Özal'a alışmak ile Erdoğan'a alışmak

TURGUT Özal’a karşı sergilenen tam bir tahammülsüzlüktü.

Haberin Devamı

Adamcağız Meclis’in oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Müfritler daha ilk dakikasında başladılar mızıklamaya.

“Özal gibi birini Çankaya’da görmek istemiyoruz” diye tutturdular.

Ne yaptı Turgut Özal buna karşı?

“Alışırsınız, alışırsınız” dedi.

Bunun üzerine üzerinde üniforması bulunan bir teğmen, Özal’a telgraf çekti.

Telgrafta söylediği şuydu:

“Alışırsınız dediniz ama ben sizin Cumhurbaşkanlığınıza alışamadım.”

Dikkat!

Özal daha yeni Cumhurbaşkanı olmuştu.

“Kuvvetler ayrı olmamalı, birlik olmalı” diye bir açıklaması yoktu.
Fiili durum yaratmıyordu.
Parlamenter sistemi bekleme odasına almamıştı.
Yüksek yargı organlarının başkanlarının huzurunda Erdal İnönü’ye falan laf saydırmıyordu.
Partisinin kongresine gönderdiği mektup, hazır ol vaziyetinde dinlenmiyordu.

Ve müfritler, işte böyle bir ortamda...

“Sana alışamadık, alışmayacağız” diye tutturmuşlardı.

Tayyip Erdoğan ile Turgut Özal’ın durumu kıyaslandığında diyebiliriz ki...

En müfritler bile çoktan alıştılar Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesine.

Şöyle bir bakalım:

Yüksek yargı Erdoğan’ın etrafında pervane değil mi?
Medyanın yarıdan çok fazlası Erdoğan’ın emrinde değil mi?
Genelkurmay Başkanı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki uyum mükemmel değil mi?
Üniversiteler Erdoğan’a her daim kırmızı halı sermiş durumda değil mi?
Yargının en duyarlı olduğu konu, Erdoğan’a yapılan hakaretler değil mi?
İş dünyasından gık çıkıyor mu?
Geride bırakması gereken partisi, “Bizim parti Tayyip’in partisi” demiyor mu?

Kısacası...

Bu öyle bir alışma ki...

“Alışma” kelimesi bile yetmez durumu karşılamaya.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte buna rağmen...

Sanki Özal’ın başına gelenler kendi başına gelmiş gibi “Alışacaklar, alışacaklar” diyor.

Bir deyiverin hele...

Alışılacak daha ne kaldı ki?

Haberin Devamı


İKİSİ DE ORANTISIZ ŞİDDETÇİ İKİSİ DE KADIN TARTAKLAYICI


FRANSIZ polisi de Türk polisi de orantısız şiddet uyguladı.

Türk polisi orantısız şiddet uyguladığında sesini çıkaran Fransa, kendi polisi orantısız şiddet uyguladığında süt dökmüş bir kedi gibi olmayı bile başaramadı.

Özala alışmak ile Erdoğana alışmak

Haberin Devamı

İZMİR GEZİ OLAYLARI

Özala alışmak ile Erdoğana alışmak

FRANSA İŞ YASASI PROTESTOLARI

Tıpkı...

Fransız polisi orantısız şiddet uyguladığında “Olmaz böyle şey” diyen ama kendi polisi orantısız şiddet uyguladığında gururlanarak “Emri ben verdim” diyen Türkiye gibi...

Kısacası işin aslı şu:

Devlet olma bakımından Türkiye ile Fransa arasında yok aslında bir fark...

İki devlet de orantısız şiddetçi...
İki devlet de kadın gösterici tartaklayıcı...
İki devletin de birbirine laf diyecek yüzü yok.


İNANANLAR DOĞUM KONTROLÜ YAPAR MI, YAPMAZ MI?


“DOĞUM kontrolü”ne yönelik devlet propagandası yapılmasına karşı çıkmak başka şeydir.

“İnananlar doğum kontrolü yapmaz” demek başka şeydir.

Birincisi sonuçta politik bir tercihtir.
İkincisi ise tamamen dinin alanını ilgilendirir.

O zaman soralım: Bu konuda “İslam” ne demektedir?

Gerçekten de İslam’da “doğum kontrolü yapılamaz” diye bir hüküm var mı?

Yeni resmi ideolojimizin muteber saydığı ünlü İslam fıkıhçısı Prof. Hayrettin Karaman’ın bu konudaki görüşünü aktarıyorum.

Haberin Devamı

Hayrettin Hoca şunları söylüyor:

Kuran-ı Kerim’in nazil olduğu zaman parçasında bölgede yaşayanların hamileliği önlemek üzere başvurdukları yaygın tedbir azildir.
Azil konusunu doğrudan bir hükme bağlayan ayet mevcut değildir.
Hadislere gelince... Sahih rivayetlere dayalı olan rivayetlerde farklı hükümlere dayanak olabilecek ifade farklılıkları vardır.
İslam âlimlerinin çoğunluğu, şartlı ya da şartsız olarak, azli caiz görmüşlerdir.

Kısacası Hayrettin Hoca, “İslam’da doğum kontrolü vardır” diyor.

Cumhurbaşkanımıza duyurulur.


MUSTAFA ALTIOKLAR'A CEZASI VERİLMİŞTİ YAHU


TARAFSIZ Bölge’de İlber Ortaylı Hoca ile İstanbul’un fethini konuşmuştuk.

Programda Mustafa Altıoklar’ın İstanbul’un fethini küçümseyen sözlerini de sormuştum Hoca’ya...

İlber Hoca şöyle demişti:

Haliç’in üzerindeki zincirlerden haberi yok.
Avcılar’ın haritadaki yerini bilmez.
Benim size nöroşirurji ameliyatından söz etmemle onun yaptığı aynı şey.
İstanbul’u 5-6 bin kadın ve çocuğun savunduğunu sanıyor, Ceneviz askerlerinin savunmada yer aldığından habersiz.

Kısacası İlber Hoca, Mustafa Altıoklar’a cezasını vermişti.

Hem de fazlasıyla.

Fakat o da ne!

Ertesi gün savcılar harekete geçmişler, Mustafa Altıoklar hakkında soruşturma açmışlar falan...

Mustafa Altıoklar cehaletinden fikir özgürlüğü kahramanlığı çıkarmaya çalışan bir karanlığın içinde debeleniyoruz.


'SOYKIRIM' DENMESİN AMA 'SIRADAN' DA DENMESİN

Haberin Devamı


BAŞBAKAN Binali Yıldırım, “1915 olayları sıradan olaylardır” demiş.

Binali Bey! Tamam, “soykırım” denmesin ama bari “sıradan” da denmesin.

İncitici oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları