Paylaş
Her tarikatın zikir yapma biçimi farklıdır. Bazı tarikatlar sessiz zikir yapar, bazıları sesli...
Mesela Nakşiler sessiz zikir yaparken Kadiriler ve Rufailer sesli zikir yapar.
Bir itiraf: Hiç canlı sesli zikir izlemedim ama ne zaman sesli zikir videolarına rastlasam muhakkak izlerim. Ritimden etkilenirim, insanların kendinden geçişlerini şaşkınlıkla karşılarım. “Takva” filmindeki zikir sahnesini hatırlayan var mı? Acayip değil miydi? Kardeş Türküler’in Sünni tarikat zikirlerinden yola çıkarak hazırladıkları “Medet” ilahisini dinleyen var mı? Bir zikir icra edilmiştir orada.
Kadiriler, Rufailer... Bu coğrafyada zikir geleneğini asırlardır sürdürüyorlar. Atatürk döneminde bile zikirlerini yapmışlardır. Fark nerede?
Fark şurada: Artık Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki camide de yapılabiliyor sesli zikirler... Üstelik bir tür politik gösteriye dönüştürülerek...
Bu zikir törenlerini kimi “Cumhuriyet’in bittiği yer” diye yorumluyor... Kimi de “Burası milletin camisidir, milletin her rengi bu camiyi istediği gibi kullanır” diye yorumluyor. Ben “Milletin her rengi bu camiyi istediği gibi kullanır” diyenlerden yanayım. Fakat beynimde zonklayan bir soru var: Milletin renklerinden biri olan Alevi yurttaşlarımız, “Külliye”deki o camide cem yapabilirler mi?
Ayrıca bu tartışmadan bağımsız olarak Diyanet İşleri Başkanı’na da bir soru sormak isterim: Sayın Mehmet Görmez! Defler çalarak, halka oluşturarak, cezbeye gelerek, hep birlikte sallanılarak yapılan bu tür zikir törenlerinin kitapta yeri var mı acaba? Topu taca atmadan şu soruya bir yanıt verir misiniz?
SOYLU'NUN MİLADI 17 ARALIK MI, 15 TEMMUZ MU?
TARİH: 23 Aralık 2013.
Yani FETÖ’nün 17 Aralık’taki darbe girişiminden beş gün sonrası...
Dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Habertürk gazetesine röportaj veriyor.
Soruluyor Soylu’ya...
“Erdoğan paralel devlet derken Hizmet Hareketi’ni mi kastediyor?”
Cevap veriyor Soylu:
“Cemaat diyerek, Hizmet Hareketi diyerek bir kesimi zan altında bırakmaktan imtina ediyorum.”
Yine soruluyor Soylu’ya...
“Hizmet Hareketi’nin tümünü değil ama içindeki birtakım insanları mı işaret ediyorsunuz?”
Yine cevap veriyor Soylu:
“Hareket ile ilgili bir şey demem ben.”
Başka sorular ve başka cevaplar da var. Ama durum değişmiyor.
Süleyman Soylu Nuh diyor, peygamber diyor ama bir türlü “Cemaat” demiyor.
Ama hakkını yemeyelim:
15 Temmuz gecesi, destansı bir duruş sergiledi Süleyman Soylu.
Anlı şanlı bakanlar falan ortada yokken TRT’nin önüne gitti ve gayet delikanlıca bir tavır koydu.
Kısacası Süleyman Soylu için milat, 15 Temmuz olarak alındı.
Milat, 17 Aralık olarak alınsaydı... Asla İçişleri Bakanı olamazdı.
YAPMAYIN KEMAL BEY, ETMEYİN KEMAL BEY
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum:
Haklı olduğunuza inandığınız şeyleri gür bir seda ile haykırmanızda sorun yok ama lütfen köprüleri atmayın.
Yargı bağımsızlığı konusunda titizlenmeniz bu millet için tabii ki çok değerli ama lütfen diyalog kanallarını tıkamayın.
Aldığınız kararın arkasında güçlü bir şekilde durmanız takdire şayan ama lütfen “Yenikapı ruhu”nun devam etmesinden yana olun.
EFKAN ALA İLE İLGİLİ ÜÇ HAYAL KIRIKLIĞI
BİR: Karl Popper okuyan bir valiydi, seçim gecesi sandık basan bakana dönüştü.
İKİ: FETÖ ile mücadelede en başta giden bürokrattı, mücadelenin en yorgun bakanına dönüştü.
ÜÇ: Her olayda “aha şimdi istifa edecek” diye beklenen bir siyasetçiydi, en sonunda görevden alınan siyasetçiye dönüştü.
FİKR-İ TAKİP: BİR DAHA SORUYORUM SAYIN DAVUTOĞLU
SAYIN Davutoğlu...
Özel Kalem Müdürünüz Gürcan Balık, sizi dönemin Cumhurbaşkanı Gül’den habersiz Pensilvanya’ya götürmekle suçlandı ve tutuklandı.
Oysa siz daha önce yaptığınız açıklamada “Pensilvanya’ya giderken Cumhurbaşkanı’na haber verdim” demiştiniz.
Sayın Davutoğlu...
Neden çıkıp da “O işin Gürcan Balık’la bir ilgisi yok” demiyorsunuz?
Neden çıkıp da “Ben Cumhurbaşkanı’na haber vermiştim” demiyorsunuz?
Neden çıkıp da bu konuda tek bir kelime bile etmiyorsunuz?
Ne yani?
Kamuoyuna bir açıklama borcunuz yok mu?
KİTABIN ORTASINDAN
BİR Adil Öksüz filmi çekilse... İsmi hazır: “Soğuktan Gelen Şakirt.”
Altan Tan... Yine kitabın ortasından konuşmuş ve yine kendi partisini eleştirmiş... Üç vakte kadar atarlar Altan Bey’i HDP’den...
Biz Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Nuriye Akman, Lale Kemal (Sarıibrahimoğlu), Ahmet Turan Alkan, Arda Akın, Aslı Erdoğan gibi gazeteciler için “tutuksuz yargılansınlar” dedikçe... Necmiye Alpay gibi bir dilbilimci bile tutuklanıyor. Bir inatlaşma falan mı söz konusu acaba?
Şu FETÖ işi... Bütünüyle CHP’nin üzerine yıkılır mı acaba? Bunu da başarabilirler mi? Olabilir mi böyle bir şey?
Ya yoksa İdris Naim Şahin yerine yanlışlıkla İdris Şahin’i mi aldılar?
AĞIR GIYBET
MEHDİ YOKMUŞ: Aman Adnan Hoca duymasın! Ekim ayında ilahiyatçılar “İslam’da Mehdilik Yoktur” konulu bir sempozyum düzenleyeceklermiş.
BEDİÜZZAMAN TARTIŞMASI: Yakında İslami camiada şu başlıklar tartışılırsa hiç şaşırmayın: “Fetullah, Said Nursi’nin ne kadarını kopyaladı? Said Nursi ile Fetullah arasındaki benzerlikler nelerdir?”
NEW YORK’TAKİ MİNARELER: Her şey konuşuluyor da... Mahsun Kırmızıgül’ün “New York’ta Beş Minare” filminde Haluk Bilginer’in canlandırdığı hoca karakterinin Fetullah’a gönderme olduğu neden konuşulmuyor acaba?
Paylaş