Paylaş
BU fotoğraflar Litvanya’nın NATO Zirvesi’nde çekildi.
Yer: Türkiye’nin Vilnius Büyükelçiliği.
*
Görüşme yapan iki isim:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’ın eşi Birgitta Ed.
*
Birgitta Ed’in fotoğrafına baktığımızda şunu görüyoruz:
*
Renkli kıyafetin içinde önünde beyaz şerit bulunan siyah bir gömlek... Gömleğin üzerine asılmış kocaman bir haç.
*
Hemen hatırladım:
Biz Hürriyet’te 7 ay önce “İsveç Başbakanı’nın eşi rahip oldu” diye bir haber yapmıştık.
Birgitta Hanım “rahip” unvanını alınca kıyafet tarzını değiştirmiş. Resmi toplantılara siyah renkli, beyaz şeritli rahip gömleğiyle katılıyormuş.
*
Birgitta Ed’in yaşam öyküsüne şöyle bir baktım:
*
1991 yılından beri Başbakan Ulf Kristersson’la evliymiş.
İletişim uzmanıymış.
İsveç – Çin ticaretini destekleyen bir kurumun halkla ilişkiler danışmanı olarak görev yapmış. Karı koca bir süre Çin’de yaşamışlar.
Üç Çinli çocuğu evlat edinmişler.
*
Peki ya rahiplik?
2016 Noel’inden kısa bir süre önce 24 yaşındaki yeğeni intihar ederek yaşamına son vermiş. Bu intihar olayı çok etkilemiş Birgitta Hanım’ı.
Hayatı sorgulamaya başlamış, sonra da “Ben artık hayatımda daha anlamlı şeyler yapmak istiyorum” diyerek dine yönelmiş.
Dine yönelişi kısa süreli bir heves olmamış. Ciddi bir din eğitimi almaya başlamış. Yedi yıllık uzun bir eğitim sürecinin ardından İsveç Kilisesi’ne kabul edilerek resmen rahip ilan edilmiş.
*
En son NATO zirvesinde giydiği rahip gömleği nedeniyle kendisini eleştirenler olmuş. Bu eleştirilere şöyle cevap vermiş:
*
“Ben her zaman bir rahibim ve her ortamda rahip gömleği giyiyorum.”
*
Şimdi biraz düşünelim:
İsveç gibi kutsal kitap Kuran’ın yakılmasına izin verilen bir ülkenin başbakanının eşi bir rahip. Yani İsveç Başbakanı’nın hemen yanı başında kutsalın anlamını en iyi şekilde kavramış bir kişi var.
Üzerinde durulmaya değer çok ilginç bir durum bu.
*
Zaten Emine Erdoğan da buluşmada konuyu gündeme getirmiş.
Kuran-ı Kerim’e yönelik yapılan saygısızlıktan duyduğu üzüntüyü ifade etmiş. Avrupa’da artan ırkçılığa ve İslam düşmanlığına yönelik somut adımlar atılması gerektiğini ifade etmiş.
Rahip Birgitta Hanım da bu konularda Emine Hanım’la hemfikir olduğunu beyan etmiş.
CHP KAZANSAYDI MENZİL TAZİYELERİ NASIL OLACAKTI
MUHALİF bir gazetenin dünkü sayısında şöyle bir haber başlığı gördüm:
*
“İktidar kanadından başsağlığı yarışı.”
*
Menzil Şeyhi’nin ardından iktidar kanadından gelen taziye mesajlarının derlendiği bir haberdi bu.
Fakat haberde Altılı Masa liderlerinin başsağlığı yarışından tek bir harf olsun söz edilmiyordu.
*
Oysa seçimi Kılıçdaroğlu kazansaydı şöyle haberler yapmak durumunda kalacaklardı:
*
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Babacan’ın mesajı: “Ebediyete irtihal eden, ülkemizin tasavvuf önderlerinden Seyyid Abdulbaki Erol’a Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dilerim.”
*
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ahmet Davutoğlu’nun mesajı: “Ülkemizin ve coğrafyamızın yeri doldurulması güç kanaat önderlerinden Nakşibendi Şeyhi Sayın Abdulbaki Erol’un vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Cenabı Allah’tan merhuma rahmet sevenlerine başsağlığı diliyoruz.”
