Tayyip Erdoğan diktatör mü, değil mi?

DÜNYADA basın özgürlüğü konusunda racon kesmesiyle bilinen uluslararası bir basın kuruluşu demiş ki:

Haberin Devamı

Türkiye’de basın hiç özgür değil.

*

Bizim hükümet de diyor ki:
Türkiye’de basın çok acayip özgür.

*

Peki biz ne yapıyoruz?
Her tartışmada olduğu gibi bu tartışmada da derhal tarafımızı seçiyoruz:
-Hükümet karşıtlarımız “Adamlar çok haklı abi” diyor.
-Hükümet yanlılarımız “Adamlar çok haksız abi” diyor.

*

Bu tartışma bir başka tartışmaya benziyor.
“Tayyip Erdoğan en büyük diktatördür” diyenler ile “Tayyip Erdoğan en büyük demokrattır” diyenler arasındaki tartışmaya...

*

Nasıl ki “Tayyip Erdoğan diktatördür” diyenlere “Tayyip Erdoğan diktatör olsa sen Tayyip Erdoğan diktatördür diye yazamazdın, yazdığın anda Taksim’de sallandırılırdın” deniliyorsa...
Aynı yaklaşım “basın özgürlüğü” konusunda da sergileniyor.
“Türkiye’de basın hiç özgür değildir” diyenlere “Türkiye’de basın özgür olmasaydı, sen basının özgür olduğunu bile yazamazdın, anında hapse tıkılırdın” deniliyor.

*

Haberin Devamı

Kısacası...
Hep en uçlarda geziniyoruz.
“Türkiye’de basın özgürlüğü hiç yok diyemeyiz ama basın özgürlüğünde çok büyük sıkıntılar var, bu da demokrasi açısından çok büyük bir yaradır” demek kimseleri kesmiyor.
Amerika’daki o kuruluşu bile.
Tıpkı...
“Erdoğan diktatör olmayabilir ama otoriter eğilimli bir liderdir, bu da demokrasi açısından hiç de küçümsenecek, geçiştirilecek bir şey değildir” demenin kimseyi kesmemesi gibi.
“Diktatör” demeden ağızlar tam doldurulmuş sayılmıyor, esaslı bir şey denmiş gibi olmuyor.

*

Oysa bu kısır ve tarafgir tartışmadan çıkmak gerekir.
Yapılması gereken şudur:
-Eksiği gediği tüm verileriyle sağlam bir şekilde ortaya koymak...
-Olumsuzu görmek kadar olumluyu da görmek...
-Ve sadece ama sadece hakikate omuz vermek.

*

Aksi takdirde...
“Tayyip Erdoğan diktatör olsa sizi Taksim’de sallandırırdı, boynunuza ip geçirilmediğine göre Erdoğan diktatör değil” diyerek parmak sallayanlara maruz kalmaktan kurtulmamız mümkün olmayacak.

İstanbul’da foto-safariye uygun en iyi 5 yer

-BİR: Süleymaniye ve çevresi: Burası Ara Güler olmak için çırpınan fotoğraf sanatçısı olma heveslileri açısından bir cennet. O kadar çok eski kapı, sümüklü çocuk ve yüzü kırışık yaşlı insan var ki...
-İKİ: Galata Köprüsü’nün Perşembe Pazarı’na açılan ayağının hemen dibi: Salaş balıkçıları, çamurlu ortamı, şaşkın kalabalığıyla sanki 1950’ler... Çek fotoğrafını, çevir siyah-beyaza... “Eski İstanbul’dan kareler” diye yutturman garantidir.
-ÜÇ: Fatih’teki ana cadde: Sosyal mesajlı, çelişkiye odaklı fotoğraf kareleri için bulunmaz bir yer. Sakallı, şalvarlı bir amca ile mini etek giymiş genç bir kızın aynı anda aynı vitrine bakışını falan hiç yorulmadan yakalamak mümkündür burada.
-DÖRT: “Hamdi” var ya, hani şu meşhur kebapçı... İşte onun oralar... Mısır Çarşı’sının yan tarafları... Ama özellikle geceleri takılacaksınız... Fotoğrafa çok yakışan bir ışığın etkisindeki dar ve dolambaçlı sokaklar falan... Harika yani.
-BEŞ: Zorlu Alışveriş Merkezi: “Fotoğraf ve simetri” konusuna kafayı takanlardansanız... Hendese ilminin imkânlarıyla oluşturulmuş bu yapı bulunmaz nimet. Bahçedeki çiçekler bile acayip hesaplı kitaplı... Daha ne olsun.

