Superman, Spiderman derken Kemal Bey

Altılı Masa’nın adayı İlhan Kesici olacakmış.

*

Tam bu söylentiyi hazmetmeye çalışıyordum ki ertesi gün yeni bir rivayet dalgasının hücumuna uğradım.



Yine birbiriyle bağlantısız kaynaklar harekete geçmişti. Bu kez fısıldadıkları adayın ismi Faik Öztrak idi.

*

Bu arada CHP’li Fikri Sağlar, bir paylaşım yaptı: “Aday sürpriz bir isim olacak, at fava bekle.” Bu paylaşımın ardından sürpriz ismin kim olacağıyla ilgili sayısız spekülasyon başladı:

Zühtü Aslan diyenler de vardı, Ali Babacan diyenler de.

*

Bir de Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını büyük felaket olarak gören tiplerin bekledikleri bir mucize var.

Onlar da Kemal Kılıçdaroğlu’nun son anda, “Şaka yaptım yahu şaka. İktidarı kandırdım. Ben baştan beri aday olmayı amaçlamıyordum. Erdoğan’ı ters köşeye yatırmaktı amacım. Adayımız Ekrem İmamoğlu’dur ya da Mansur Yavaş’tır” diyeceğine inanıyorlar.

Şeksiz şüphesiz. Ciddi ciddi.

*

Daha başka rivayetler de var.

Onlar artık iyice çerden çöpten rivayetler olduğu için yazmaya değer bulmadım.

*

Peki bu muazzam toz dumanını besleyen, büyüten, genişleten, çoğaltan temel unsur nedir? Ne olacak?

Tabii ki adayın açıklanmasının geciktirilmesidir.

*

Adayın açıklanmasının geciktirilmesi, sadece rivayet kazanını kaynatmıyor.

Aynı zamanda açıklanacak adayla ilgili beklenti çıtasının da yükseğe, en yükseğe dikilmesine yol açıyor.

*

Düşünsenize:

Beklenecek. Beklenecek. Beklenecek. Beklenecek. Beklenecek.

Tam da “Bizi bu kadar beklettiklerine göre Superman, Batman, Spiderman tarzı birini aday gösterecekler galiba” diye düşünülürken...

“Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu” denecek.

*

“Bunun için mi beklettiniz bizi bunca süre?” tarzı düş kırıklığına karışmış haykırışları şimdiden işitiyor musunuz?

*

Demem o ki...

Adaylarını bir an önce açıklasalar iyi olur. Hele açıklayacakları aday Kemal Kılıçdaroğlu ise... Hemen yarın açıklasalar çok daha iyi olur.

REİS AYRI AK PARTİ AYRI

AK Parti’nin iç çeperlerinde öteden beri dillendirilen bir tez var:

*

“Reis ayrı, AK Parti ayrı.”

*

Hatta bu teze yaslanarak...

“Ben Reis yanlısıyım, AK Parti yanlısı değilim” diyenler bile var.

*

Hayatımda işittiğim en mantıksız, en tutarsız, en anlamsız tezlerden biridir bu.

*

Reis dedikleri kişi...

AK Parti’yi kuran, büyüten, yöneten ve hâlâ da yönetmeye devam eden kişi.

*

- AK Parti, Reis’in siyasi çizgisinin belirginleştiği odak noktası.

- AK Parti varsa Reis var, Reis varsa AK Parti var.

- Bu ikisini birbirinden ayırmak, eşyanın tabiatına aykırı.

- Reis’ten ayrı bir AK Parti olgusu yok.

- AK Parti’den bağımsız bir Reis olgusu da yok.

- İkisi birbiriyle iç içe geçmiş durumda yani.

*

AK Parti’ye küsüp Reis’e yönelmenin siyasi karşılığı tam olarak şu olacaktır: Reis’i cezalandırmak.

*

Her şeyin arkasında FETÖ’cü arayanlardan olsam...

‘Bu tezin arkasında kesin FETÖ var’ derdim.

NEREDE ESKİ OSCAR’LAR

- Eskiden Muhammed Ali maçı izler gibi izlerdik bunu. Artık asla.

*

- Eskiden Oscar almış film gördük mü atlardık üstüne. Artık kata.

*

- Eskiden “Bu da aday olur mu?” diye çıldırırdık. Artık tısss.

NE BOZULUYORSUN HALİL KONAKÇI HOCA

HALİL Konakçı diye bir hoca var.



Son dönemin sansasyonel hocalar dalgasının son halkası.

*

Bu hoca, bir yerde vaaz veriyor. Ses sistemi koymuşlar dışarı. Bangır bangır. Mahalle halkı rahatsız olmuş. Hocayı uyarmışlar. O da buna bozuluyor. Cemaate şikâyet ediyor. Cemaat tekbirler getiriyor.

Falan filan.

*

Ne bozuluyorsun Hoca?

Hastası olan var, işine gidecek olan var, bebeği olan var, yatıp uyumak isteyen var, seni dinlemek istemeyen var.

Ne yani? Millet mecbur mu seni dinlemeye?

Senin son ses dışarı verdiğin vaaza herkes katlanmak zorunda mı? Sen kutsal mısın?

Sen konuşunca herkes dinleyecek mi? Bu ne kibir?

*

Senin tez elden “İslam’da incelik ve nezaket” konulu bir vaaz dinlemende sayısız fayda var.

DİŞ HEKİMİNDEYDİM

DİŞİMDE problem çıktı. Hemen koştum elinin hafifliğine ve pratikliğine hayran olduğum diş hekimime.

“Ağzını aç” dedi. Sonsuz açtım.

Lokal anestezi. Dudağımın kenarlarını da kapsayan berbat bir uyuşma.

Ve başladı ağzımın içinde lanet olası bir inşaat.

Hayatımın en çileli bir buçuk saatindeyim.

*

Ağzımın içindeki inşaat çalışmasına katlanmaya çalışırken bizim diş hekimi nasıl da rahat, nasıl da pervasız.

“Seçim ne olacak seçim?” diyor bana. “Kılıçdaroğlu aday olacak mı?” diyor.

Benim konuşacak halim mi var?

Ağzım açık. Gık bile diyecek durumda değilim. O da biliyor bunu.

“Yakaladım seni konuşamazken” der gibi fikirlerini açıklıyor. Açıkladığı her görüşü “Değil mi?” diye bitiriyor. Ben de “Evet” der gibi hafifçe başımı sallamak durumunda kalıyorum.

*

Diş hekimi koltuğundaki azaptan daha büyük azap nedir?

Cevap veriyorum:

Siyaset acemisi diş hekiminin siyasi analizlerine maruz kalmaktır.

HANDE ATAİZİ FİRDEVS OLACAKMIŞ

ESKİ Aşk-ı Memnu’da Nebahat Çehre’nin canlandırdığı Firdevs karakterini yeni Aşk-ı Memnu’da Hande Ataizi canlandıracakmış.



*

Yemin ederim benim de aklıma Hande Ataizi gelmişti. Tepki görürüm diye dillendirmemiştim.