Namaz kılmayan öldürülebilirmiş

“Dur, ben bir namaz kılayım, yoksa beni öldürecekler” diyerek namaz mı kılınır?

Ne yani?

“Niyet ettim canımı kurtarmak için” diye mi namaza niyet edilecek?

*

Yahu ayet yok mu, ayet?



Dinde zorlama olamayacağına ilişkin ayet.

O ne olacak?

*

İnsanlara zorla namaz kıldırmak, dinin tüm iddiasına, tüm hikmetine ve de tüm mantığına ters bir şey değil mi?

“Namaz kıl, yoksa sopalanırsın” denilerek ahiret mi kazanılır?

“Namaz kıl, yoksa öldürülürsün” denilerek Allah’ın rızası mı kazanılır?

Bu kadarını akıl edebilmek için fıkıh külliyatlarını devirmeye gerek var mı?

*

Hem söyle bakalım, nasıl yapacaksın bu işi?

Herkesin başına polis mi dikeceksin?

Ateiste ne yapacaksın mesela? “Sen ateistsin, geç” mi diyeceksin?

Diyelim ki yakaladın namaz kılmayanı. Adam, “Ben az önce ateist olmuştum abi” derse ne olacak? Bırakacak mısın?

*

Aslında olayın şaka kaldırır bir tarafı da yok hani.

Yaptığın acayip tehlikeli bir şey.

*

Ebubekir Sifil olarak bir video çekmişsin.

Çektiğin videoyu binlerce kişi izliyor.

Bilen de izliyor, bilmeyen de izliyor.

“Fıkıh Sohbeti” adı altında eski fakihlerin tartışmalı görüşlerini anlatıyorsun.

Anlattığın hususların hiçbir inceliğine vâkıf olmayan cahil biri, “Vay! Demek namaz kılmayan öldürülürmüş” diyerek komşusunun canına kastederse ne olacak?

Alacak mısın sorumluluğu?

*

Hangi bağlama oturtursan oturt.

Hangi gerekçeyle söylemiş olursan ol.

“Namaz kılmayan öldürülür” dediğin anda...

Çok tehlikeli bir iş yapmış oluyorsun, farkında değil misin?

*

Senin aslında acilen savcılığa çekilmen lazım.

*

Ama savcılıkta da “Ben demedim, eski fakihlerin sözlerini aktardım” diyerek yırtmaya çalışırsın.

BAK NE DEMİŞ ERBAKAN HOCA

DİNDARLIĞINA ve dini yorumlama biçimine sonsuz güvendiğim Erbakan Hoca, “Namaz kılmayan öldürülür” diyen kaba softa / ham yobaz tiplere gerekeni söylemiş.

*

Kulaklarımla dinledim.



Ömrünün son döneminde katıldığı bir televizyon programında aynen şunları anlatmış Erbakan Hoca:

*

“Müslümanlıkta Müslümanlığa ait kurallara aykırı hareket etmeye yönelik hiçbir cezai müeyyide yoktur. İslam’da iki tane nizam vardır. Genel insanlık nizamı. Burada yasaklar var. Mesela adam öldürmek. Mesela yalan yere şahitlik yapmak. Mesela ırza tasallut etmek. Bunların cezası, her dinde vardır. Bunlara ceza konmuştur. Ama namaz kılmamışsın, buna bir ceza yoktur. ‘Namazını kılarsan şu sevabı alırsın’ denilir. Tatlı dille tavsiye edilir. Dünya cezası yoktur. Namaz, oruç... Dünya cezası yoktur. Tavsiyeyle, tatlı dille anlatılır.”

*

İşte benim inandığım İslam, tam da Erbakan Hoca’nın anlattığı İslam’dır.

İÇİMİN YAĞLARINI ERİTEN FOTOĞRAF

- Şampanya şişesini evinin balkonundan dışarıya fırlatan...

- Otomobille giderken silahla havaya ateş açan...



- Ve bu yaptıklarını sosyal medyada videoyla paylaşan...

Uğursuz İranlı şahıs, polisin yaptığı bir operasyonla işte böyle gözaltına alınmış.

*

Ben bu Rönesans tablosu gibi fotoğrafa bakarak mutlu oluyorum.

Siz de bakıp mutlu olun.

GÜLŞEN SAVUNMASINDA GÜLŞEN KADAR OLAMAMAK

GÜLŞEN konusundaki resmi ve gayriresmi görüşümü bir kez daha yazıyorum:

*



“Yaptığı ayıptı, tutuklanması çok yanlış oldu, hemen serbest bırakılmalı.”

*

Gelelim Gülşen meselesini politik bir araç haline dönüştürüp içlerinde biriktirdikleri tüm kini, nefreti boca edenlere.

*

Bunlar, “Ne varmış canım Gülşen’in yaptığında? İmam hatipler kutsal mı?” falan türü demagojilerle imam hatiplilere “sapık” denmesinde hiçbir sakınca görmediklerini ortaya koyuyorlar.

*

Gülşen, bu tiplerin yanında sütten çıkmış ak kaşık gibidir.

*

Çünkü hatasını fark etmiştir.

Kırdıklarından, incittiklerinden özür dilemiştir.

Daha fazla dikkat edeceğini söylemiştir.

*

Yani asıl tehlike, Gülşen’de değil.

Asıl tehlike Gülşen savunması üzerinden sergilenen kabalıkta, hoyratlıkta, empati yoksunluğunda.

MÜZİK ZEVKİME GÖRE ÖNERİLECEK TATİL YÖRESİ

SPOTIFY’da yeni bir uygulama çıkmış.

Müzik zevkinize göre size tatil yöresi öneriyorlarmış.

*

Bana önerebilecekleri iki tatil yöresi söz konusu olabilir:

- BİR: Kırşehir, Yozgat, Çankırı üçlüsü.

- İKİ: Viyana dolayları.

BELEDİYELER HİDROJENLİ OTOBÜSE GEÇMELİ

GAZİANTEP Belediye Başkanı Fatma Şahin, yenilikçi ve çevreci bir başkan.



Mesela belediye otobüslerini hidrojenli otobüslere dönüştürme projesine imza atmış. Şimdilik 10 otobüs, yeni sisteme geçmiş. Süreç içinde tüm filo, hidrojenli olacakmış.

*

Ne sağlıyor hidrojenli otobüs? Verimi arttırıyor, ekonomik açıdan daha iyi, daha sessiz, daha konforlu ve hepsinden önemlisi ultra çevreci. Avrupa’da birçok şehir geçmiş bu sisteme.

*

Bu yeniliğin sadece Gaziantep’le sınırlı kalmamasını, Fatma Şahin’in bu girişiminin tüm belediyelerimize örnek olmasını diliyorum.