Necdet Özel Paşa iz peşinde! Söyle bakalım Muharrem sen FETÖ’cü müsün?

Olaylar şöyle gelişiyor:

*

Genelkurmay Adli Müşavirliği’ne getirilen Muharrem Köse hakkında “Cemaatçi” söylentisi çıkıyor. Bunun üzerine...

Necdet Özel, Muharrem Köse’yi odasına çağırıyor.

Ve şöyle diyor:

“Muharrem, senin Paralelci olduğuna dair iddialar var. Var mı ilişkin?”

Muharrem Köse ise şu cevabı veriyor:

“Hayır, yok komutanım”.

*

Ve bu Muharrem Köse, bugün en azılı Fetullahçı olarak tutuklu...

*

Hey de hey!

Koca Genelkurmay Başkanı’nın düştüğü duruma bak! Almış karşısına kuşkulu şahsı...

“Söyle Paralelci misin?” diye soruyor.

Sanki “He komutanım, çok affedersin ben biraz Paralelciyimdir” diye cevap alma ihtimali varmış gibi...

*

Bülent Arınç’ın vaktiyle kumpas mağduru komutanları kastederek söylediğinin aynısını, ben Necdet Özel için söyleyeceğim:

“İyi ki Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde savaşa falan girmemişiz”.

Muharrem Köse’yi öneren ‘ikinci başkan’ kim?

FİKRET Bilâ’nın dün Hürriyet’te yayınlanan Necdet Özel söyleşisinden anladığımız kadarıyla...

Genelkurmay Adli Müşavirliği’ne getirilen FETÖ’cü Muharrem Köse’yi 2011 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı önermiş.

*

Allah Allah...

Kimmiş acaba bu “Genelkurmay İkinci Başkanı”?

*

Fikret Bilâ isim vermemiş ama ben araştırıp buldum.

Sıkı durun.

İsmi veriyorum:

O tarihte, yani 2011 yılında Genelkurmay İkinci Başkanı Hulusi Akar’dan başkası değil.

BÜTÜN YÖNLERİYLE FETULLAH İTİRAFÇILARI

BİRBİRLERİNİ SEVMİYORLAR: Nurettin Veren, Latif Erdoğan’ı sevmiyor. Latif Erdoğan, Ahmet Keleş’i sevmiyor. Hüseyin Gülerce ise hiçbirini sevmiyor.

*

HEPSİ SAĞ KOL: Kim bunlardan herhangi birinden söz etse... İsimlerinin başına şu sıfatı koyuyorlar: Fetullah’ın sağ kolu... Fakat öyle dolambaçlı, öyle alengirli, öyle muğlak bir örgüt ki bu... Kim sağ kol, kim sol kol, bilmek mümkün değil.

*

İTİRAFÇILARIN ‘EN’LERİ: En kıdemli itirafçı: Nurettin Veren... En eyvallahsız itirafçı: Latif Erdoğan... En geç kalan ve en hızlı çıkan itirafçı: Hüseyin Gülerce... En kendiyle alay eden itirafçı: Prof. Ahmet Keleş... En sinsi, en gizli ve en suskun itirafçı: Kemalettin Özdemir... En sürpriz itirafçı: Savcı Ferhat Sarıkaya...

*

HEP BİR ADIM ÖNDE: Diyelim ki Latif Erdoğan dikkat çeken bir ifşaatta bulundu. Hemen Nurettin Veren atılıyor ve daha çarpıcı bir ifşaatta bulunuyor. Hüseyin Gülerce durur mu? O işi daha da ilerletiyor. Bunu gören Prof. Ahmet Keleş “benim başım kel mi” diyerek en cafcaflı ifşaatla çıkıyor ortaya... Kısacası pek tatlı sayılamayacak bir rekabet var aralarında.

*

ABART Kİ DİKKAT ÇEKESİN: Biri diyor ki: Fetullah Türkiye’yi ele geçirecekti. Öbürü diyor ki: Fetullah Güney Afrika’yı ele geçirecekti. Diğeri diyor ki: Fetullah ABD’yi ele geçirecekti... Ve böylece iş “dünyayı ele geçirecekti”den “kainatı ele geçirecekti”ye kadar varıyor.

GÜNDEMDEKİLERE MİNİK KİŞİSEL DOKUNUŞLAR

HAKAN ŞÜKÜR: Kırk yıl düşünsem bir gün bu çocukcağıza acıyacağımı tahmin edemezdim.


*

ADİL ÖKSÜZ: Üç kilometre öteden bile “tam bir şakirt” izlenimi veren bu adamı serbest bırakan hâkim hâlâ görevde mi?


*


SILA GENÇOĞLU: Galiba azıcık pişman ama delikanlılığına laf gelsin de istemiyor hani.


*


MELİH GÖKÇEK: Bu adam naylon madde gibi, doğada yok olmaz, büyük patlamada bile ayakta kalır.


*


SELMET ŞÜKÜR: “Oğlunu dövmeyen dizini döver” diyor mudur acaba?


*

TUĞRUL TÜRKEŞ: “Yolda arabanın amortisörü patlasa FETÖ yaptı diyorlar” saptamasıyla aldı benden alkışı.


*

REZA ZARRAB: Bak, durup dururken aklıma geldi: Yahu bir Reza Zarrab vardı, ne oldu ona?

KANDIRILMA ORANLARI

HÜSEYİN ÇELİK: “Cemaat devleti ele geçirmiş, buna kargalar güler” çıkışıyla... Yüzde 85.

*

BEKİR BOZDAĞ: “Cemaat’in attığı her adım devletimizin gözetimindedir” açıklamasıyla... Yüzde 67.

*

R. TAYYİP ERDOĞAN: “Ne istediler de vermedik” noktasından FETÖ’ye karşı şanlı direnişte tek başına mücadele noktasına gelmesi nedeniyle... Yüzde 22.

*

BÜLENT ARINÇ: FETÖ denilen olgunun gerçek yüzünü 15 Temmuz’da görmesi nedeniyle... Yüzde 99.

BİNALİ YILDIRIM BİR ÖLÇÜ VERDİ

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, “kim FETÖ’cü, kim değil” sorusuna cevap olabilecek bir ölçü verdi.

*

Söylediği şu:

“Bu örgütle irtibatı, kendi isteğiyle, kendi azmiyle olanlar ile hasbelkader burayla ilişki içinde olanları birbirinden ayırmamız gerektiğini düşünüyorum”.

*

Peki ama bu ölçü hukukun diline nasıl çevrilecek? Nasıl hukuki bir ölçü haline gelecek?

İşte burası muamma!

ENFES BİR KANDIRILMA KARİKATÜRÜ

BU aslında çok ama çok meşhur bir “yedik” karikatürüdür.

Sosyal medyada paylaşma rekoru kırmıştır. O meşhur karikatürün şimdi de “kandırıldık” versiyonu çıktı. O kadar şahane ki...

“Kandırılma” üzerine yazılabilecek ciltlerce kitaba bedel.