İzmir Marşı’nın benim için anlam ve önemi

İZMİR Marşı’nı işittiğim anda...

Benim aklıma...

- İzmir’in kurtuluşu gelir.

- İstiklal Harbi gelir.

- Kuvayımilliye gelir.

- Antiemperyalizm gelir.

- İşgal kuvvetlerine karşı geliştirilen enerjik direniş azmi gelir.

- Direnişi örgütleyen Mustafa Kemal Paşa’ya duyulan sonsuz sevgi ve güven gelir.

- Zafer coşkusu gelir.

- Savaşın yetimleri gelir.

- Yel gibi kaçan bozulmuş düşman gelir.

- Bağırlara basılan öksüz yavrular gelir.

- Deftere yazılan şehitler gelir.

- Mustafa Kemal Paşa’nın adının yazılacağı mücevher taş gelir.

- Vatana feda edilecek kan gelir.

*

Bunların tümünü topladığında ortaya çıkan...

Yediden yetmişe tüm Türkiye’nin ortak duyarlılığıdır.

*

İşte tam da bu yüzden...

- İzmir Marşı’nı işitince yüzlerini buruşturan tipleri de...

- İzmir Marşı’nın sopa gibi bir kesimin üzerinde sallandırılmasını da...

Anlamadım. Anlamıyorum. Anlamayacağım.

TAK DA TAK

“BORGEN” adlı bir dizi var. Parlamenter Sistem’le yönetilen Danimarka siyasetini tatlı tatlı anlatıyor. Şimdi ikinci dalgası vizyonda.

*

Fakat benim asıl sorunum şu:

Danimarka dilinde “Teşekkürler” kelimesinin tam karşılığı şu: “Tak”. Dizide o kadar çok geçiyor ki bu kelime. Bir bölümde bin kere işitiyorum. Tak da tak. Tak da tak. Tak da tak.

*

Bu kadar ‘tak’a maruz kalınca... En son kendimi “Teşekkürler” demek yerine “Tak” derken yakaladım.

AKŞENER’İN HEDEFİ: CHP’Yİ TIRTIKLAMAK

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in dünkü grup konuşmasını dinledikten sonra ben artık şuna karar verdim:

*

Meral Akşener, partisinin çeperlerini sağa doğru genişletmek yerine... CHP tabanına doğru açıyor. Verdiği her mesaj, CHP’den oy tırtıklama amacına yönelik. CHP’nin oylarını kapıp muhalefetin en büyük partisi olmak diye bir hedefi var galiba.

İKTİDARIN UZAK DURMASI GEREKEN CÜMLELER

- Almanya’da da aynısı var.

*

- ABD’de de enflasyon yüksek çıkıyor.

*

- Suriyeliler ucuz işgücü olarak kullanılıyor.

*

- Afganlar giderse çoban bulamayız.

KEMAL BEY BAROMETRESİ

Yüzde 50: Aday olacak.

Yüzde 50: Aday olamayacak.

İSTİKRAR... İSTİKRAR...

- Tanju Özcan yavaştan deliriyor mu ne? İstikrarlı bir şekilde?

*

- Ebru Gündeş, Iraklı zengin sevgili bulmuş. İstikrar işte budur.

*

- En iyilerimiz, en genç terk ediyorlar bu dünyayı. İstikrarı bozmadan.

CENAZE TÖRENLERİMİZİN DÜZELME İHTİMALİ SIFIR

UZUN süredir cenaze törenlerine katılmıyordum. Prensip olarak. Çünkü cenaze törenlerindeki kargaşadan ve riyakârlıktan feci sıkılmıştım.

*

Ama Latif Demirci’nin cenaze törenine tabii ki katıldım Teşvikiye Camisi’nde. Bir istisna olarak.

*

Ve bir kez daha büyük bir karamsarlıkla anladım ki...

Bizim cami avlularında düzenlenen cenaze törenlerimizin düzelme ihtimali yok.

*

Latif Demirci’nin cenaze töreninde yaşananlar aşağı yukarı şöyle şeylerdi:

*

- Düzensizlik vardı törende. Aile nerede duruyor belirsiz, namaz nerede kılınacak belirsiz. Bir keşmekeş, bir kaos. Avluda dikilen bir kalabalık, onların arasına girip röportaj yapmaya çalışan televizyoncu meslektaşlarımız falan...

*

- Aylardır, haftalardır birbirlerini görmeyenlerin buluşma mekânına dönmüştü cami avlusu. Ayaküstü sohbetler... “Cenaze de olmasa görüşemeyeceğiz be dostum” laflarının havada uçuşması...

*

- Namazı kıldıran hocamızın, Latif Demirci’den haberi bile yok. İnsan bir kelime eder yahu! “Burada yatan adam, bir karikatürist” der, hiç değilse. Namazı kıldırılan şahsa karşı bu denli kayıtsızlık, çok rahatsız edici.

*

- Bir kıyafet curcunası da yok değildi törende. Tamam. Herkesin siyahlar içinde törene katılmasını ben de beklemiyorum. Ama şortla cenaze törenine gelmek de neyin nesi arkadaş?

*

- Cami avlusunda mübalağalı muhabbet öbekleri oluşturmak... Mavra yapmak, gülüşmek... Kaosa sürekli katkıda bulunmak... Buna karşılık Latif’in ruhaniyetiyle buluşmaktan alabildiğine kaçmak... Çok rahatsız ediciydi çok.

*

Düzelmemiş, düzelmiyor, düzeltemiyoruz, düzelecek gibi de görünmüyor.

Velhasıl...

Cenaze törenlerinden kaçarak kurtulma kararımda ne kadar da haklıymışım.