Sen ne güzel bir CHP’lisin ey Ali Kılıç Başkan

Okuyunca...

Bir ferahlama duygusuyla dolup taştım. Yalnız olmadığımı anladım. Sağduyunun hepten kaybedilmediğini fark ettim. CHP’nin bir belediye başkanıyla aynı derdin dertlisi olduğumu gördüm.

*

Gelin, hep beraber okuyalım bu her satırında umut çiçekleri açan bu mektubu:

*

“Ahmet Bey merhaba...

 Anlaşmazlıkların tamamında anlaşamasak bile birçok sorunun üstesinden gelecek fikir birlikteliğini çok rahat kurabiliriz.

Bunu da sizin verdiğiniz güzel örnekte gördüğümüz iletişimi canlı tutarak gerçekleştirebiliriz.

Farklı düşünen insanların birbirlerine itirazlarını konuşarak-mesajlaşarak ulaştırmaları bir yerlerde buluşmaya çıkabilir ve ihtiyacımız olan tabloyu alkışlayarak görebilme olanağı sağlar.

Bu konuda basına ve sağduyulu gazetecilere düşen görevin önemi kesinlikle yadsınamaz.

*

Ayrıştırmanın, kamplara ayırmanın ve tamamen karşıdan gören gözlerle bakmanın bize bir yarar getirmediğini acı bir fatura ödeyerek 12 Eylül’e getiren ve sonrası süreçte yaşadık.

İktidar ve özellikle ana muhalefet partisi İstanbul il başkanlarıyla çağdaş çerçevede iletişim içinde olmanızı samimi bir şekilde kutluyorum.

‘Özellikle ana muhalefet partisi İstanbul il başkanı’ diye yazıyorum, çünkü iktidardan çekinen birçok gazeteci dostumuzun ana muhalefet siyasetçileriyle aralarında bilinçli olarak belli bir mesafe bıraktığını görüyoruz.

*

İnsanlar elbette ki farklı düşünebilir.

Elbette ki farklı pencerelerden ama aynı doğruya bakabilir.

Şu gök kubbenin altında hepimiz güneşin ışınlarından faydalanıyoruz. Güneş size daha az bana daha fazla gülümsemiyor.

Yıllardır yakamızı kurtaramadığımız kutuplaşmadan bir nesli, bir yaşamı ve neredeyse bir ülkeyi kaybediyoruz.

Siyaset uzlaşma sanatıdır.

Bunu yapabilenler insanlığa ve geleceğimize katkı sunarlar.

Ayak diretenler bundan önce olduğu gibi tarihin derinliklerinde kaybolup giderler.

*

Dün Dünya Basın Günü’ydü.

Bu anlamlı günde Maltepe Belediyesi olarak farklı düşüncelerden medya mensuplarını sosyal medya ekranlarımızda bir araya getirdik.

İstedik ki farklı düşünenler bir yerel yönetim ekranında tarafsız bir ortamda bir araya gelip konuşabilsinler.

Kimler vardı?

- Fikret Bila

- Mahmut Övür

- Necdet Saraç

- Barış Yarkadaş

- Saygı Öztürk

- Yazgülü Aldoğan

- Ersoy Dede

- Deniz Zeyrek

- Hadi Öztürk

- Erdem Gül

İki saat boyunca militan gazetecilik, tetikçilik, basının bugünü ve yarınını tartıştılar. Hiç kimse benliğinden bir şey kaybetmedi.

Bilakis medeni ölçülerde düşüncelerini ortaya koydular.

*

Bugünlerde bir insanlık sınavı veren gezegenimizde farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edip asgari müştereklerde birleşmeliyiz.

Adlarımız farklı olabilir ama soyadımız Türkiye!

Dostça selamlar...

Ali KILIÇ

Maltepe Belediye Başkanı”

*

Teşekkürler Ali Kılıç Başkan!

Tek dileğim diyaloğu önemseyen, iletişimi kesmeyen, cepheleşmenin sona ermesi için çırpınan sizin gibi siyasetçilerin sayısının artmasıdır.

Lütfen dik dur eğilme! Hiç kimse olmasa bile en azından bir garip köşe yazarı olarak ben seninleyim!


ATATÜRK HAVALİMANI PİSTİYLE İLGİLİ ANLAYAMADIĞIM ŞEYLER

“ATATÜRK Havalimanı’nın pistlerine hastane yapıyorlar... Gitti 2 milyar dolarlık pist... Gitti de gitti...” diye bir konu var gündemde.

*

Bu konuyla ilgili olarak anlayamadığım bazı hususlar var.

*

Her şeyden önce yeni havaalanı yapılınca Atatürk Havalimanı fiili olarak kapatıldı mı? Kapatıldı! Bu karar için “doğru” dersin, “yanlış” dersin, ona bir şey demem. Ama sonuçta ka-pa-tıl-dı...

Bu durumda soruyorum:

Kapatılan ve kapatıldıktan sonra da kısıtlı biçimde faaliyet gösteren bir havalimanının hiç kullanılmayan iki pisti için “Gitti 2 milyar dolarlık pist” demek, ne kadar anlamlıdır?

*

Atatürk Havalimanı şu anda ne için kullanılıyor?

İki şey için: BİR: Genel havacılık hizmetleri için... İKİ: Eğitim için...

*

İki pistin kapatılması ve yerine hastane yapılması, bu faaliyetlerin yürütülmesine engel midir? Yetkililerin yaptıkları açıklamalardan anlıyoruz ki değilmiş! Zaten kullanılmıyormuş o pistler. Boş, işlevsiz biçimde öylece duruyorlarmış. Hatta varlıkları, faaliyetlerin yürütülmesine engel bile oluyormuş.

*

İşlevsiz iki pist için niye gürültü koparılıyor? ANLAMIYORUM! 2 milyar dolar nereden çıkmıştır, neye göre yapılmıştır bu hesap, Atatürk Havalimanı’nın tamamı 2 milyar dolar eder mi? ANLAMIYORUM! Kullanılmayan iki pisti orada öylece tutmak ne işe yarayacak? ANLAMIYORUM! Oraya kalıcı, gelişmiş, donanımlı bir pandemi hastanesi yapmak niye kötü bir şey olsun? ANLAMIYORUM.

KURŞUNLARLA TEHDİT YAĞDIRAN ADAM

ADAMIN teki, bazı CHP’lileri tehdit etmiş sosyal medya üzerinden.

Fotoğraf var:

Bir kavanoz içindeki kurşunları göstererek tehdit ediyor.

“Öldürürüm” falan diyor.

*

Hiçbir şey yapamaz bu adam. Köpeklerin dünyasına az buçuk vakıf olanlar bilir ki... Yapacak olan göstermez!

*

Ama yine de bu adamla ilgili olarak hukuk devreye girmeli... Kendisini “AK Partili” olarak tanıtması nedeniyle de en başta AK Parti, bu adamdan davacı olmalı.

BENİM SIRALAMAM ŞÖYLE




- BİR NUMARAM: Tabii ki Türkan Şoray... Her dönemiyle...

- EN VAZGEÇİLMEZİM: Hülya Koçyiğit’in siyah beyaz dönemi... ‘Susuz Yaz’ günleri yani...

- EN BEĞENDİĞİM: Gülşen Bubikoğlu... Bilhassa da “Kovaladıkça kaçan ateş böceğim misin” şarkısından yola çıkılarak çekilen ‘Ateş Böceği’ filmindeki hali...

- EN ETKİLENDİĞİM: Fatma Girik’in 70’li yıllarda çektiği sosyal içerikli filmlerdeki edası...

- EN SEVDİĞİM: Filiz Akın’ın kendine gayet iyi yakıştırdığı sosyetik güzel tavrı...

- EN HÜRMET ETTİĞİM: Belgin Doruk... Bilhassa Ayhan Işık’lı filmlerdeki havasıyla...