Paylaş
Ocak ayından itibaren yürürlüğe girecek olan Sağlık Bakanlığı’nın yönetmeliği bunu öngörüyor.
*
Dün bu konuyu yazmış, “Serbest çalışan hekimleri rahat bırakın” demiştim.
Hekimlerimizden mesajlar aldım çok sayıda.
*
Hepsinin ortak temennisi şu:
*
Sağlık Bakanlığı, yönetmeliği gözden geçirsin.
*
Bir hekim okurum, şöyle yazmış:
“Muayenehanesi olan tüm doktorlar, büyük kaygı içinde. Yönetmelik, bu haliyle hayata geçerse sadece bize değil sağlık turizmine de büyük darbe vurmuş olacak. Kendi adıma örnek vereyim: Ocak ayına birçok yabancı hastaya ameliyat günü verdim ama bu ameliyatları maalesef yapamayacağım. Çünkü yıllardır ameliyatlarımı yaptığım özel hastane, sadece tek bir hekimle sözleşme yapmak zorunda kalacak. Türkiye, sağlık alanında bir dünya markası haline geldi. Bunda özel muayenehane hekimlerinin katkısı büyük.”
*
Sağlık Bakanlığı, hekimlerimizin bu sesini duyar umarım.
PERVİN BULDAN ÖYLE DEMEMİŞ
PERVİN Buldan’ın “Cumhuriyet bir yıkım projesidir” dediğini yazmıştım.
*
HDP Sözcüsü açıklama yapmış.
Yaptığı açıklamada “Pervin Buldan öyle demedi” diyor.
*
Pervin Buldan ne demiş?
Noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum:
*
“Kuruluşundaki âdemi merkeziyetçilik ve demokrasi fikrinin terk edilerek, yerine Kürtler ve Aleviler başta, tüm farklılıkların ret ve inkârına dayalı tekçilik sisteminin devreye sokulmasıyla yaşanan 100 yıllık bir yıkım
sürecinden bahsediyoruz.”
*
Sonuç? Sonuç şu:
*
Pervin Buldan, Cumhuriyet’e “yıkım projesi” dememiş.
Peki ya ne demiş?
“100 yıllık yıkım süreci” demiş.
*
“Yıkım süreci” ya da “yıkım projesi”.
Ben pek bir fark göremiyorum.
Gören var mı?
EN GÜZEL CEVAP AKDENİZ BELEDİYE BAŞKANI’NDAN
MERSİN Belediye Başkanı Vahap Seçer’in şöyle bir açıklaması olmuştu:
*
“İkinci yüzyıl vizyonu. Tank, top, İHA, SİHA, vur, kır, öldür, kahramanlık türküleri. Cumhuriyet bunun için kurulmadı. Cumhuriyet, medeniyet projesidir. Barış projesidir. Demokrasi projesidir.”
*
“Türkiye, savunma alanında muazzam bir teknolojik atılım yapıyor. Ne güzel” diye sevinen herkesi...
Savaş aşığı, medeniyet düşmanı, barış karşıtı gibi gösteren bu yaklaşımdan çok rahatsız olmuştum.
*
Neyse ki Vahap Seçer’e en güzel cevabı Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak vermiş.
*
Vahap Seçer’in de hazır bulunduğu bir belediye toplantısında ısrarla söz isteyen Başkan Gültak, sonunda söz almış ve Vahap Seçer’in yüzüne karşı şöyle demiş:
*
“Cumhuriyet, her türlü yokluğa rağmen işgal ordularına karşı topla, tüfekle direnen ve bu toprakları bizlere vatan yapmak için toprağa düşen şehitlerle savaşılarak kazanılmıştır. Dünya devlerinin de gıpta ile izlediği, hayran kaldığı ve siparişler verdiği İHA ve SİHA gibi savunma teknolojimizi eleştirmek nasıl bir bakış açısıdır? Bugün terör örgütünün korkulu rüyası haline gelen savunma teknolojimizi eleştiren Sayın Seçer’in bu açıklamasını şiddetle kınıyorum.”
*
Biraz olsun yüreğim soğudu.
ŞAHANE BİR KONYA SOHBETİ
KONYA Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın yolu İstanbul’a düşünce güzel bir Konya muhabbeti çevirmek üzere buluştuk.
*
Başkan Altay’ın üzerinde ağır resmi bir kıyafet vardı. Bense tişört, mont falan. Görüntümüz muazzam bir çelişki oluşturuyordu ama mevzu Konya olunca “Ne giyersen giy, bizdensin” yaklaşımı egemen oldu ortama.
*
Son zamanlarda İstanbul Ortaköy’deki “Konyalı Ahmet Usta”nın Konya yemeklerine dadanmaya başladım. Başkan Altay’a Ahmet Usta’yı övdüm biraz. İlgilendi.
*
Konya politik olarak çizgisi belli bir şehir. AK Parti’nin ezici üstünlüğü var. Gördüğüm kadarıyla İbrahim Altay, bunun sağladığı konfora kendisini asla kaptırmamış. “Konya son dönemde çok değişti” diyerek yaptığı çalışmalardan söz etti.
*
Anlattıklarından benim ilgimi en çok “Kelebekler Bahçesi” çekti. Ekvatoral iklim koşullarının sağlandığı bir alanda 40 farklı türde 20 bin kelebeğin kanat çırptığı bir bahçeymiş burası. Fotoğraflarını gördüm. Bayıldım.
*
Sanırım en kısa zamanda Konya’da “Hürriyet Buluşmaları”ndan birini gerçekleştireceğiz.
ALIP VEREMEDİKLERİ NEDİR
TELE1, Halk TV’ye karşıymış. Sözcü, Tele1’e düşmanmış. KRT bir acayipmiş.
Falan filan.
*
Medya kulislerinde CHP medyasına ilişkin her gün ayrı bir dedikodu çıkıyor.
*
Nedir alıp veremedikleri? Niye birbirlerine sallıyorlar? Bu kavga ne diye? Neden bu kin?
Bir acayip bilmecedir bu.
ATA DEMİRER: AĞIR KANLI
BEN: SÜPER TEZ CANLI
SAYİT Durmaz arkadaşımızın bugün Kelebek’te yer alan haberini okuyunca gözlerim faltaşı gibi açıldı.
*
Ata Demirer, Cihangir’de bir mekânda tam 14 saat kalmış.
Saat 11.00’de gelmiş. Gece 01.00 gibi gitmiş.
*
Bu alanda benim rekorum en fazla 45 dakikadır.
*
Korkarım ben biraz tez canlıyım.
Paylaş