“SİHA’mızı vurdular” gerçek bir özet değil
EĞER ille de bir özet yapılacaksa...
Olup bitenlerin şu cümlelerle özetlenmesi çok daha isabetli olacaktır:
*
- Türkiye, “Çekilin PKK’yı vuracağız” mesajı verdi.
*
- Ertesi gün Suriye’de PKK / YPG hedefleri tarumar edildi.
*
- PKK / YPG çevreleri, “ABD bizi her an satabilir” diye tedirgin.
*
- ABD’nin SİHA’yı düşürmesinden sonra operasyonlar hız kesmeden devam etti.
*
Olup bitenlerin en gerçekçi, en hakiki, en doğru özetidir bu cümleler.
*
Ama bakıyoruz.
Bazıları olup bitenleri şöyle özetlemeye acayip meraklılar:
*
ABD, SİHA’mızı vurdu. ABD, SİHA’mızı vurdu. ABD, SİHA’mızı vurdu.
*
SİHA’yı vuran ABD bile...
- Türkiye’yi yatıştırmaya çalışırken.
- Alttan alırken.
- Üzüntü beyan ederken, özür dilerken.
- Türk makamlarına telefon üstüne telefon açarken.
Olup biteni “ABD SİHA’mızı vurdu” diye özetleyenlerin ne istedikleri çok belli.
*
- İstiyorlar ki “Türkiye zor durumda” algısı oluşsun ve pekişsin.
- İstiyorlar ki Türkiye’nin operasyonlarının başarısına gölge düşsün.
- İstiyorlar ki PKK aradan çekilsin, Türkiye ile ABD karşı karşıya gelsin.
- İstiyorlar ki Türkiye’nin terör hedeflerini vurması, gündemden düşsün.
- İstiyorlar ki sadece ve sadece SİHA’nın düşürülmesi konuşulsun.
SUSTU, SUSTU, KONUŞTU
TÜRKİYE Irak’taki terör yuvalarına hava harekâtı yaptı.
Kılıçdaroğlu sustu.
*
Türkiye, Suriye’deki terör hedeflerini meşru hedef ilan etti.
Kılıçdaroğlu sustu.
*
Türkiye, üçüncü taraflara “çekilin, PKK’yı vuracağız” dedi.
Kılıçdaroğlu sustu.
*
Türkiye, Suriye’deki terör odaklarını darmaduman etti.
Kılıçdaroğlu sustu.
*
Ne zamanki ABD, Türk SİHA’sını düşürdü.
Ve Kılıçdaroğlu konuştu.
*
Türkiye’nin ana muhalefet lideri olarak Kılıçdaroğlu, önce Türkiye’nin teröre karşı verdiği mücadeleye destek olsaydı, sonra da ABD’nin düşürdüğü SİHA konusunda hükümeti eleştirseydi...
Şahane bir duruş sergilemiş olacaktı.
*
Hem yerli ve milli muhalefet haline gelecekti.
Hem de iktidarı en sert biçimde eleştirmiş olacaktı.
*
Ben de çok safım ha.
Kılıçdaroğlu böyle şeyleri akıl edebilseydi seçimi kazanırdı yahu.
CESARET AŞILIYORUM
- ÜÇ saati aşkın süresi olan “Kuru Otlar Üstüne” filmini izlerken sıkılırsan, “entelektüel görünümüm bozulur” diye sıkıldığını haykırmaktan çekinme. Unutma ki sıkıldıklarını haykıramayanların sonu, entel baskısının altında ezilmektir.
*
- Nobel, Michelin, Olimpiyatlar... Bir zamanlar efso’ydu bunlar. Hiçbirinin eski havası kalmadı. Bu duruma işaret etmekten geri durma. Yadırganmaktan korkma haykır. Yadırganmaktan korkarak şu hayatta hiçbir yere varamazsın.
ŞENGÖR’ÜN GÖZYAŞLARINA KONSANTRE OLAMIYORUM
ATATÜRK için gözyaşı dökmüş Celal Şengör.
Nerede, nasıl? Bilmiyorum.
Sadece videosunu gördüm.
*
Videoyu izliyorum, tam Atatürk için söylediklerini dinleyip etkileneceğim...
Aklıma Celal Hoca’nın şu marifetleri geliyor:
- Öğrencisinin eteğini kaldırıp şaplak attığını ballandırarak anlatması.
- “Dışkı yedim” diye yaptığı açıklaması.
- 12 Eylül’ün generallerine selam durması.
*
Ne yapayım? Elimde değil. Aklıma geliyor.
BİLİMSEL OLMAYAN TOPLUMSAL GÖZLEMLER
- “NE içersiniz” sorusuna “çay” diye yanıt verenlerin sayısı azalırken “kahve” diyenlerin sayısı artıyor.
*
- Serpme kahvaltı olgusundan hızlıca bir uzaklaşma, alakart kahvaltıya hızlıca bir geçiş söz konusu.
*
- Bir süredir her yiyeceğe yoldaş yapılmaya çalışılan avokadodan bir soğuma başlamış durumda.
*
- Konvansiyonel televizyon haberleri, Türk halkının hâlâ biricik haber kaynağı olmaya devam ediyor.
*
- Milletimizin bazı fertleri, sinema salonlarına sadece patlamış mısır yemek için gitmekte.
*
- Seçimden önce epey havalanan sokak röportajı sektörü, seçimden sonra epey gözden düşmüş durumda.
BİR İLİŞKİ KESME HAMLESİ OLARAK TAKİPTEN ÇIKMA
GÜLŞEN, eşini takipten çıkarmış.
Magazin dünyasını allak bullak etmiş bu gelişme.
“Boşanıyorlar mı” yorumları yapılıyormuş.
*
Bu olay da gösterdi ki artık İnsta’dan takipten çıkmak, resmen bir ilişki kesme modeli haline gelmiş.
*
Benim bu konudaki yöntemim çok daha radikal:
*
İlişki keseceksem Whatsapp’tan anında blokluyorum. Gülşen’ler neden bu yöntemi denemiyorlar acaba?
