Türkiye nasıl İsveç Norveç falan olur?

“Düzenbaz” demişti. “Sahtekâr” demişti. “Edepsiz siyaset yapıyor” demişti. “Çirkef” demişti. Demişti de demişti yani.

Kemal Kılıçdaroğlu da bu sözleri nedeniyle Süleyman Soylu’yu mahkemeye vermişti.

Ve işte o dava sonuçlandı.

Mahkemenin kararı şu: Süleyman Soylu ile ilgili kovuşturmaya gerek yoktur!

Kararın gerekçesinde vurgulananlar ise şunlar:

Kanaat açıklama özgürlüğü, kışkırtmayı da kapsar.

Politikacılara karşı sert eleştiriler yapılabilir.

Politikacılara karşı saldırgan ifadeler kullanılabilir.

Politikacılara karşı kaba cümleler kurulabilir.

Vay! Vay! Vay! Maşallah! Maşallah!

Size bir şey söyleyeyim mi?

Eğer mahkemelerimiz, bu çoook ama çooook özgürlükçü yaklaşımı, sadece iktidardaki siyasetçilerimiz söz konusu olduğunda değil de muhalefetteki siyasetçilerimiz söz konusu olduğunda da ortaya koyarlarsa...

Çok kısa sürede İsveç, Norveç falan oluruz.

ANKARA, İSTANBUL 

ÇOK iddialı değilim ama şöyle düşünüyorum:

İSTANBUL’da Binali Yıldırım ile Muharrem İnce...

ANKARA’da Mehmet Özhaseki ile Mansur Yavaş...

Yarışırsa...

Bir “çekişme” söz konusu olabilir.

Aksi takdirde...

İstanbul’u Binali Yıldırım...

Ankara’yı da Mehmet Özhaseki...

Çok rahat olmasa da kazanır.

DEMO MU DEDİN CEMAL BEY? 

ABD’ye aşırı tepkili olduğumuz günlerde iPhone telefon kıran MHP’li Cemal Enginyurt, şöyle demiş:

“iPhone’u kırmadım. İl Başkanım, basın bunu haber yapsın diyerek demo bir telefonu kırmıştır. Maksat bunun haber olmasıdır.”

Bir şey soracağım Cemal Bey!

Demo dediğiniz şey, “üretilecek bir ürünün üretim öncesindeki denemesi” olduğuna göre...

Sizin il başkanı iPhone üretimi için çalışmalara mı başladı, nedir?

HİZMET HAREKETİ

FETÖ için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:

“Amerika’ya hizmet hareketi”

17/25 Aralık kumpasının beyniydi Muammer Akkaş adlı savcı.

Adliye önünde bildiri dağıtmıştı, oradan hatırlarsınız.

İşte bu FETÖ’cü hain savcı, şu anda kaçak. Firarda. Başına da ödül konmuş durumda.

Hain savcı kaçak ama 2013 yılında başlattığı soruşturma bugün hâlâ sürdürülüyor.

O soruşturmadan da tek bir tutuklu var: Yiğit Aksakoğlu!

Hain bir savcının başlattığı soruşturmadan tutuklu yatan Yiğit Aksakoğlu, bir an önce tahliye edilmeli.

ZIKKIMIN KÖKÜNÜ MÜ YİYECEĞİZ NE YİYECEĞİZ?

GEÇENLERDE bu başlıkta bir yazı yazmıştım.

Demiştim ki:

Et yemeye kalksak şarbonlu diyorlar. Ekmek yemeye kalksak zararlı diyorlar. Tavuk yemeye kalksak antibiyotikli diyorlar. Balık yemeye kalksak metalli diyorlar. Meyve yemeye kalksak hormonlu diyorlar. Ne yiyeceğiz kardeşim biz, zıkkımın kökünü mü?

Baktım, meğer Cumhurbaşkanımız da benzer bir yaklaşım içindeymiş.

Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu’nda şöyle demiş Cumhurbaşkanı:

“Biri çıkıyor ekmek yiyin diyor, biri de yemeyin diyor. Biri yağı su gibi için diyor, diğeri başka bir şey. Biri bal ye diyor, biri yeme zararlı diyor. Vatandaşın aklını karıştıran farklı açıklamalar var. Bu işi çözün.”

Ben dedim dinlemediler, bakalım Cumhurbaşkanı deyince dinleyecekler mi?
 

BEYOĞLU’NDAN SARIYER’E: AHMET MİSBAH DEMİRCAN

ÇOK büyük ihtimalle AK Parti’nin Sarıyer Belediye Başkanı adayı Ahmet Misbah Demircan olacak.

Ahmet Misbah Demircan gibi...
AK Parti’nin İstanbul’da dışa en açık belediye başkanı olan, Beyoğlu’nda toplumun değişik kesimleriyle olumlu ilişkiler kuran, modern ve kentli seçmenin pek yadırgamayacağı bir belediye başkanını...
Sarıyer gibi CHP’nin elinde tuttuğu bir ilçeye aday yapmak bana göre bayağı hatırı sayılır bir strateji...

Turgut Altınok’tan açıklama
TURGUT Altınok’la ilgili olarak “AK Parti’den Keçiören’e aday ama İYİ Parti’yi de yedekte tutuyor” diye yazmıştım.

Turgut Altınok aradı, gayet nazik bir şekilde şunları söyledi:
“Beni aday yapın, yapmazsanız başka yere giderim tarzı bir yaklaşım bizim kitabımızda yazmaz. Ben hayatımın hiçbir döneminde bu tür şantaj ve tehdit içeren yaklaşımlar içinde olmadım, olmam.”
 

IVIR ZIVIR NOTLARI

Türkiye’de güzel şeyler de oluyor. Bakınız: “Kadın adaya oy vermeyeceğim” diyen dekan istifa etmek zorunda kaldı. Şahane!

Haberi ilk ben vermiştim. Ve Oliver Stone sessiz sedasız Ankara’ya gelmiş... Ne dediysek o yani!

Parti kurup babası gibi başarılı olmak isteyen hiçbir oğul başarılı olamadı Türkiye’de... Bakalım Fatih Erbakan istisna olacak mı?