Ne yani? Melek Mosso gerçekten özür diledi mi?

Yaşlıca bir kadın, bir sokak röportajı sırasında “Oyumu Tayyip Erdoğan’a vereceğim” diyen bir kadına... Ağza alınmayacak bir küfür savurmuş, ardından da “o...” diye hakaret etmişti.

*

O günlerde sosyal medyada bu küfürbaz kadını bayraklaştıranlar oldu.



Terbiyesizliği yapan kadının kıyafetinin benzerini giyenler, o kadınla dayanışma içinde olanlar, “Aman da ne güzel küfretti” diyenler oldu.

*

Sonradan fark ettim.

Meğer küfürbaz kadını bayraklaştıranlar arasında Melek Mosso isimli şarkıcı da varmış.

Hatta öyle bir bayraklaştırmış ki... Seçim günü oy kullanmaya o kadının kıyafetinin benzerini giyerek gitmiş.

Bunu da sosyal medya hesabından cümle aleme duyurmuş.



Yani oyunu Erdoğan’a vereceğini söyleyen kadına küfredilmesinden pek memnun kalmış.

Ne memnun kalması! Kendisini o küfürbaz kadınla özdeşleştirmeye kadar vardırmış olayı.

*

Kimdir Melek Mosso?

Bir ödül töreninde ödül alırken “kadın hakları” vurgusu yapan, “kız kardeşleriyle dayanışma içinde” olduğunu haykıran bir sanatçı.

*

Buradan anlıyoruz ki...

Melek Mosso’nun dünyasında Tayyip Erdoğan’a oy vermeyi tercih eden kadınlara yer yok. Erdoğan’a oy vereceğini söyleyen kadınlar onun “kız kardeşleri” kapsamına girmiyor.

Ya da Erdoğan’a oy veren kadınlar, onun gözünde küfredilmeyi hak eden, “o...” diye hakaret edilmeye layık kadınlar.

*

Kadın hakları savunucusu kimliğiyle ortaya çıkan biri açısından ne kadar utanç verici bir durum bu.

Riyakârlığın, samimiyetsizliğin, ayrımcılığın daniskası.

*

Bu olay nedeniyle Melek Mosso’nun yayınladığı “özür” metnini okudum.

Özür dilemek, benim açımdan yüceltilmesi gereken bir erdemdir.

Özür dilendikten sonra mesele kapanır, uzatılmaz.

*

Fakat ne yalan söyleyeyim, Melek Mosso’nun özür metninde samimi bir pişmanlık göremedim ben. Yaptığı yanlışla güçlü bir hesaplaşma da göremedim.

*

Yapılan büyük ayıbı, çarçabuk bir geçiştirme çabası vardı o metinde.

Yaptığını “espri” diyerek küçümsüyordu. “Amacını aşmış bir espri” diye niteliyordu yaptığını.

Amaç neydi? Yok.

Nasıl olmuş da amaç aşılmış? Yok.

Küfredilen kadından özür dilemek? Yok.

Küfredilen kadının şahsında Erdoğan’a oy veren tüm kadınlardan özür dilemek? Yok.

*

Melek Mosso, eğer “özür” metninde ifade ettiği gibi...

Gerçekten de birleştirici olmak istiyorsa, gerçekten de ayrı gayrı olmasın istiyorsa, gerçekten de gerginlik duvarına bir tuğla da kendisi koymak istemiyorsa...

Gerçek, hakiki, hesapsız, sağlam, tatmin edici, güçlü... Yani yaptığı yanlışın gerektirdiği ölçüde bir özür metni yazarak işe başlamalıdır.

Söylediği sözlerden, yaptığı konuşmalardan, yazdığı metinlerden öyle anlaşılıyor ki...

Bunu yapacak kudret ve maharet kendisinde fazlasıyla var.

*

Yeter ki özür dilemeyi samimiyetle istesin.

Yeter ki hakiki bir pişmanlık içine girsin.

Yeter ki yaptığı büyük ayıbın farkına varsın.

Yeter ki ayıbıyla hesaplaşmayı göze alsın.

DOLAR RAHATLAMASI

DOLARIN yükselişi en çok Kemal Kılıçdaroğlu’na rahat bir nefes aldırdı.



*

Giderek artan istifa talepleri, bir süreliğine olsun hız kesti. Dikkatler, kendisinden biraz olsun uzaklaştı. Sosyal medyada kendisine yönelik yükselen hoşnutsuzluk, dolar meselesine kaydı.

*

Kılıçdaroğlu’nun dolar düşmesin diye dua ettiğine bahse girebilirim ama yemin edemem.

EŞEK, SAKSI, KÖPEK

SEÇİMDEN önce Kemal Kılıçdaroğlu’na tam destek verenler, seçimden sonra kendisini istifaya çağırıyorlar.

Fakat dilleri, üslupları, yaklaşımları feci kaba.

*

Eşeksiz yazı yazmıyorlar, saksısız konuşmuyorlar, “Köpeğe bile heyecan vermez” diyorlar.

*

Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok talihsizliği var.

Onlardan biri de şu:

Destekçilerinin dili, çirkinleşmeye çok yatkın.

16 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU TUTUKLAMAK

MERSİN’de 16 yaşında bir çocuk. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın afişinde bir karalama yapmış. Bununla kalmamış. Bazı küfürlü ifadeler yazmış. Yaptığı suç.

*

Yakalanmış. Mahkemeye çıkarılmış. Tutuklanmış. Tarsus’taki Çocuk ve Gençlik İnfaz Kurumu’na yollanmış.

*

Sonuçta lise ikiye giden bir çocuk söz konusu...

Tutuklamak şart mıydı?

DAVUTOĞLU/BABACAN BİRLEŞMESİNİ ZORLAŞTIRAN TEK ŞEY

O tek şeyi yazıyorum:



*

Davutoğlu’nun her durumda yükselmeyi başaran, hiçbir zaman hasar almayan, gücünden hiçbir şey kaybetmeyen, devasa, muazzam, müthiş egosu.