Paylaş
“Bu iktidar gitsin de gitsin” diye düşünüyorsun.
İktidarın gitmeyebileceği seçeneğine zerre kadar prim vermek istemiyorsun.
En küçük bir iktidar övgüsüne bile tahammülün yok.
Bırak övgüyü, ortadan konuşana bile kulaklarını kapatmışsın.
*
O zaman ne yapıyorsun?
Sadece senin gibi düşünenlere, sadece senin gibi konuşanlara, sadece senin gibi hissedenlere kulak veriyorsun.
Gerisini zerre kadar hesaba katmıyorsun.
*
İşte dostum...
Senin içine girdiğin alan, senin konfor alanındır.
*
Bu konforlu alanın sonuna kadar tadını çıkar.
Ama şunu unutma ki:
Bu konforlu alan...
Senin toplumla ilgili, siyasetle ilgili, seçimle ilgili verdiğin tüm hükümleri, fena halde boşa çıkarabilir.
*
Diyelim ki iktidar yanlısısın.
*
“Bu iktidar gitmesin de gitmesin” diye düşünüyorsun.
İktidarın gidebileceği seçeneğine zerre kadar prim vermek istemiyorsun.
En küçük bir iktidar eleştirisine bile tahammülün yok.
Bırak eleştiriyi, ortadan konuşana bile kulaklarını kapatmışsın.
*
O zaman ne yapıyorsun?
Sadece senin gibi düşünenlere, sadece senin gibi konuşanlara, sadece senin gibi hissedenlere kulak veriyorsun.
Gerisini zerre kadar hesaba katmıyorsun.
*
İşte dostum...
Senin içine girdiğin alan, senin konfor alanındır.
*
Bu konforlu alanın sonuna kadar tadını çıkar.
Ama şunu unutma ki:
Bu konforlu alan...
Senin toplumla ilgili, siyasetle ilgili, seçimle ilgili verdiğin tüm hükümleri, fena halde boşa çıkarabilir.
*
Konforlu alanlarına çekilenlere sesleniyorum:
*
Hayal dünyasından gerçek dünyaya geçmek istiyorsanız...
Arada sırada da olsa konfor alanlarınızı terk etmeniz ve rahatınızı bozmanız şart.
GENÇLERE TAVSİYELER
- Bulaşmayın bitcoin denilen illete. Hiç itimat telkin etmiyor ponzin.
*
- Şehir sıcaktan yanarken Boğaz’da montla oturuluyor. Unutma.
- Maharet kitap okumakta değil, okunacak kitabı seçmektedir.
- İşin sonunu hep hesaba katın. Zelenski durumuna düşmeyin.
- Altı kişi yemekte buluşunca, “Altılı Masa” esprisi yapmayın. Komik değil.
- Babalar Günü’nde babanıza kulaklık hediye edin. Çok makbule geçer.
HALK TV’DE BÜLENT ARINÇ ÖVGÜSÜNE DENK GELDİM
KANALLAR arasında zıplayıp duruyordum.
Halk TV’de durdum.
*
Baktım, kanalın daimi yorumcularından biri Bülent Arınç’ı övmekle meşguldü.
*
Azıcık kulak kabarttım.
- “Bülent Arınç, önemli bir siyasetçidir” diyordu.
- “Onun sözlerine dikkat etmek gerekir” diyordu.
- “Arınç’ın bir karşılığı vardır” diyordu.
*
Güldüm.
Nasıl gülmeyeyim?
Bülent Arınç bile “Çok da inandırıcı olmaz” diye düşünür ve kendisiyle ilgili böyle cümleler kurmaya pek yanaşmaz.
*
Gülümsemeyi kestikten sonra kendi kendime şu soruyu sordum:
*
“Şu an içinde bulunduğumuz gezegende yapılabilecek en zorlu iş nedir?”
*
Cevabı hiç düşünmeden verdim:
*
“Bülent Arınç’ı muhalif kitlelere benimsetmek işidir.”
*
Ve son hükmüm şu oldu:
*
Bülent Arınç, iktidar partisini tamamen terk etse...
Bırakın bir tuğla götürmeyi, tuğladan bir toz tanesi bile götüremez.
BİZİM DE SİYAHİLERİMİZ OLSAYDI NASIL OLURDU?
SİYAHİLERİ çok seviyoruz, değil mi? Hemen kaynaşıveriyoruz kendileriyle.
Ve hiç anlam veremiyoruz siyahi düşmanlığına.
*
Peki ya yüzde 30’umuz siyahi olsaydı? Nasıl olurdu?
Aramızda fazla sayıda siyahi yokken siyahileri sevmek kolay.
Peki ya çok sayıda siyahiyle bir arada yaşasaydık yine de sever miydik siyahileri?
*
Ku Klux Klan diye bir örgüt çıkmaz mıydı bizden? Siyahilere merhamet gösterenler, “Zenci dostu” diye aşağılanmaz mıydı bizde de? Hiçbir ayrımcılık yapılmayacağı hususunda garanti verebilir miyiz?
*
Somalili bir kadının Ankara’da açtığı restorana karşı sergilenen hırtlığın görüntülerini izleyince aklıma geldi bunlar. Şöyle dedim: “Bu kadar az siyahimiz varken böyle yapıyorsak...”
İBRETLİK 3 BELGESEL
1. 1994: Meksika siyasetinin en karmaşık, en berbat, en tatsız yılı 1994 yılıdır. 1994 yılında Meksika’da yaşananları anlatan “1994” adlı belgeseli mutlaka izleyin. Hiçbir heyecanlı entrika dizisinden alamayacağınız keyfi alacağınıza bahse girerim. Ben izledim, sekiz aksiyon filmi izlemiş gibi oldum.
2. DEMOKRASİNİN SINIRI: Çok sevdiğim bir devlet adamı vardı. Adı: Lula! Brezilya’nın eski devlet başkanı... Karizmatik, eğlenceli, sarkastik bir adam Lula... İşte onun yükselişini ve düşüşünü anlatıyor bu belgesel. “Kuş Uçuşu” adlı banal dizi yerine buna takılın. İnanın bu daha heyecanlı.
3. İKİ KATALONYA: Avrupa’nın göbeğinde İspanya’da teröre başvurmayan bir ayrılıkçılık hare ketine karşı bile nasıl tavizsiz bir tutum sergilendiğini gösteren bir belgesel bu. Barselona görüntüleri eşliğinde izleyin görün: Siyasi tutukluları, siyasi sürgünleri... Olay 2017’de geçiyor. Eski değil yani.
Paylaş