Paylaş
“Sutyen takmamak suçtur” falan türü tuhaf cümleler kurmuş.
Ve daha bir sürü saçmalık.
Hepsini yazmaya gerek yok.
*
Sorup soruşturdum.
Meğer Ahmet Çakar’ın söz konusu ettiği dekolte kıyafet, dün giyilmemiş.
Taa aylar önce giyilmiş.
Yani Ahmet Çakar, Melis Sezen’in aylar önce giydiği kıyafeti aklında tutmuş ve aylar sonra televizyon ekranında bu kıyafeti diline dolamış.
*
Aylar önce giyilmiş bir kıyafeti ezbere alıp aylar sonra gündeme getirmenin yadırgatıcı tarafları bir yana...
Ben asıl konuya geleyim:
*
- E hani milletin kılığına kıyafetine karışılmayacaktı?
- E hani isteyen istediğini özgürce giyebilecekti?
- E hani kılık kıyafetle uğraşmak ilkellikti?
- E hani bazıları uzaya gider, bazıları kılık kıyafetle uğraşırdı?
*
Bu arada olayın başka bir boyutu daha var:
*
Melis’in dekoltesini mesele eden Ahmet Çakar, meğer vaktiyle Adnancıların düzenlediği bazı etkinliklerde boy gösteriyormuş.
*
Adnancı kediciklerin dekoltesi çok çoook meşhurdu malum.
Eski Milletvekili Ahmet Çakar, dekolte olgusuyla kafayı bu derece bozduysa...
Adnan’ın kediciklerinin dekoltelerini neden hiç mesele etmedi acaba?
*
Kedicik dekoltesi olunca alkış, Melis Sezen dekoltesi olunca auvvv.
Bu mudur yani?
KAFTANCIOĞLU’NA VERİLEN CEZA
ÖNCE üç şey söyleyeceğim:
*
- BİR: Canan Kaftancıoğlu’nun İstanbul’un kazanılmasındaki rolü, çoğunlukla mübalağa edildi. Tabii ki bir katkısı olmuştur. Ama mübalağa edildiği kadar değil.
*
- İKİ: Canan Kaftancıoğlu’nun meşhur olmadan önce Twitter’da yaptığı paylaşımların birçoğu, sorunludur ve tartışmalıdır. Bazılarının arkasında duramamıştır.
*
- ÜÇ: Canan Kaftancıoğlu’nun “Tarihte bugün: Ermeni soykırımı başladı” paylaşımına ayrıca odaklanmak gerekir. Çünkü bunu söyleyen kişi CHP’nin il başkanıdır.
*
Bu üç noktayı vurguladıktan sonra kanaatimi söylüyorum:
*
Sosyal medyada yaptığı çok sorunlu ve çok tartışmalı paylaşımlar nedeniyle Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasının Yargıtay tarafından onanmasına karşıyım.
Hele siyaset yasağı gibi artık geride kalması gereken bir yasağın söz konusu edilmesini hiç kabul edemem.
*
Sorunlu ve tartışmalı paylaşımların hesaplaşma alanı, siyaset olmalıdır. Hapishane değil.
VALİ Mİ, BAŞÖRTÜLÜ VALİ Mİ
AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Kübra Güren Yiğitbaşı, Afyonkarahisar’a vali olarak atanmış.
*
Şöyle bir baktım yapılan paylaşımlara.
“Başörtülü vali” deniliyor, başka da bir şey denmiyor.
*
Arkadaşlar!
İlle de “başörtülü vali” vurgusu yapmanın ne gereği var?
*
Başörtüsü çoktan normalleşti ama galiba zihinlerin normalleşmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var.
KAŞIKÇI ELMASI PALAVRASI
SOSYAL medya, artık bir palavra deryası haline geldi.
Biri bir yalan uyduruyor.
Sonra on binlerce kişi o yalana inanıp paylaşımı çoğaltıyor.
*
En son “Kaşıkçı Elması kayıp” diye bir yalan uydurdular.
Ve on binler, bu yalana destek verdi.
*
Palavraya omuz verenlerin kimliğine bakıyoruz:
Kimi milletvekili, kimi akademisyen, kimi gazeteci...
Yani okumuş yazmış çocuklar.
*
Palavraya bilerek omuz veriyorlarsa...
Nefretlik bir ihanet söz konusu.
*
Palavraya bilmeyerek omuz veriyorlarsa...
Trajik bir ahmaklık söz konusu.
DEĞİNİP GEÇTİM
- Kripto parada hep kasa kazanır. Ona göre gençler.
- İrem Derici ile polemiğe girmek, Donbas’a tatile gitmek gibidir.
- CHP çok zor parti. Dirense olmuyor, direnmese olmuyor.
- NATO’ya girme kararı alan Finlandiya yürek mi yedi acaba?
- İltifatı düzgün biçimde karşılama becerisi, dünyanın en zor işlerindendir.
- Araba kullanırken siyasi mesajlı video çekmek sersemliktir.
- Mehmet Ali Erbil, kötü yaşlanmanın sembolü gibi.
ERDOĞAN’LA EKRANDA TARTIŞMAK İSTİYORMUŞ
AHMET Davutoğlu, Erdoğan’la ekranda tartışmak istiyormuş. “Bir tartışsak, gerçekler ortaya çıkar” demiş.
*
Hahahahah.
*
Erdoğan, tartışmanın en başında cep telefonundan Davutoğlu’nun...
“Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak” dediği videoyu gösterip...
“Hadi bana eyvallah” dese...
Davutoğlu’nun yüzünün alacağı şekil nasıl olur acaba?
Paylaş