Partinin adından ‘adalet’i çıkarsanız nasıl olur

ADAM köşesinden “Seni sinek gibi ezeriz, merhametimizden yaşıyorsun” diye ölüm tehdidi savuruyor.

Haberin Devamı

Bir tek savcının bile kılı kıpırdamıyor.

*

Adamlar “Süreç vardı, asfaltlara mayınlar döşenirken görmezden geldik” diye tarihin en skandal itirafında bulunuyorlar.
Bir tek savcının bile kılı kıpırdamıyor.

*

Adamlar kapımıza gelip bize had bildirmekten söz ediyorlar, dokunulmazlık zırhını magandalık için kullanıyorlar.
Bir tek savcının bile kılı kıpırdamıyor.

*

Ve fakat...
Ahlaksız, yalancı, palavracı, kurusıkı atan, hiçbir ilkesi olmayan, baştan aşağı komedi iddialarla dolu bir paçavra, “Bunlar terörist” diye manşet atıyor.
Savcı Beyimiz derhal ve resen soruşturma başlatıyor.

*

Haberin Devamı

Adalet ve Kalkınma Partisi’ne önerim:
Partinizin adındaki “kalkınma” kelimesini “kalkışma” kelimesiyle yer değiştirip “adalet” kelimesini de çöp sepetine basket yaparsanız...
Dönemin ruhuna acayip uygun davranmış olursunuz.
Hadi deneyin.


Yav bırakın gelsin hele

Hürriyet’in internet sitesinde önceki gün akşamüzeri bir video yayınlandı. Videoda şu vardı: AK Parti Milletvekili Abdurrahim Boynukalın, Hürriyet’e yönelik taşlı-sopalı baskından sonra etrafına topladığı gençlerle konuşuyor, yaptığı baskını ballandırarak anlatıyordu. Benim evime gelmeyi düşündüğünden, bana dayak atmaktan, benim korkak olduğumdan falan söz ediyordu. Bu arkadaşa bir cevap yazdım. Yazdığım cevap, Hürriyet’in internet sitesinde dün sabah yayınlandı. Aynı yazıyı bugün de burada yayınlamaya karar verdim. Yayınlıyorum çünkü herkesin bu Abdurrahim adlı şahsın dişini göstermesinin üzerimde zerre kadar bir etkisi olmadığını görmesini istiyorum. Ayrıca yine bilinsin istiyorum: Efendiyim efendi olmasına ama zillet bana yakışmaz.

Haberin Devamı

ABDURRAHİM!
Son videonu gülümseyerek izledim.
Karşında seni ağzı açık dinleyen birkaç iyi niyetli genci görünce başlamışsın yukarıdan yukarıdan sallamaya...
Şener Şen’in canlandırdığı “meşhur palavracı dayı Ziya” nasıl sallıyorsa, aynı öyle sallamışsın.
Ama kötü zamanlardayız işte...
Münir Özkul babamız derin uykuda.
“Ziyaaaa” diye seslendiği gibi...
“Abdurrahiiiiim” diye seslenemez ki.

*

Abdurrahim!
-Münir Özkul “Abdurrahiiim” demediği için...
-Babaların “Efendi ol” demediği için...
-Bırak “Efendi ol” demeyi... Ağababaların seni kongre divan üyeliğiyle falan taltif ettiği için...
-Kısacası sırtın sıvazlandığı için...
Aldığın bu gazla...
Atmışsın da atmışsın.

*

Haberin Devamı

-Yok, evime gelecekmişsin.
-Yok, dayak atacakmışsın.
-Yok, korkakmışım.
Falan filan...

*

Sen ey büyük İslam mütefekkiri Ahmet Davutoğlu üstadımızın yeni medeniyet projesi Abdurrahim!
-Çay içmişliğimiz var, doğru.
-Evimi de biliyorsun, doğru.
Gel, hele gel.
Gel, hadi gel.

*

-Kara Murat değilim.
-Bir vuruşta üç kişiyi yere serecek Cüneyt Arkın performansına sahip değilim.
-Sana bir-iki Steven Seagal numarası çekecek potansiyelim de yok.
Ama Allah ne verdiyse esirgemeyecek mangal gibi bir yüreğim var elhamdülillah.
Durma, gel.