*
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Temel Karamollaoğlu’nun mesajı: “İlmi, manevi önderliği ve hizmetleriyle hayırlı insanlar yetiştirmeye emek veren Seyyid Abdülbaki Elhüseyni Hazretleri’ne Cenab-ı Allah’tan rahmet; yakınlarına ve sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Mekânı cennet, makamı âli olsun.”
*
Seçimi CHP kazansaydı yapacakları bu habere de “İKTİDAR KANADINDAN BAŞSAĞLIĞI YARIŞI” diye başlık atarlar mıydı acaba?
ÇİÇEKLİ GÖMLEKLİLER VE HAKAN FİDAN
ENDONEZYA’nın başkenti Cakarta’da Güneydoğu Asya ülkelerinin merkezinde olduğu bir kuruluşun dışişleri bakanları toplantısı var. Toplantıya Türkiye ve ABD de bakan düzeyinde katılmış.
Buraya kadar her şey rutin.
*
Olayı renklendiren unsur fotoğraflarda.
Güneydoğu Asya ülkelerinin dışişleri bakanları, Endonezya’nın geleneksel çiçek desenli gömlekleriyle arzıendam etmişler.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, ortama uyum sağlayıp hemen çekmiş üzerine çiçek desenli gömleği.
Bakıyoruz:
Bizim Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’a. Takım elbiseden, kravattan ödün vermemiş.
*
Ne yalan söyleyeyim, çiçek desenli gömlek ile Hakan Fidan’ı pek bir araya getiremedim.
Sanırım buna MİT etkisi diyebiliriz.
LAVANTANIN BAŞKENTİ: AFŞİN
ÂŞIK Mahsuni’nin memleketi Berçenek köyü, Afşin’e bağlı. Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven’le tanışır tanışmaz ilk sorum şu oldu: “Mahsuni için ne diyorsunuz?” Başkan Güven, önünü ilikler gibi cevapladı: “Mahsuni ortak değerimizdir, Afşin’in gururudur.”
*
Lavanta kokularıyla geldi İstanbul’a Başkan Güven. Afşin’i bir lavanta şehrine dönüştürmüşler. Dünyanın en büyük tek parça lavanta tarlasını oluşturmuşlar. Distilasyon ve kozmetik tesisleri kurup ürünler elde ediyorlarmış ve ihracat yapıyorlarmış. Getirdiği ürünlere bayıldım. Lavanta yağını yastığa iki damla damlatıyorsun, mis gibi uykuya daldırıyor.
*
Arıların akıllara durgunluk veren bir dünyası var. Tıkır tıkır işleyen muhteşem bir mekanizma. Bu mekanizmanın çok meraklısı bulunuyor, “arı turizmi” diye bir turizmden bile söz ediliyor. Arı meraklılarını Afşin’e çekmek isteyen Başkan Güven, “Arı Müzesi” kurmuş. Arı turistlerini bekliyorlar Afşin’e.
*
Başkan Güven, yaptığı tüm projelerde ODTÜ ve Medipol üniversiteleriyle işbirliği yapmış. Şu sözü önemli: “Üniversitelerimiz işbirliğine çok açık, yeter ki kapıları çalınsın.”
*
Depremden etkilenen ilçelerden biri Afşin. Başkan Güven, “Biz Afşin’in depreme dirençli planını hazırladık. Her şeyi tamam. Bakanlıktan onay bekliyoruz” diyor. Bakan Özhaseki’ye sesleniyorum: Bir talimat verin de onaylasınlar şu planı.
CELAL ŞENGÖR OLAYI
YAPAY zekâyla Celal Şengör’e ilahi söyletmişler. Beğendiğimi ifade etmeden geçemeyeceğim. Celal Şengör’ün tepkisini abartılı buldum.
Fakat işin şu kısmını da unutmayalım: Yapay zekâyla bu tür dümenlerin döndürülmesi çok sakıncalı. Bugün bu yapılıyorsa yarın kim bilir neler yapılabilir. Dikkatli olmakta fayda var yani.
Paylaş