Paylaş
- AKADEMİSYENLER: Siyasete giren akademisyenler, genellikle “teori” ile “pratik” arasındaki uçuruma yuvarlanıyorlar. Uzun ve ağdalı konuşuyorlar mesela. “Öğreten insan” pozisyonundan bir türlü çıkamıyorlar mesela. Çözüme odaklanmak yerine sorunu tanımlamak peşinde koşuyorlar mesela.
- GAZETECİLER: Hep kritik etmeye alışmışlar. Hep dikkat çekmeye alışmışlar. Hep tavsiye vermeye alışmışlar. Siyasete girdiklerinde de başlıyorlar içeriden kritik etmeye, başlıyorlar dikkat çekme çabasına, başlıyorlar sağa sola tavsiye vermeye. Bütün bunlar siyasetin kendi doğasında süper sevimsiz kaçıyor.
GİTTİ ÖZTRAK GELDİ YÜCEL
- Faik Öztrak Avrupai bir parti sözcüsüydü. Deniz Yücel ise Amerikanvari bir sözcü.
- Faik Öztrak epey eskimişti ve yıpranmıştı. Deniz Yücel ise epey genç ve yeni.
- Faik Öztrak bazen sürrealizm yapardı. Deniz Yücel ise katı bir realizm yanlısı gibi.
- Faik Öztrak dayanaksız da olsa iddialıydı. Deniz Yücel ise usta bir geçiştirici.
- Faik Öztrak atadan dededen geliyordu. Deniz Yücel ise örgütten geliyor.
GÜLÜCÜK, BARİSTA, KIZ ARKADAŞ KAHVE FALAN
İSTANBUL’da bir kafede baristanın teki, yaptığı kahvenin üzerine şeker bir gülücük emojisi kondurmuş. Baristanın neredeyse üç katı olan devasa bir adam, “Vay sen nasıl benim kız arkadaşımın kahvesine böyle bir şey yaparsın” diye baristaya bir güzel girişmiş.
*
İstanbul’un bütün baristalarına sesleniyorum:
*
Bu şehirde sadece sokak köpekleri sorunu yok, kız arkadaşına kıskançlık gösterisi yapmak için yanıp tutuşan kontrolsüz erkek sorunu da var.
Bu nedenle yaptığınız kahveler üzerine çeşitli şeker emojiler kondururken çok dikkat edin ne olur.
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN EPSTEİN
EPSTEİN fırtınası esiyor tüm dünyada.
Listeler yayınlanıyor. Komplo teorileri havalarda uçuyor. Fake görüntüler piyasaya sürülüyor.
*
Bu konuyu anlamak isteyenler için bir tavsiyem olacak:
*
“Korkunç Zengin / Filthy Rich” isimli bir belgesel var.
Bu belgeseli bulup izlerseniz Epstein olayına en doğru, en anlaşılır, en belgeli şekilde girmiş olursunuz.
HAZAR ERGÜÇLÜ’NÜN PAVYON DANSINA DAİR
ANKARA pavyonlarına özgü dansla ilgili saptamalarım şunlardır:
*
İlk bakışta süper pervasız, muazzam küstah ve hiç sallamıyor havasında bir danstır. Ama derinliğinde acayip bir hüzün vardır bu dansın. Biraz da Orta Anadolu’ya özgü hem dertlerden yakınma hem de dertleri kabullenmişlik vardır. Bütün bunların elektro bağlamanın çıkardığı sesle de alakası çoktur.
*
Neyse... Esas şu konuya geliyorum:
Kanal D’de yayınlanacak olan “İnci Taneleri” dizisinde “Dilber” karakterini canlandıran Hazar Ergüçlü’nün yaptığı pavyon dansı...
Ankara pavyonlarına özgü dansı şahane bir şekilde yansıtmakta.
Hazar Hanım’ı kutlar, başarılarının devamını dilerim.
TARİHİ LÜTFÜ SAVAŞ KARARI
“Hatay’da vereceğimiz karar çok tarihi bir karar olacak” demişti Özgür Özel. Gerçekten de tarihi bir karar oldu.
*
Tepkilerin odağındaki mevcut belediye başkanı Lütfü Savaş’ı yeniden aday gösterdiler.
*
Karar tarihi olunca alınan karara yönelik tepkiler de tarihi boyutta oldu.
Öyle büyük tepki var ki bu karara.
Öyle böyle değil.
İLİŞKİ DURUMU: AÇIK
KILIÇDAROĞLU döneminde CHP’nin HDP ile ilişkisi aşağı yukarı şöyleydi: Buluşalım ama beraber fotoğraf vermeyelim numaraları. Ortak açıklamadan kaçınma uyanıklıkları.
*
Özgür Özel döneminde kurulan ilişki ise şöyle: Fotoğraf vermekten kaçınmayan, ortak açıklama yapmaktan çekinmeyen bir ilişki.
*
Eleştirilerimi saklı tutarak tercihimi açıklıyorum: Özgür Özel’in kurduğu ilişki, benim açımdan daha tercihe şayan bir ilişki.
BİR ÖZLÜ SÖZ UYARLAMASI
“Gereksiz eleştiri, gizli hayranlıktır” derler.
*
Bunu belediye seçimlerine uyarlarsak şunu diyebiliriz:
*
Herhangi bir aday üzerine lüzumundan fazla bir şekilde gitmek, o adaydan korkulduğunun göstergesidir.
DURUP DURURKEN MERAK ETTİĞİM İSİMLER ARAŞTIRMASI
- TUGAY TOKSÖZ: Karslıymış. Asıl adı Seyyid Togay’mış. Boş Beşik diye bir köy filmi vardır, o filmde Fatma Girik’le başrol oynayarak bayağı bir meşhur olmuş. Maalesef kendine iyi bakmamış. Alkole vurmuş kendini. 1988 yılında 51 yaşındayken İstanbul’da bir otel odasında hayata gözlerini yummuş.
- DANYAL TOPATAN: Çocukluğumun Türk filmlerinin büyük ustası. Asıl adı Ahmet Danyal Bayrı imiş. Ortaokul birinci sınıfta eğitimini bırakmış. Dekorcu olarak Yeşilçam’a girmiş. Drakula İstanbul’da filmiyle oyunculuğa başlamış. 1975’te akciğer kanserinden 59 yaşında hayata veda etmiş.
- TURGUT ÖZATAY: Öyle etkili kötü adam karakteri çizerdi ki çocukluğumda “kötülük” dendiğinde onun yüzü gelirdi gözümün önüne. Balkan göçmeniymiş. Lisede atletizm yapmış. Rastlantı eseri sinemaya girmiş. İlk oynadığı rol EOKA’cıların lideri rolüymüş. 2002 yılında 75 yaşındayken kanserden ölmüş.
Paylaş