Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırırken işte bu söze gönderme yaptı.
*
Önce Farsçasını söyledi:
*
“Nişestend u goftend u berhâstend.”
*
Ardından da anlamını açıkladı:
*
“Oturdular. Konuştular. Dağıldılar”.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad’daki zirvenin Sonuç Bildirisi’ni yorumlarken İranlıların bu sözünü gündeme getirerek...
“Biz işte böyle yapmadık. Oturup konuşup dağılmadık. Çok önemli bir bildirinin ortaya çıkmasını sağladık” mesajını verdi.
RİYAD ZİRVESİ BİLDİRİSİ: MIZMIZ DEĞİL, TİTRETİCİ
- TİTRETİYOR: 30 küsur maddelik metni okurken asla dalıp gidemiyorsun. Her bir maddede titreyip kendine geliyorsun.
*
- MIZMIZ DEĞİL: İslam İşbirliği Teşkilatı’nın sonuç bildirileri genelde mızmız bir hava taşır. Bu sonuç bildirisi ise mızmızlığa zerre kadar geçit vermiyor.
*
- İŞGALCİ: Upuzun metin boyunca İsrail, sürekli ve daima “işgalci” olarak niteleniyor. Metnin genel üslubu, Netahyahu’yu hoplatacak bir potansiyel taşıyor.
*
- YERLEŞİMCİ: Bu zamana kadar yerleşimcilere “terörist” denmiyordu. Bu metinde ilk kez yerleşimcilerin adı konuyor: Teröristler.
*
- NÜKLEER: İsrail’in elindeki nükleer silah konusu, kasabanın sırrı gibi bir şeydi. Sonuç bildirisi, bu konuyu “esaslı bir mesele” haline getirmeye hayli istekli.
*
- ABLUKA: Gazze’ye yardım götürülecek ama İsrail ablukası var. Ne yapılmalı? Sonuç bildirisi “ablukayı kırmak” eyleminden söz ediyor ve bunu meşrulaştırıyor.
*
- EYLEM: Sonuç bildirisinde diplomatik tanımlamaların ötesine geçiliyor. Eylemlere yönelik tanımlamalar getiriyor. Bu da yeni bir şey.
*
- SÖYLEM / EYLEM: Söyleniyor ama yapılacak mı? Böyle bir sorun var. Ama şöyle bir sorun da var: Söylem olmadan eylem olmuyor.
*
- REFERANS: Sonuç bildirisini bir tür referans metin olarak görmek gerekiyor. Bir şeyler yapmak isteyen ülkeler için referans metin.
27 DERECE
Suudi Arabistan’a giderken kendimi 35 derecenin üstüne hazırlamıştım.
Oflayıp pufluyordum.
*
Riyad’a indim ki...
Şeker gibi, pamuk gibi, tiramisu gibi, cevizli baklava gibi bir hava.
Kaç derece acaba diye baktım.
27 dereceymiş.
*
Bana hep böyle havalarla gel ey Suudi Arabistan.
KAJU, HURMA
- KAJU: Kuruyemiş alanında ülkemizin maşallahı var. Badem, Antep fıstığı, fındık, leblebi gibi kuruyemiş ürünlerinde on numara beş yıldızız. Fakat böyleyiz diye yeni ufuklara, yeni arayışlara kapalı olmamız gerekmez. Riyad’da Lübnan merkezli “Al Rifai” adlı bir kuruyemişçiden kaju almış bir gazeteci arkadaşımız. Fazla cömertçe olmasa da tadımlık dağıttı hepimize. Şahane bir şeydi. Kuruyemiş sektörümüzün “Al Rifai”deki kajunun aynısını ülkemize kazandırmasında sayısız fayda var.
*
- HURMA: Hurmanın tazesi makbulmüş. Yeni öğrendim. Rengi bir hayli açık, neredeyse sarıya yakın bir hurma. Buzdolabında saklanıyor ve soğuk yeniyor. Konvansiyonel hurmaya göre şeker oranı düşük. Bu açıdan da daha sağlıklı. Hurma olayına yeni başlayanlara hararetle tavsiye ediyorum: Bundan sonra buzdolabında saklanan taze hurma arayın. Arayın ki “talep varsa arz da olur” kuralı işlesin ve taze hurma ülkemizde de yaygınlaşsın.
MACRON’A DAİR YORUM: GEÇ DE OLSA İYİDİR
Macron’dan hazzettiğim söylenemez.
Kifayeti olmadığı halde muhteris olmakta sınır tanımamasına kılım. Her türlü artistliğe fazlasıyla yatkın olmasına gıcığım.
*
Fakat yine de “Gazze’de çocuklar ölüyor” diye İsrail’e hop demesini fazlasıyla beğendim.
*
Geç kalmadı mı? Kaldı.
Bu zamana kadar susmadı mı? Sustu.
Koşa koşa İsrail’e gitmedi mi? Gitti.
*
İyi ama Macron aşırı gecikmeli de olsa bu noktaya gelebildi.
Bu noktanın hâlâ kıyısına bile yanaşamayanlar var, onlara ne diyeceğiz?
Onlarla kıyaslanınca Macron, pırıl pırıl parlamıyor mu?
GÖLGE KABİNENİN GÖLGESİ
İngiliz politikasında vardır bu.
Muhalefet partisi, tıpkı iktidardaymış gibi gölge kabine kurar.
Ve iktidarı sıkı markaja alır.
*
Bir ara Baykal, Tony Blair’e çok özeniyordu.
O dönemde böyle bir şeyi denedi.
“Gölge kabine” açıkladı.
Ama devamını getirmedi, getiremedi.
CHP’nin geçmişteki gölge kabine denemesi, büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı yani.
*
Özgür Özel liderliğindeki CHP, gölge kabine uygulamasını biraz daha ciddi biçimde uygulamaya sokmuş durumda.
*
Her bakanın bir gölge bakanı var CHP’de.
Ya da şöyle söyleyeyim:
Her CHP genel başkan yardımcısı, kabinedeki bir bakanın gölgesi haline getirilmiş durumda.
*
Peki gölge kabinenin üyeleri, görevlerini yerine getirmezse ne olacak?
Onları denetleyecek bir mekanizma var mı?
*
Ben AK Parti’nin yerinde olsam...
Gölge kabinenin gölgesini oluştururum.
Ve görevini layıkıyla yerine getirmeyen gölge kabine üyelerini ifşalarım.
*
Hem böylece siyasete azıcık da olsa espri duygusu katılmış olur.
Paylaş