Paylaş
Tamam... İyi diyorsunuz.
Tamam... Güzel diyorsunuz.
*
Ama çok sayın yetkili bey, bu insanlar, keyifleri öyle istediği için riskli binalarda oturmuyorlar ki!
“Amaaan şimdi taşınma sorunuyla falan kim uğraşacak abi” diyerek riskli binalarda oturmaya devam etmiyorlar bu insanlar.
Yahu kim ister en küçük bir depremde enkaza dönüşecek bir binada çoluk çocuk oturmayı? Yahu kim ister enkaz altında can vereceğini bile bile o binalarda oturmaya devam etmeyi?
Niye anlamıyorsun çok sayın yetkili bey?
Başka seçenekleri yok bu insanların.
Mecburlar mecbur!
Mecbur oldukları için oturuyorlar o riskli binalarda.
*
Çok sayın yetkili bey!
“Vatandaşlarıma sesleniyorum: Riskli binalarda oturmayın” diye hiçbir işe yaramayan, empati yoksunu, anlayışsız mı anlayış, boş beleş açıklamalar yapmak yerine...
Riskli binalarda oturan vatandaşlarımıza uygun alternatif planlar sunun, onların dertlerine derman olun, onlar için bir şeyler yapın.
Sizden beklenen budur.
Size düşen görev budur.
*
Şunu hiç unutmayın:
Riskli binalarda oturulmayacağını, en çok da riskli binalarda oturmak zorunda kalan vatandaşlarımız bilirler.
Tavsiyenize zerre kadar ihtiyaç yok yani.
NEDEN TRUMP’ÇIYIM
En son tahlilde intizamsız biçimde dans eden yaramaz oğlan çocukları gibi hiç zapt edilemez bir tip ya... İşte onun için.
*
Kurulu düzenin en büyük ve en kibirli devleri, ta en baştan beri buna hiç tahammül edemediler ya... İşte onun için.
Biden gibi akmaz / kokmaz / bulaşmaz acayip renksiz bir adamın karşısında sinir bozucu bir renk cümbüşü gibi kaldı ya... İşte onun için.
*
Suriye’de asker beslemek, Irak’a demokrasi götürmek, Afganistan’a para gömmek... Hiç aklına yatmıyor ya... İşte onun için.
*
Yenilgiyi hazmedememek, “Hile var” diye ortalığı karıştırmak, “Oylarımı çaldılar” diye ayağa kalkmak gibi bize benzeyen halleri var ya... İşte onun için.
*
Elinden “başkanlık” makamı gittiği anda geceleri rahatça uyuyamayacakmış gibi kendine acındırıyor ya... İşte onun için.
*
Korkunç deliliğiyle, olağanüstü öngörülemez oluşuyla, şaşırtıcı derecede çılgınlığıyla tüm dünyanın biricik eğlencesiydi ya... İşte onun için.
*
Ne yalan söyleyeyim? Bütün bu halleriyle bizim de birazcık işimize yarıyor gibi bir durumu vardı ya... İşte onun için.
MİDEM BULANDI
MİDEM BULANDI BİR: Konya’daki bir süt toplama merkezinde çalışan bir adam, dalmış sütün içine. Kleopatra gibi süt banyosu yaparken video çekip yayınlamış. Bir filmden aldığı şarkıyı da eklemiş videosuna...
MİDEM BULANDI İKİ: Elif kızımız, itfaiyecimizin parmağını tutmuş ve o tutuş çok meşhur olmuştu ya... Bir bardağın üstüne bunun resmini çizmişler, 50 liradan satmaya başlamışlar. Yamyamlık bu değilse nedir acaba?
TARİKATLAR VE DEPREM KONUSUNDA DÖRT ŞEY
BİR: Tarikatsan, cemaatsen, hayır hasenat işine odaklanmışsan koşacaksın deprem bölgesine... Dertlere derman olacaksın. Öyle bir koşacaksın ki her görüşten insan sana saygı duyacak. Kafayı cinsellikle bozmuş vaaz videoların yerine yardıma koştuğun videolar dolaşacak ortalıkta. Geçen günkü yazımda söylemek istediğim tam da buydu.
*
İKİ: Bunları niye başka derneklere, kurumlara söylemiyorum da tarikatlara ve cemaatlere söylüyorum. Çünkü tarikatın, cemaatin hayır hasenat gibi birincil hedefi olması gerektiğine inanıyorum. Asıl iddiasının bu olması gerektiğine inanıyorum. Bağlı olduğu inanç değerlerinin bunu gerektirdiğine inanıyorum.
*
ÜÇ: Hiç mi tarikat, cemaat yoktu İzmir’de? İşte bu noktada yanlış yaptım. Çok özür bunun için. Varmış. Bu tür yapılarla hiç alakası olmayan bir arkadaşım, deprem bölgesinde çırpınıp duran “Beşir” adlı derneğin çalışmalarına hayran kalmış. Menzil’e bağlıymış galiba bu dernek. Helal olsun kendilerine... Başka? Başka dernekler, yapılar da varmış İzmir’de. Hepsinden Allah razı olsun.
*
DÖRT: Ama şunun altını çizmeye de devam ediyorum, edeceğim: Bu yapıların, temel motivasyonu maalesef devlet içinde kadrolaşmaya, ticaret yapıp holdingleşmeye, kendi mürit dünyasını genişletmeye yöneliktir. Oysa temel motivasyonları İzmir’in, Elazığ’ın yardımına koşmak olmalıdır.
ALIN SİZE İKİNCİ ‘SARAY’A GİDEN CHP’Lİ’ VAKASI
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu şöyle demiş:
“Millet ittifakının dağılması için belli kişilere para verilerek parti kurma çalışmalarına destek veriliyor”.
*
Sormuşlar:
*
“Muharrem İnce’yi mi kastediyorsunuz?”
*
Cevap vermiş:
*
“Sadece o değil”.
*
Hani bir ara günlerce “Saray’a giden CHP’li” tartışması yapmıştık ya... Sanırım bu da öyle bir olay haline gelecek.
Baksanıza: Muharrem İnce şimdiden “Kimmiş bu Saray’dan para alan CHP’li? Kemal Kılıçdaroğlu bunu açıklamalı” diye ortalığı inletmeye başladı.
*
Gerçekten de Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuya açıklık getirmesi şart.
*
Millet ittifakını dağıtmak için iktidar kimlere para veriyor? Açıklamalı.
“Sadece o değil” diyerek Muharrem İnce’yi kastettiğine göre... Muharrem İnce iktidardan ne zaman ve kaç para almış? Buna dair bir kanıtı var mı? Açıklamalı.
Sadece İnce değilse başka kimler? Açıklamalı.
İsimleri paylaşması tabii ki yetmez. Elinde buna dair kanıtlar var mı? Açıklamalı.
*
Bakalım açıklayacak mı Kemal Kılıçdaroğlu?
Yoksa tıpkı “Saraya giden CHP’li” vakasında olduğu gibi susarak geçiştirmeyi mi tercih edecek?
Paylaş