Paylaş
Şöyle bir macera:
Vatandaşın biri, CİMER’e şikâyet ediyor.
Oradan rutin bir işlemle Cumhuriyet Savcılığı’na gidiyor.
Savcılık, İçişleri Bakanlığı’na gönderiyor.
Bakanlık, rutin incelemeye alıyor.
Müfettişler, İmamoğlu’nun savunmasını alıyor.
Falan...
Bütün bu süreçler içinde yer alan yetkililerden herhangi biri bile...
“Yahu bu ne saçmalık!” demiyor.
“Bunun ciddiye alınır bir tarafı yok!” demiyor.
“Devletin kurumları böyle bir saçmalık için meşgul edilmez!” demiyor.
“Bu şikâyetin yeri çöp kutusudur!” demiyor.
*
Peki ne oluyor?
Bu saçma şikâyet, ciddi ciddi işleme konuyor.
Ve tüm süreçler işletiliyor.
*
Öyle muazzam boyutta bir saçmalık ki bu... Türkiye’de yaşayan herkes...
Bu saçmalığın Ekrem İmamoğlu’nun kızarmış ekmeğine mis gibi tereyağı sürdüğünü anında çakıverdi.
*
Hatta hatta...
“Bu kadar kör gözüm parmağına” bir saçmalığın olabilmesine aklı kesmeyenler...
İşin arkasında olmayacak işler bile arar hale geldiler.
*
Ben onu bunu bilmem.
Bana göre bu işin sorumluları...
Bir saçmalığı çöp sepetine basket yapmak ferasetini bile gösteremeyenlerdir.
DERSİM’LE YÜZLEŞEN CHP’Lİ MİLLETVEKİLİ
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, şöyle demiş:
*
“Unutmadık, asla unutmayacağız! Dersim katliamında yitirdiğimiz canları saygıyla anıyorum.”
*
Sağdan, soldan bu milletvekilinin üzerine çullanılıyor.
“Vay efendim, sen nasıl Dersim katliamı dersin” diye...
*
Ben CHP’nin kendi yakın tarihiyle hesaplaşması gerektiğini savunmuş biriyim.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminde “Dersim için özür diliyorum” dediğinde...
Dönemin CHP’si yutkunmakla yetinmişti.
Ben de CHP’nin bu tavrını şiddetle eleştirmiştim.
*
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal’ın bireysel olarak Dersim’le yüzleşmesinde bir sorun yok.
*
Asıl sorun CHP’nin kurumsal olarak Dersim’le yüzleşmeye bir türlü yanaşmamasında.
SİYASİ ŞEKERLİKLER
AK PARTİ’NİN ÇİZGİ FİLMİ: Muhalefetin yalanlar üzerine siyaset yaptığı iddiasıyla bir çizgi film yapmışlar. İzledim. Devamı da gelecekmiş. Biraz daha eli yüzü düzgün bir sonuç çıkarabilirlerdi. Biraz daha profesyonel bir iş olabilirdi. Bir de şu var: CHP, bu kadar etkili bir parti mi, sorusunu sorduruyor çizgi film. Filmde Kılıçdaroğlu ve Öztrak ikilisine biraz fazla paye verilmiş gibi geldi bana. Bu açıdan zorlama var gibi. Ama yine de siyasete şekerlik katması açısından olumlu.
*
MUHALEFETİN ATAĞI: Kemal Bey, “Söyle bakalım Temel Bey, 128 milyar nerede?” diyor. Temel Bey alıyor bu soruyu ve Meral Hanım’a dönüp, “Söyle bakalım Meral Hanım, 128 milyar nerede?” diyor. Ve bu böyle gidiyor. Rıdvan Dilmen, Arda Turan yaptığında burun kıvıranlar da pek beğeniyorlar bunu. Ben biraz demode ve zorlama buldum. “128 milyarın tadını daha fazla çıkaralım” çabası gibi geldi bana. Ama yine de siyasete şekerlik katması açısından olumlu.
20’Lİ YAŞLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
KEMAL KILIÇDAROĞLU:
Asi bir çiçek çocuğu gibi... Az sonra karavanla Katmandu’ya doğru yola çıkacak gibi... Bir delifişek yani... Fakat gelin görün ki... Devlet memurluğu, onun çiçek çocukluğundan tek bir eser bile bırakmamış... Memuriyet adamı böyle yapar işte.
ZİYA SELÇUK: Bu saç biçimine sahip bir öğrenci, haylazlık yapabilir mi? Bu gözlük şekline sahip bir öğrencinin, sınıflarını doğrudan geçmek dışında bir şansı olabilir mi? Bizim sınıftaki böyle çocuklara, “İleride büyük adam olacak” denirdi. Nitekim haklı çıkılmış oldu.
MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU: Alanya’da çiçek bahçesinde rızkı peşinde koşan bu delikanlının, Avrupalı politikacıların yüzlerine karşı okkalı laflar saydıracağına hangimiz ihtimal verebilirdi? Ben şahsen vermezdim.
SÜLEYMAN SOYLU: Saçları amma gürmüş gençken... Ama şimdiki haliyle eski hali arasında saçlar dışında da bir fark yok. Bakışlar aynı, ifade aynı... Kıssadan hisse: Saç, o kadar da önemli değil galiba...
İLBER ORTAYLI: Cüneyt Arkın gibi adammış İlber Hoca gençliğinde... Ama değişmeyen şeyler de var: Dudaklara kondurulmuş o inceden küçümseme, yine gözlerdeki o sarkastik bakış ve yine o hiç bitmeyen tükenmeyen alaycı ifade... E Hoca da bu zaten!
MANSUR YAVAŞ: “Bize sağcı gençliğin 1970’lerdeki resmini yapabilir misin Abidin” deseler... Ancak bunu yapabilirdik. Az önce Komünizmle Mücadele Derneği’nden çıkıp ocağa uğramış, dönüşte de bu fotoğrafı çektirmiş gibi...
MUHARREM İNCE’NİN PARTİSİNİN LOGOSU BELİRDİ
TÜRKİYE haritasının üzerine kondurulmuş bir “güzel a”.
Logo bu olacakmış.
Çok eleştirildi, hiç beğenilmedi.
*
Muharrem İnce’yle konuştum.
Söylediklerinden anladıklarım şunlar:
*
Başka alternatifler de varmış.
Nihai kararı vermemişler.
Ama bunun olma ihtimali de masadaymış.
Ampul de zamanında hiç beğenilmemiş.
Eleştirileri fazla dikkate almamak gerekirmiş.
*
Sadece şunu söyledim kendisine:
*
“‘Güzel a’yı görünce mührü basacaksın” dediğinde...
“‘Güzel a’ da nedir, kurban” diyecek...
Çok kişi yaşıyor Türkiye’de.
ESNAFIN BU İŞTEN KAZANCINI ANLAMADIM
MARKETLERDE elektronik eşya, oyuncak, kırtasiye, hırdavat, zücaciye ürünleri falan satılamıyor.
*
Esnaf bundan memnunmuş.
*
Niye memnun?
Esnafın bu işten kazancı ne?
Anlamış değilim.
*
“Madem ben satamıyorum, o halde kimse satamasın” anlayışının esnafa ne faydası var?
*
“Yasak bitince bizden alırlar” diye düşünülüyorsa...
Online satışlar serbest...
Oradan alırlarsa ne olacak?
Paylaş