Selahattin Demirtaş’ın dilinin altındaki bakla

“Eğer muhalefetteki milliyetçi odaklar, demokrasi ittifakına ısrarla engel olmaya devam edeceklerse... Bu durumda HDP öncülüğünde üçüncü bir ittifak, demokrasi ittifakı ilan edilebilir.”

*

Ne demek bu?

Hadi biraz anlamaya çalışalım.

“Muhalefetteki milliyetçi odaklar” derken kastettiği İYİ Parti mi acaba? “Bu iş İYİ Parti’yle gitmez” mi demek istiyor Demirtaş?

*

Önerdiği yol şu: HDP öncülüğünde üçüncü bir ittifak. Ne yani? Millet ittifakı ve cumhur ittifakının dışında bir de demokrasi ittifakı mı olacak?

*

İyi ama böyle bir durumda CHP ne olacak? CHP, millet ittifakında mı kalacak? Yoksa HDP öncülüğündeki ittifaka mı geçecek?

*

Millet ittifakının başını çeken CHP, neden millet ittifakını bırakıp HDP’nin öncülüğünde bir başka ittifaka geçsin ki?

*

Sorular... Sorular... Sorular...

Hiçbirinin yanıtı yok.

*

Galiba... Sanırım... Herhalde...

Demirtaş’ın dilinin altında bir bakla var, henüz tam olarak açık etmediği.

Nedir acaba o bakla?

BİLİM KURULU TOPLANIYOR

ESKİDEN...

“Bilim Kurulu toplanıyor” denildiğinde...

Gazetenin birinci sayfasında kocaman bir yer ayırırdık.

“Acaba hangi kararlar çıkacak” diye merakla beklerdik.

Bir heyecan kaplardı hepimizi.

*

Bugünlerde ise...

“Bilim Kurulu toplanıyor” denildiğinde...

Sıfır heyecan...

Sıfır beklenti...

Sıfır merak...

*

Biz mi yorulduk yoksa Bilim Kurulu mu kendi kendini tüketti?

Bilemeyeceğim artık.

YEMEKSEPETİ’NE ARTIK ELİM GİTMİYOR

EN dandik şifreyle girmiştim Yemeksepeti’ne...

“1234” demiş geçmiştim.

*

Yemeksepeti’nin hacklendiğini...

İsimler, adresler ve telefon bilgilerinin siber korsanların eline geçtiğini...

Öğrenince...

Telaşla o dandik şifreyi değiştirdim.

Elimden geldiğince karmaşık bir şifre kullanmaya çalıştım. Beğenmedim. Bir daha değiştirdim. Daha da karmaşıklaştırmaya çalışarak...

*

Sonra “Artık olan olmuştur. Gitti bizim bilgiler” diye bir karamsarlık kapladı içimi... Tetikte beklemeye başladım. Acaba ne türden bir bela gelip de beni bulacak diye...

*

En sonunda iş öyle bir hale geldi ki...

Acıkınca büyük bir iştahla atıldığım Yemeksepeti’ne...

Artık elim gitmez oldu.

İSRAİL’İN AŞILANMASI

“İSRAİL, aşı işini başardı” diyerek...

İsrail’i övüyorlar.

*

İsrail, nüfusunun yüzde 60’ını aşıladı.

*

Eğer bizim nüfusumuz İsrail kadar olsaydı.

Şu ana kadar yaptığımız aşıyla...

Bırakın yüzde 60’ı, nüfusun yüzde yüzünü aşılar, artanını da yoksul ülkelere gönderirdik.

SİYASET TARTIŞMASI YAPACAKLARA TÜYOLAR

Şunu hiç unutmayın: İkna edilmeye yüzde yüz kapalı, sadece bildiğini okuyan ve yargılarını asla değiştirmeyecek tiplerle asla siyasi tartışma yapılmaz. Zorlamayın ve kendinizi üzmeyin.

*

Şu iki tipten de uzak durun: BİR: “Lebalep / Pudra Şekeri / Millet aç” dışında siyasi tezi olmayan tip... İKİ: “Tek parti / Andımız / CHP’deki tecavüzler” dışında siyasi tezi olmayan tip...

*

Şu ortamdan kaçın: Ortamda sürekli din üzerinden ya da sürekli Atatürk üzerinden gerilim çıkarmaya meraklı tipler varsa... Konuyu değiştirmeniz mümkün değildir. Ancak kaçarak kurtulabilirsiniz.

PROVOKASYON KELİMESİNİ PEK SEVMEM AMA

HER alengirli olayın, “Provokasyon” kelimesiyle izah edilme çabası nedeniyle... “Provokasyon” kelimesini pek sevmem.

Ama bu kelimeyi büyük bir gönül rahatlığıyla kullandığım bir yer var.

O yer şurasıdır:

*

Atatürk heykellerine saldırılar!

*

Toplumun büyük çoğunluğunun saygı duyduğu, ülkenin kurucu liderine yönelik bu tür eylemleri karşılayacak tek kelimedir “provokasyon” kelimesi.

Atatürk heykellerine saldırı olaylarına cuk oturmaktadır.

TERAVİH, İFTAR VE KORONA

HALKIMIZ iftarlara çok önem verir.

Lokantalar dolar taşar iftarlarda.

Huzurlu, büyülü bir atmosfer oluşur.

Buna rağmen bu Ramazan’da dışarıda iftar yapamayacağız.

Neden? Çünkü vaka sayılarında neredeyse birinci olduk. Vaka sayıları düşmüyor, artıyor. Tehlike nedeniyle lokantalarda iftar yapamayacağız, toplu iftar davetleri veremeyeceğiz.

Peki ya teravih?

Bu ramazanda teravih camilerde kılınabilecek.

İyi ama teravih sünnettir. Evde de kılınsa olur.

Artan korona tehlikesi göz önünde bulundurularak teravihin evde kılınması öngörülse daha iyi olmaz mıydı?

Geçen yıl vaka sayısı çok daha azken teravihler evde kılınmamış mıydı?