*

-İstersen kamyon arkasına adam doldur da gel.
-İstersen it kopuğunu al da gel.
-İstersen çakaralmazını sok beline de gel.
-İstersen sustalı falan tedarik et de gel.
Gel hele gel.

*

Haberin Devamı

Yeter ki...
-Pusu kurarak gelme.
-Kalleşçe gelme.
-Adam gibi gel.
-Delikanlı gibi gel.
Bekliyorum.

*

Bu arada bir karar vermeyi de sakın unutma:
Sen nesin?
-Sen palavra sıkmaya meraklı mafya özentisi kılıklı bir adam mısın, yoksa iktidar partisinin bir milletvekili misin?
-Sen bıçkın ve korkunç olmaya çalışan bir delifişek taklidi misin, yoksa AK Parti’nin Divan Kurulu üyesi misin?
-Sen kapı kırmaya, cam taşlamaya teşne bir vandal mısın, yoksa ülkenin en büyük partisinin gençlik kollarının başı mısın?

*

Neysen söyle de...
Kapıma dayandığında muamelem ona göre olsun.
Azıcık esirgeyecek miyim, bileyim.
En azından yani...


90 yaşındaki eski TİP’liden mesaj var

Haberin Devamı


BEN “Türk/Kürt kardeştir” cümlesinin önemine, anlamına, içeriğine yürekten inanıyorum.
Bir klişe olarak söylemiyorum bu cümleyi.
Yüreğimin ta derinliklerinden haykırıyorum.
Sonuna kadar inanarak...
Sonuna kadar yaşayarak...

*

Oysa bana gelen mesajdan anladım ki...
90 yaşında, eski TİP’li, eski milletvekili Tarık Ziya Ekinci, hiç de benim gibi düşünmüyor.

*

Tarık Ziya Ekinci’den gelen mesajı, noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum.
Katılmıyorum bu düşüncelere...
Ama tartışmaya, üzerinde durmaya değer buluyorum.
Sırf bu maksatla yayınlıyorum mesajı...
Buyurunuz:

*

“Sayın Ahmet Hakan.
Benim adım Tarık Ziya Ekinci. Kürdüm. Yaşım 90.
Eski Türkiye İşçi Partisi yöneticisi ve Diyarbakır eski milletvekiliyim.
Bugünkü yazınızda özenerek sayfanın ortasına yerleştirdiğiniz “BÜYÜK MİTİNG” başlıklı bölüm, beni rahatsız etti. Üzüntümü sizinle paylaşmak istiyorum.
Konu şu:
Kürt sorunu, orijinal adıyla Türkiye’nin gündemine girdiği günden itibaren suret-i haktan görünenler ya da iyi niyetli takipçileri “Türkler ile Kürtler kardeştir” diyerek sorunu sözde çözdüklerini sanıyorlar. Bu, büyük bir aymazlıktır.
Kürtler hiç kimsenin kardeşi olmadıkları gibi, kimseyle kardeş de olmak istemezler. Onların istediği eşit haklı vatandaşlıktır.
Türkiye Odalar Birliği’nin bugünkü miting için seçtiği “TERÖRE HAYIR/KARDEŞLİĞE EVET” sloganı da, yıllardan beri sürüp giden bu aymazlığın ve Kürtlere beslenen sözde sempatinin can sıkıcı bir örneğidir.
Kürtlerle birlikte yaşama isteği ve gerçek bir birlik arzusu ancak şöyle ifade edilmelidir: “TERÖRE VE ŞİDDETE HAYIR/GERÇEK BİR DEMOKRASİYE VE EŞİT HAKLI VATANDAŞLIĞA EVET.”
Bu arada yaptığınız televizyon programında da konuşmacılar sıkça kardeşlikten ve kardeşlik hukukundan söz etmektedirler.
Bu köleleştirici algının yayılmasına karşı çıkmanız dileğiyle.
DR. TARIK ZİYA EKİNCİ”

Yazarın Tüm Yazıları