Pervin Buldan’ın Cumhuriyet’e yıkım projesi demesi

Hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde.

*

Söylediği şu:

*

“Cumhuriyet, 100 yıllık bir yıkım projesidir.”

*

Mahir Ünal’ın harf devrimi üzerinden yaptığı eleştirilerde de büyük sorunlar vardı.

Ancak Ünal, sonradan yaptığı sayısız açıklamayla...

Hiç değilse söylediklerinin yanlış anlaşıldığını vurgulama yolunu seçti.

*

Pervin Buldan’ın böyle bir yol izlemeyeceğinden adım gibi eminim.

Benim zaten Pervin Buldan’dan bir beklentim de yok.

*

Mahir Ünal söz konusu olduğunda yeri göğü inletenlerin...

Pervin Buldan söz konusu olduğunda ne yapacaklarıyla ilgiliyim ben.

*

Atatürk’ü bir yıkım projesinin mimarı olarak gösteren bu yaklaşım karşısında...

İzmir’in dağlarında çiçekler mi açtıracaklar?

*

Yoksa “Erdoğan’ı yenmemiz için bize HDP oyları lazım. Aman ağzımızın tadı bozulmasın Faik Abi” mi diyecekler?

KILIÇDAROĞLU’NUN SEKİZ TEMEL SORUNU

BİR: Bir hata yapıyor. O hatayı telafi etmek istiyor. Bunun için bulduğu yol, başka bir hata yapmak oluyor. Böylece zincirleme hatalara yol açıyor. Bunun doğurduğu sorun: Büyük kontrolsüzlük sorunu.

*

İKİ: Parti kurullarını, milletvekillerini, örgütü bir tarafa bırakmış, tüm sansasyonel çıkışlarını kim oldukları belirsiz danışmanlarla yapıyor. Bunun doğurduğu sorun: Siyaseti sansasyona boğma sorunu.

*

ÜÇ: “Cari açığı uyuşturucuyla kapatıyorlar” şeklinde akla, mantığa, izana, idrake sığmayacak büyük iddiaları peynir ekmek gibi ortaya sürüyor. Bunun doğurduğu sorun: Hükümete muhalefet yerine devlete muhalefet sorunu.

*

DÖRT: Bazen Mevlânâ oluyor, herkesi sımsıkı kucaklıyor. Bazen Terminatör oluyor, herkesi biçip doğruyor. Bazen alttan alıyor. Bazen üstten alıyor. Buradan doğan sorun: Kimlik bunalımı sorunu.

*

BEŞ: Hiçbir işe yaramayan ABD seyahatinden sonra hiçbir işe yaramayacak Londra seyahatine çıkıyor. Herkesin gereksizliği üzerinde hemfikir olduğu konuları bir inat konusu haline getiriyor. Buradan doğan sorun: Eleştirilere kulak tıkama sorunu.

*

ALTI: TOGG açılışına gitmek ya da TOGG açılışına gitmemek. Bu iki seçenek arasından ezberine en uygununu tercih ediyor ve gitmiyor. Buradan doğan sorun: Ezbere teslim olma sorunu.

*

YEDİ: Kendisini tamamen cumhurbaşkanlığı adaylığına odaklamış durumda. Feci angaje bu işe. Aday olamazsa siyaseten tükenecek derecede angaje... Buradan doğan sorun: Hesapsızca açılma sorunu.

*

SEKİZ: Durup dururken bir başörtüsü gündemi yarattı. Onu da bir türlü toparlayamadı. Kendi açtığı gündem üzerinden bugün bile köşeye sıkıştırılıyor. Buradan doğan sorun: Al da at tarzı gollük paslar verme sorunu.

SERBEST ÇALIŞAN HEKİMLERİ RAHAT BIRAKIN

SAĞLIK Bakanlığı, bir yönetmelik yayınlayarak serbest çalışan hekimlerin özel hastanelerde ameliyat yapmalarını neredeyse yasak hale getirmiş durumda.

*

Türkiye’de yaklaşık 7 bin serbest çalışan hekim var. Yönetmelikle bu hekimlerden sadece 500’ü özel hastanelerden yararlanabilecek. 6 bin 500 hekim ne olacak? Onlara özel hastanelerin kapıları kapalı.

*

Yönetmelik seçim hakkını hekimden alıp özel hastanelere veriyor. Özel hastane, kiminle çalışmak isterse onunla anlaşma yapacak.

*

Emekleriyle, alınteriyle iş yapan serbest çalışan hekimlerimizi kısıtlamaktan vazgeçin. Onlar bizim gözbebeklerimizdir.

HÜKÜMET DURURKEN MUHALEFETİ ELEŞTİRMEK

TAMAM, hükümet dururken muhalefeti eleştirmeyelim.

Güzel diyorsunuz, mantıklı konuşuyorsunuz, isabetli yaklaşımda bulunuyorsunuz.

*

İyi ama söyler misiniz:

*

Muhalefet eleştirilmezse...

Ve böylece bir türlü kendine gelemeyip yoluna böyle devam ederse...

Hükümet durduğu yerde durmaya devam etmeyecek mi?

*

Bununla ilgili de bir raconunuz var mı?

SERPME DEĞİL SEÇME

“SERPME kahvaltı” dediğimiz yöntem, yıllık tam 100 milyar liralık israfa neden oluyormuş.

*

100 milyar lira. Düşünün. Kaç tane Pamukkale beyazı TOGG otomobili alınır bu parayla.

*

“Serpme kahvaltı”da hiç dokunulmayan gıdaları bulup çıkarmışlar.

Şunlarmış: Zeytin. Domates. Peynir. Reçel. Tereyağı. Yumurta. Ekmek.

Allah Allah! Peynirsiz, zeytinsiz, domatessiz, yumurtasız kahvaltı mı olur mübarekler?

Bunları bırakıp ne yiyorsunuz siz?

*

Neyse... Neyse...

Güzel haber şu: Bu gidişe son vermek için “serpme kahvaltı” verenler harekete geçmişler. Artık yeni kahvaltının ismi şu olacakmış: “Seçme kahvaltı.”

*

Ay hadi inşallah mı diyorduk bu tür durumlarda?

BİR KİTAP: ORTADOĞU’DA TÜRK ASKERİ MİSYONU

TÜRK askerinin yurtdışında faaliyette olduğu yerlere bakalım:

Kosova, Somali, Bosna, Katar, Irak ve Suriye’nin kuzeyi, Azerbaycan, Libya...

Merak ediyor musunuz? Askerlerimiz burada hangi misyonu üstleniyorlar?

*

İşte bu temel sorunun yanıtını, en yetkili isimlerden biri, yazdığı kitapla veriyor.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Özel Kalem Müdürü olan ve TSK’nın birçok önemli kadrolarında çeşitli vazifeler üstlenmiş Tuğgeneral Remzi Albasan yazmış kitabı.

*

Albasan, kitapta Selçuklu’dan Osmanlı’ya Türk devlet geleneğiyle bugün Ortadoğu’da ortaya konan yüksek siyasete dayalı faaliyetler arasında bir buluşmanın olduğunu anlatıyor. Kopernik Yayınları’ndan çıkan bu kitap, ilgiyle okunmaya değer.