Paylaş
BİR sosyolog olsam...
Bilmiş ve havalı bir edayla...
Bu konuda şu iki saptamayı yapardım:
*
SAPTAMA BİR: Eşitlik bilinci ne kadar artarsa artsın ayrıcalıklı kesimlere duyulan ilgi ve merak hiç azalmadı aslında. Krallar, kraliçeler gitti, onların yerini başka krallar, kraliçeler aldı. Düşünsenize: Bu zamana kadar kaç sanatçıyı “popun kraliçesi”, kaç jönü “sinemanın kralı” ilan ettik? Çökmeyen monarşilere mensup soyluların gizli / açık hayatlarını da hep merak eder olmadık mı? Diana neredeyse hepimizin yengesi haline geldi yahu. İngiliz monarşisinin dizilerinin meftunu olduk. Kısacası insanlık olarak “kraliçe”, “prens”, “prenses” merakımız hiç bitmedi.
SAPTAMA İKİ: Mesafelerin kalktığı, ağırbaşlılığın hayatlarımızdan kovulduğu, başbakanların ofislerinde çılgın partilere ev sahipliği yaptığı, vakar sahibi olmanın küçümsendiği bir dönemi yaşıyoruz çok uzun zamandır. Ve galiba bundan biraz sıkıldık hepimiz. Artık hepimiz biraz vakar, biraz mesafe, biraz ağırbaşlılık aramaya başladık. Her durumda duruşun hiç bozulmadığı bir rol modelliğe özlem duyar olduk. Kraliçe’nin ölümü karşısında sergilenen çılgınlığın arkasında böylesi duygular da rol oynuyor olabilir mi acaba?
YENİ KRAL: BİTKİLERE FISILDAYAN BİR ADAM
KOŞUN, koşun... Çok eğlenceli bir Kral Charles geyiğim var.
Bir süre önce Charles’la bir etkinlikte buluşan şarkıcı Katy Perry, Charles’la ilgili izlenimlerini şöyle anlatıyor:
*
“İnanılmaz derecede nazik bir ruhu var Charles’ın. Öyle nazik ki, evet, bazen bitkileriyle konuşuyor. Bana bitkilerine şarkı söyleyip söylemeyeceğimi sordu. ‘Bir gün bunu yapacağım, söz veriyorum efendim’ dedim.”
*
Bitkilerle konuşmak, bitkilere şarkı söyletmek...
Ne diyordu bizim Cübbeli? Hah buldum: Manyak manyak işler.
AMMA EĞLENCELİ OLUR
PRENS William, “Anamın intikamı için harekete geçiyorum” dese... Babasına isyan etse... Birleşik Krallık’ta taht kavgası çıksa... Taht bir yana, Charles bir yana durumu olsa...
Amma eğleniriz ha!
BİZDE ÇOKTUR BÖYLELERİ
Monarşiyi severler ama sadece İngiliz monarşisini.
*
Turisti severler ama “Antalya’da mutlu bir Hollandalı” olanını.
*
Gelenek görenek severler ama kendilerinin olmayanını.
BOŞ İŞLER
Çalıştay yapmak.
Sokak röportajlarından siyasal eğilim çıkarmaya çalışmak.
90’ların popuna özlem duymak.
İngiliz Kraliyet protokolünün karmakarışık saçmalıklarına merak sarmak.
YouTube yorumlarında ateşli polemiklere girmek.
Helikopterlere zeybek oynatmaya çalışmak.
TARKAN MUHALEFETE HAPSOLMAMALI
TÜRKİYE’de pop starlığı tartışmalı çok pop star var ama pop starlığı tartışmasız olan tek bir pop star var: Tarkan.
*
Fakat Tarkan, özellikle son dönemde...
Tek bir yaşam tarzının sesi olmaya, hayranları arasında yer alan kesimlerden sadece birini dikkate almaya, toplumun tüm kesimleriyle duygudaş olmaktan vazgeçmeye, gündelik politikanın hırgürlerine fazlasıyla bulaşmaya başladı.
*
Pop starlık müessesine verdiği önemi bildiğimiz Tarkan’ın genel hal ve gidişine bu açıdan da bir bakmasında sanki fayda var gibi.
‘YURT SORUNU’ DİYE BİR SORUNDAN SÖZ EDEN YOK
GEÇEN sene en önemli gündem maddemiz “öğrenci yurtları sıkıntısı” idi.
Vurduk Allah vurduk. Konuştuk Allah konuştuk. Söylendik Allah söylendik.
Peki bu sene neden hiç kimseden “öğrenci yurtları sıkıntısı” diye bir şey işitmiyoruz?
*
Sordum soruşturdum. Aldığım bilgileri aktarıyorum:
*
Gençlik ve Spor Bakanlığı, sadece bu yıl, 223 bin yeni yurt kapasitesi oluşturmuş. 105 yeni yurt binası yapmış. Toplam yurt kapasitesi 825 bini geçmiş. Dünyada hiçbir ülkede böyle bir yurt kapasitesi yokmuş. Yurt sayısı ve yatak kapasitesi daha da artacakmış. İlk kez tüm başvuranların yüzde 80’i yurtlara yerleştirilmiş. Yeni kapasitelerle birlikte bu oran daha da artacakmış.
*
Madem sorun çıkınca haykırıyoruz, sorun çözülünce de teşekkür etmesini bilelim:
Teşekkürler Sayın Bakan Mehmet Kasapoğlu. Yurt sorununun önüne geçecek adımları attığınız için.
ABDULLAH GÜL’E HAKSIZLIK
ABDULLAH Gül’ü en çok eleştirenlerdenim.
Hiçbir zaman sözümü sakınmadım Gül konusunda.
*
Ama Gül’e eleştirel yaklaşmam...
Abdullah Gül ile Kraliçe arasında kurulan manasız ve tuhaf bağlantıya itiraz etmeme engel değil tabii ki.
*
Abdullah Gül ile Kraliçe arasında, Abdullah Gül ile İngiltere arasında zorlama mı zorlama bağlantılar kurmak...
Hem ayıptır hem çirkindir hem de büyük haksızlıktır.
ADAMLAR TAŞ MI YESİN
BARIŞ Yarkadaş, ekranda anlatıyor.
Diyor ki:
*
“İYİ Partili bir milletvekili, CHP’li bir belediyeden bilmem kaç bin liralık ihale aldı.”
*
Ersan Şen, hemen atılıyor:
*
“İyi de Barış, adamlar taş mı yesin?”
*
Hahahaha!
Güldüm. Hâlâ gülüyorum.
Paylaş