Haberin Devamı

Televizyon ile internet

DÖRT bakanla ilgili önergeler için Meclis’te oturum yapıldı dün.
Bu oturum için alınan karar şu:
Meclis TV’de yayınlanmasın, internette yayınlansın.

*

Bu kararı alanlar açısından...
-İnternet şöyle bir şey: Toplumun her kesimine ulaşmayan, etkisi sınırlı olan, zaten yolsuzluk konusunda zaten aşırı duyarlı olanların var oldukları bir alan.
-Televizyon ise şöyle bir şey: Her kesimin biricik yoldaşı, tüm haberlerin ve bilgilerin yegâne kaynağı, izleyenlere “Vay be neler dönmüş” dedirtecek bir alan.

*

Sözün özü:
Kararı alanlar işi biliyor.

Beşir Atalay ile Gül’ün arası mı açıldı?

BAŞBAKAN Yardımcısı Beşir Atalay’ın şöyle dediği rivayet edildi:
“Bizde cumhurbaşkanlığından sonra tekrar başbakanlığa gelme olmaz.”
Cümle açık. Cümle net.
Atalay, Gül’e “boşa heveslenme” diyor.

*

Haberin Devamı

Duyar duymaz “Allah Allah” dedim.
Çünkü ben öyle bilirim ki:
Beşir Atalay’ın Abdullah Gül’e yakınlığı, Tayyip Erdoğan’a yakınlığından bile fazladır.

*

Tam da “Belki köprünün altından sular akmıştır ve Beşir Bey artık Tayyip Bey’e yakın olmuştur, Gül’e mesafe koymuştur” falan demeye başlamıştım ki...
Beşir Bey’in yalanlaması geldi:
“Ben öyle demek istemedim, kastettiğim tam tersidir.”
Sonra baktım Beşir Bey’in konuşmasının bütünlüğüne...
Gerçekten de konuşmasının bütünlüğünde Abdullah Bey’in başbakanlığına kapıyı kapatmıyor, tam tersi açıyor Beşir Bey.

*

Kısacası: Batı cephesinde değişen bir şey yok.

Fatih Erbakan niye başaramadı

-PARTİLİLER tarafından çok genç ve çok toy bulundu.
-Milli Görüş Hareketi’nin “saltanat” modeline kapalı olabileceğini hesaba katmadı.
-Soyadının Erbakan olmasına fazla güvendi.
-Kendisinin “iktidarın projesi” olduğuna dair iddiayı boşa çıkaramadı.
-Partide “Ak saçlılar” denilen isimlerin gücünü hafife aldı.
-Saadet Partisi yönetimine yönelttiği “Paralelci” suçlaması partide karşılık bulmadı, tutmadı.
-Kardeşlerine ve eniştelerine fazla yer verdi.
-Oğuzhan Asiltürk tarafından dizayn edilmiş bir partiyi Oğuzhan Asiltürk’ün elinden almanın imkânsızlığını anlayamadı.

Haberin Devamı

Cemaat’in ‘Ayasofya açılsın’ kampanyası

BİZ tam hükümetten “Ayasofya’yı cami yapma” adımı beklerken...
“Cemaat” atağa kalktı:
Fethullah Gülen’in 1990’da kaleme aldığı “Ayasofya cami olsun” temalı yazısını yeniden yayınlamalar, sosyal medyada kampanya düzenlemeler falan.

*

Samimi olarak bunu istiyor da olabilirler.
Ayasofya’nın ibadete açılmasının dış dünyada yaratacağı olumsuz havayı hesaba katıp hükümeti gaza getirmek istiyor da olabilirler.
Kalplerini yarıp bakmadım.
Bu nedenle niyetlerini sorgulamak istemiyorum.

*

Ben sadece buradan Ali Bulaç’a seslenmek istiyorum:
Ali Abi!
Hani bir zamanlar “Ayasofya eğer ille de öz kimliğine döndürülmek isteniyorsa kilise olmalıdır, çünkü o yapının aslı kilisedir” diyordun ya...
O görüşünü Zaman gazetesinde yeniden dile getirsene.
“Cemaat” açısından ufuk açıcı olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları