Paylaş
Açtım, baktım.
*
Açıklamanın sonuna gelince...
Birden irkildim.
Şöyle diyordu Biden:
*
“Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerini nasıl tecrit edeceğimizle ilgilenmek bizim için önemli bir iş olacak. Özellikle Doğu Akdeniz’deki petrol faaliyetleri... Ve birçok farklı şey.”
*
Biden’ın asıl derdi işte budur!
Tam da budur.
*
Yani Türkiye...
- Doğu Akdeniz’de faaliyet yapmasa...
- Azerbaycan’ın yanında yer almasa...
- Suriye’nin kuzeyinde attığı adımları atmasa...
- Libya ile anlaşma imzalamasa...
Biden açısından...
Türkiye diye bir sorun olmayacaktı.
*
Ve Biden da muhtemelen kendisinden önceki Amerikan başkanları gibi, “soykırım” demeden geçiştirecekti 24 Nisan bildirisini.
*
Böylece...
Türkiye’nin dış politikası...
Biden’a layık ve de çok liyakatli bir hale gelmiş olacaktı.
*
Ama Türkiye, dış politikada liyakati...
- Biden’e layık olmak üzerine kurmak yerine...
- Kendi çıkarlarına layık olmak üzerine...
Kurmayı tercih ettiği için...
Biden, “soykırım” deyiverdi.
*
“Bütün bunlar liyakatsiz dış politika yüzünden başımıza geldi” diye dövünenler haklıdır.
Biden’e layık liyakatli bir dış politika izlemedik.
*
Oysa eskiden böyle mi oluyordu?
Çok liyakatli bir dış politikamız vardı, çooooook!
BATERİST ASIM EKREN’İN ESKİYİ UNUTTURUŞ BİÇİMİ
TURGUT Özal’ın kızı Zeynep Özal’la evlenmişti Asım Ekren.
*
Bu evliliğin ardından da...
Politik polemiklerin, çatışmaların, hırgürlerin, çekişmelerin tam göbeğine düştü.
Günlerce gazete manşetlerinde kaldı.
Hakkında sayısız köşe yazısı yazıldı.
Özal karşıtlığının simgesi haline geldi, getirildi.
*
Fakat Asım Ekren, bu kıskaçtan çok ustalıkla kurtulmasını bildi.
Nasıl yaptı bu işi?
Şöyle:
*
Zülfü Livaneli’nin orkestrasında baterist olarak görev aldı.
Livaneli, konserlerinde “Ve bateride Asım Ekren” diye kendisini anons edince...
Aldığı alkışların fazlalığı, kıskaçtan kurtulduğunun onayı gibiydi.
*
Zülfü Livaneli, kendisini “Liyakatli bir baterist olduğu” için orkestrasına almıştır, bundan eminim.
Ama sonuçta Asım Ekren, bu yolla eski tartışmaların üzerini de örtmüş oldu.
*
Hatta vaktiyle kendisini paramparça eden kitle nezdinde belli bir saygınlık bile kazandı.
*
Vefat etmiş Asım Ekren...
Rahmet dilemekten başka elimizden ne gelir?
EN İYİ KADIN OYUNCU OSCAR’ININ GİTTİĞİ YER
“EN sevdiğin beş filmi say” deseler...
Coen’lerin “Fargo”su, o listeye mutlaka girer.
*
Fargo’da bütün oyuncular döktürüyordu ama hamile polis rolündeki Frances McDormand bir başka döktürüyordu.
*
Nitekim 1996 yılında bu filmle Oscar almıştı Frances McDormand.
*
Benim gözümde o gün bugündür oyunculuğun Meryl Streep aşamasındadır Frances...
Aldığı son Oscar’a hiç şaşırmadım.
Bundan sonra alacağı Oscar’lara da hiç şaşırmayacağım.
*
NOT: Bu arada Mank’a doğru dürüst bir ödül vermeyen Oscar jürisini şiddetle kınıyorum. Dilerim kendileri de benzer bir haksızlığa maruz kalırlar.
KISA KISA DEĞİNMELER
- “Halk Ekmek, büfe açmak, buna karşı çıkmak” denklemine bir son verilse çok iyi olacak. Arada vatandaş eziliyor.
*
- “Edep, ille edep” diye kadınların kıyafetlerine karışanlar, 28 Şubat sürecinde cübbeli takkeli avına çıkanlarla amca oğludur.
*
- Acun’un Avrupa’da futbol takımı alma kararı vermesi, benim ayakkabı alma kararı vermemden daha hızlı... Zenginlik böyle bir şey işte.
*
- “Türküler artık çağın gerisinde kaldı, türkü dinleyen genç yok” diyenlere, “Z kuşağıyız, türkü severiz” diye bir bildiriyle cevap verilmesini beklemekteyim.
*
- HDP’nin Biden’ın soykırım iddiasına destek atması... Dünkü Kobani duruşmalarında HDP’ye verilen desteğin minimuma inmesine yol açtı. Sadece bir tespit.
*
- Canan Kaftancıoğlu, Biden’ın soykırım iddiasıyla ilgili bir görüş açıkladı mı acaba? Ya da açıklayacak mı acaba?
SANKİ YARIŞMADA
EBUBEKİR Sifil adlı ilahiyatçının son açıklamasına rast geldim.
Bir video. Açtım, izledim.
*
Adını vermediği bir İngiliz bilim insanını referans göstererek...
Kız ve erkek, eğitim alan bütün çocukların kafalarını örtmelerinin zekâyı geliştireceğini söylüyor.
*
Sanki “En tuhaf açıklamayı kim yapacak” diye bir yarışma var.
Ve sanki Ebubekir Sifil, birinciliği kimseye kaptırma niyetinde değil.
Paylaş