Paylaş
Şöyle demiş:
*
“15 Temmuz, fiili bir darbe girişimiydi. 14 Mayıs ise Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların her birini bir araya getirerek oluşturabilecek siyasi bir darbe girişimidir. Bunu biz değil bugün Amerika’nın başındaki zat, yıllar önce söyledi. Yıllar önce denedikleri bütün yöntemler berhava olunca ancak böyle bir yöntemle Türkiye’yi ele geçirebileceklerini ifade ettiler. İçeriden ele geçirmeye çalıştılar, beceremediler. Şimdi bunu kendilerinin bir Truva Atı’yla yapmaya çalışıyorlar...”
*
Süleyman Soylu, bir siyasetçi olarak şunları söyleyebilir:
*
“Hepiniz bize karşı birleştiniz. Sizi bize karşı birleştiren gücü biliyoruz. Biden’ın söylediği sözleri unutmadık. Onun amacı, 14 Mayıs’ta Türkiye’yi tasfiye etmektir.”
*
Soylu, tam olarak bunu söylemiş olsaydı mesele yoktu. Çünkü “siyasi eleştiri” kapsamına girecek şeyler söylemiş olurdu.
Ancak “sandık” ile “darbe” arasında bir ilişki kurması, kabul edilemez.
*
Rakiplerinizin dışarıdan gelen motivasyonlara açık olması ya da olmaması sandıktan çıkacak sonucun demokrasi olduğu gerçeğini değiştirmez.
*
Rakiplerinizin dış odakların teşvikiyle birleşip birleşmemesi de sandığın millet sözü olduğu gerçeğini değiştirmez.
*
Sandıktan darbe çıkmaz. Sandıktan demokrasi çıkar.
Eğer Biden’ın Türkiye’yi tasfiye etmeye çalıştığına inanıyorsanız...
Bunu engellemenizin tek bir yolu var:
Bunu millete anlatmak, milleti ikna etmek ve sandıktan zaferle çıkmak.
AHMET DAVUTOĞLU YİNE ÖFKELENECEK Mİ?
Bundan beş altı sene önceydi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Ortadoğu için “bataklık” demişti.
Dönemin muktediri Ahmet Davutoğlu, bu nitelemeye çok ama çok kızmıştı.
*
Siyasi hayatının en öfkeli konuşmasını yapmıştı Davutoğlu.
Sesini acayip yükseltmiş, kürsüyü hırpalamıştı. Kendinden geçmiş, delirmişti resmen.
Öyle bir bağırmıştı ki...
Gür sedası Ortadoğu dolaylarındaki bazı apartmanların camlarını titretmişti.
*
“Orada Mekke-i Mükerreme var. Orada Şam-ı Şerif var. Orada kutsal Kudüs var. Sen nasıl oraya bataklık dersin” diyerek vermiş veriştirmişti Kılıçdaroğlu’na.
*
Ve iki gün önce...
Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez cumhurbaşkanı adayı sıfatıyla Ortadoğu için yine “Bataklık” dedi.
*
Gözler kısılıp Davutoğlu’na bakıldı:
Tısss yok.
*
Ne Şam-ı Şerif diyordu.
Ne kutsal Küdüs’ten söz ediyordu.
Ne de Mekke/Medine’yi hatırlatıyordu.
Tıssss.
Kocaman bir tıssss.
*
Acaba neden ses gelmedi Davutoğlu’ndan?
*
Üç ihtimal var:
*
- BİR: Ya Ortadoğu’nun bataklık olduğuna inanmaya başladı.
*
- İKİ: Ya CHP ile ittifak yaptığı için “Bunu görmezden gelelim” dedi.
*
- ÜÇ: Ya da “bataklık” diye bir video çekmek için cesaret toplamakta.
FETÖ ÇAKALLARININ EN SEVDİĞİ ŞEYLER
- Uzun kulaklık yapmak.
*
- Bel altına kamera dayamak.
*
- Hastalık dedikodusu çıkarmak.
*
- Yalan uydurup yaymak.
*
- Saklı kimliklerle kafa karıştırmak.
*
- Mertlikten uzak her türlü kalleş yönteme başvurmak.
EN KUVVETLİ OLUNAN YERDEN VURMAYA KALKMAK
Bu hükümetin en kuvvetli olduğu yer:
Savunma Sanayisi.
*
Tamam. Aselsan’lar, Havelsan’lar, Tusaş’lar kurulmuştu. Bir birikim vardı.
Fakat o birikimi alıp çok yukarılara taşıdılar.
Bir devrim oldu savunma sanayisinde.
Büyük bir devrim.
*
Dünyanın kabul ettiği somut sonuç ortada:
‘Savunma Sanayisi’ndeki yerlilik oranı yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıktı.
Her gün birbirinden kıymetli yeni bir ürün çıkıyor.
Uçaklar, gemiler, tanklar, İHA’lar, SİHA’lar...
*
Bayraktar, bu büyük ilerlemenin paydaşlarından biri.
Bayraktar’ın hikâyesi, toplumun tüm kesimlerini etkiliyor.
O hikâye, bir saygınlığı da beraberinde getiriyor.
*
Durum buyken...
Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun nazik bir üslupla da olsa Haluk Bayraktar’la polemiğe girmesi...
Kendi hesabına hiç akılcı değil.
*
Savunma Sanayisi’ndeki gelişmeler karşısında muhalefetin yapması gereken iki şey var:
*
- BİR: Ya susacak ve geçiştirecek.
*
- İKİ: Ya da sonsuz destek olacak.
Paylaş