Kahrolası bir geyik: Doğulular şöyle batılılar böyle
Geçen akşam elimde kumanda, televizyon kanalları arasında minik bir gezintiye çıkmıştım.
Karşıma aniden büyük Türk düşünürlerinden Erol Mütercimler çıktı.
Şöyle bir şey diyordu:
*
“Doğu’da kuklacılık vardır... Batı’da ortaoyunu...”
*
Ortaoyunu dediğine bakmayın, Karagöz’ü kastediyor.
*
Çetin Altan, pek severdi böyle saptamaları.
Onun meşhur ettiği şu sözü hiç unutmam:
*
“Doğu’da pusu kültürü vardır. Batı’da ise düello...”
*
Kendisinden işitmedim ama Süleyman Demirel de şöyle dermiş:
*
“Batılılar, ip cambazını ‘Ha geçti ha geçecek’ diye izler... Doğulular ise ‘Ha düştü ha düşecek’ diye...”
*
Bir zamanlar bayılırdım bu tür genellemelere. Üzerinde hiç düşünmeden atlardım bu tür sözlerin üzerine. Dost sohbetlerinde kullanır, bayağı bir hava yapardım.
*
Ama artık zerre kadar yüz vermiyorum bu geyiklere.
*
Çünkü azıcık düşününce...
- “Doğulular” ve “Batılılar” diye iki yekpare grubun olmadığını...
- “Pusucu Batılılar” olduğu gibi “Düellocu Doğulular” da olduğunu...
- İp cambazını “Ha geçti ha geçecek” diye izleyen Doğulular olduğunu...
- İp cambazını “Ha düştü ha düşecek” diye izleyen Batılılar olduğunu...
- Kuklacılar gibi kukla oynatan Doğulular olduğunu...
Anlayıverdim.
*
Tıpkı suyun insanı boğduğunu, ateşin de yaktığını anladığım gibi anlayıverdim.
SEVDİĞİM DİZİ ŞÖYLE OLMALI
- Aynı anda sekiz ayrı entrikayı sekiz ayrı koldan ilerletebilmeli.
*
- Kırsaldan uzak durmalı ve New York, Londra gibi metropollerde geçmeli.
*
- Çok meşhur starlara yaslanmamalı, tanınmamışlar üzerinden gitmeli.
*
- Cinayet, karakol, aldatma, polis, adliye... Muhakkak olmalı.
*
- Amerikan aile sorunları, fazla vurgulanmadan usulca işlenmeli.
*
- Müzik hiçbir zaman baskın olmamalı... Doğallık azizim doğallık.
*
- Bunalımlı tipler, çekilmez oluyor. Bunalım olmalı ama kararında.
*
- Dizinin ortasında önemli bir karakter küt diye ölmeli, ölebilmeli.
*
- Bazı sahnelerde paraya kıyılmalı: Bomba, araba kazası, toplu katliam vs.
AMBULANSIN PEŞİNE TAKILMIŞ UYANIK GİBİ
SERMİYAN Midyat’ın Sedat Peker’i taklit ettiği videosunu izledim.
*
Gülmedim. Düşünmedim. Tahammül bile edemedim. Yirmi beş saniyede kapattım. Başkası adına utanarak...
*
Trafikte ambulansın peşine takılan uyanıklar var ya...
Kusura bakma ama aynı onlar gibisin Sermiyan Midyat.
Otur. Sıfır.
FAHRETTİN KOCA’NIN ÜÇ AŞAMALI HİKÂYESİ
- MÜKEMMEL BİR GİRİŞ: İtimat telkin eden bir yapıyla daldı koronavirüs hadisesine... Başlangıcı iyi tuttu. İletişimi süperdi. Popülaritesine zirve yaptırdı. Uzun bilim kurulu toplantılarından sonra yaptığı açıklamaları, herkes ilgiyle takip etti.
*
- SALLANTIDA BİR GELİŞME: İş uzadıkça, açma/kapama hadiseleri bunalttıkça, aşıda işler sarpa sardıkça, vaka sayıları üzerinden spekülasyonlar çoğaldıkça... Bir sallantı yaşadı. Biraz da millette bıkkınlık oluşmuştu.
*
- HARİKA BİR SONUÇ: Durdu, durdu, durdu ve en sonunda turnayı gözünden vurdu. Uğur Hoca’yı öyle bir kıskaca aldı ki... Sonuçta Türkiye’ye BioNTech yağdı. Şimdi yaş sınırını indirdikçe indiriyor. Çeşitli kesimlere açıyor aşıyı. İlk dönemine döndü gibi.
BEN AZICIK SIKILDIM
- “Deniz salyası” üzerinden “siyasi salya” benzetmesine gidilmesinden...
*
- Defne Samyeli ile Mustafa Sandal arasındaki kitap davasından...
*
- Koronavirüs nedeniyle yürürlükte olan her türlü kısıtlamadan.
*
- Zoom toplantılarından...
*
- Akşam saat 21.00’de mekânı terk etmek zorunda kalmaktan...
BAKIN BU BİR DRAMDIR
MUHARREM İnce’nin şöyle bir dramı var:
*
İktidara yakın medya organları kendisini...
Ancak CHP’ye vurunca haber yapıyorlar.
*
CHP’ye yakın medya organları ise kendisini...
Hiç ama hiç haber yapmıyorlar.
*
Bu büyük bir dramdır sayın seyirciler.
