sözleri uçuşuyor kafamın içinde.
*
Okuduğumu anlamıyorum.
Sıfır konsantrasyonla fırlatıp atıyorum elimdeki kitabı.
*
1 Haziran’da Twitter’da azıcık dolaştıktan sonra...
Bende oluşan arızalar aşağı yukarı şöyle şeyler:
*
- Hayatın anlamını aramaktayım, yeniden.
- Anti-sosyal kişilik bozukluğu mikrobu yapıştı boğazıma.
- Gözüm seğirmekte. Tikler oluştu yüzümde.
- Yediğim hiçbir şeyin tadı yok. Nutella dahil.
- Kedim Sekter’e bile boş gözlerle bakmaktayım.
- Dizi mizi keyif vermez oldu. Sohbet mohbet yok.
- Bodrum’a gidesim gelmemekte.
- Ne Bodrum’u! Evden çıkasım yok.
- Bebek sahili denilince tüylerim diken diken...
- 12 bin adım attım, gram seratonin salgılayamadım.
*
Sanırım bu saatten sonra beni artık Twitter detoksu da kurtarmaz.
*
Şöyle esaslı bir Türkiye detoksu yapsam kurtarır mı?
Ondan da pek emin değilim.
NARGİLE
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın tütün karşıtı söylemlerinden yola çıkarak...
Nargileye sıkı bir denetim ve yasak geleceğini düşünüyorum.
*
Nargilenin kokusuna...
Nargilenin kültürüne...
Nargilenin oturuş düzenine...
Nargilenin dayattığı hayat tarzına...
İnceden kıl olduğum için “Hadi inşallah” diyorum.
*
Evet. Bencilce. Sorry.
GÜNDEME DAİR KISACIK KISACIK
- Yıldönümünde sokaklara dökülmek... Polisle itişip kakışarak köprüye pankart asmak... Sert sözlerle Gezi eleştirileri... Şu Gezi goygoyu bitse de... Biraz kafamızı dinlesek.
*
- Canan Kaftancıoğlu’nun hapishaneye dört saatlik gir/çık yapması... Canan Kaftancıoğlu’na rüyasında görse inanamayacağı türden bir gösteri fırsatı sundu mu, sunmadı mı?
*
- Genelde Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a soru sorardı. Bu kez Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na soru sormuş. “Soru öyle sorulmaz, böyle sorulur” mu demek istiyor nedir?
*
- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na sorduğu son soru, “Yüreği yetip aday olacak mı, olmayacak mı?” şeklinde. Bu soru Kemal Bey’in işini kolaylaştırır mı, zorlaştırır mı? Hâlâ bir cevap verebilmiş değilim.
*
- Etrafımdaki herkesin sorunu: Ev sahibi/kiracı ihtilafları... Buna son verecek düzenleme için harekete geçilmesi çok iyi oldu.
*
- Bugünlerde hiç ama hiç duymak istemediğim cümle şudur: “Rica etsem şu klimayı biraz kısabilir miyiz lütfen?”
*
- Kanal D’de yayınlanan “Üç Kız Kardeş” dizisi, tüm kategorilerde birinci oldu. Bu olay, İclal Aydın arkadaşımızın kendisini yeniden var etme başarısıdır.
*
- Kadir Şeker hapisten bir çıksa... Etrafımdaki herkese mandalinalı dondurma ısmarlayacağım.
*
- Bana sormayın koşa koşa nereye gittiğimi. Zekâya âşık olmayan bir kadın bulmaya gidiyorum.
*
- “Şef filmleri” diye bir kategori var. Yumurta bile kıramayan benim gibi birinin bu filmlere meftun olması, nasıl açıklanabilir?
*
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluştu diye genç ve yetenekli futbolcu Arda Güler’e demediklerini bırakmıyorlar. Hayatının başında “azgın muhalif” ne demektir öğrendi Arda Güler.
*
- Seçime kadar kafayı yemezsek... Bir daha kafayı yemeyiz.
*
- Kafede oturuyorum. Bir hanımefendi çocuğuna seslendi: “Okyanusss! Okyanusss!” Hayatımda duyduğum en ilginç isim budur. Daha ilgincini duyuncaya kadar.
Paylaş