İstanbul polisi kaçak göçmene geçit vermiyor

Bu haberler, İstanbul’da yeni bir dönemin başladığının işareti.

*

Anladığım kadarıyla İstanbul polisi, “Bundan böyle sokaklarda kaçak göçmene geçit yok” kararı almış ve bunu kararlılıkla hayata geçiriyor.

Gece gündüz İstanbul sokaklarında hiç bitmeyen bir kontrol süreci başlatılmış durumda.

Hiçbir kaydı ve belgesi olmayan kaçak göçmenler polis tarafından yakalanıyor ve Geri Gönderme Merkezi’ne teslim ediliyor.

*

Bu önemli gelişmeyle ilgili olarak iki şey söyleyeceğim:

- BİR: Polis görevini yapıyor, yakaladığı kaçak göçmenleri, Geri Gönderme Merkezi’ne teslim ediyor ama önemli olan bundan sonrasıdır. Kaçak göçmenlerin ülkelerine gönderilmeleri şart. Aksi takdirde bu sıkı takibin bir anlamı kalmaz.

*

- İKİ: Kaçak göçmen sorununun çözümü, sığınmacı sorununun bir çözümü değil. O çok daha büyük bir sorun. Onun çözümü, Suriyeli sığınmacıların memleketlerine dönmesiyle gerçekleşebilir.

KURUMSAL MUHALEFET ÇÖKMÜŞ DURUMDA

KURUMSAL muhalefetin son durumu aşağı yukarı şöyle:

*



- Kılıçdaroğlu bırakmamakta kararlı.



- Tanju Özcan yürüyor ama boşa yürüyor gibi.



- İmamoğlu’nun durumu malum.

- CHP oligarşisi dimdik ayakta.

- Gelecek ve Saadet ortak grup kurdu ama DEVA dışarıda kaldı. Burada bile üçlü anlaşma yapamadılar.



- İYİ Parti, gitgide daha çok Meral Akşener partisi olarak konumlanıyor.

- HDP bir özeleştiri süreci bile başlatamadı.

*

Kısacası kurumsal muhalefet, tam anlamıyla çökmüş durumda.

Ne yapacaklarını bilmiyorlar, statükolarını koruma derdine düşmüş durumdalar, yenilik için enerjileri yok, en küçük bir umut vermiyorlar.

*

Daha kötüsü toplumsal muhalefet, kurumsal muhalefetin çöküşünün farkında. Orada da bir bezginlik var.

*

Çökmüş bir muhalefet, sadece kendine zarar vermez. İktidara da zarar verir.

Muhalefeti ensesinde hissetmeyen bir iktidarın atılım yapma kabiliyeti azalır.

*

Yani nereden bakarsan bak, ülkenin yararına değil bu durum.

ANITKABİR ADABI

GENÇ bir kadının Anıtkabir’de çektirdiği fotoğrafı gördüm.

Öyle bir kılıkla gitmiş ki Anıtkabir’e, ister istemez “Bre aman! Bu da nedir?” diye haykırdım.

*

İnsanların kılık kıyafetlerine karışmamak, benim hayattaki en temel düsturumdur.

Mottom şudur: “İsteyen istediği gibi giyinir. Sana ne? Bana ne? Kime ne?”

*

“Madem öyle, buna neden karışıyorsun?” denirse vereceğim cevap şudur:

*

İyi ama burada konumuz kılık kıyafet değil ki... Burada konumuz Anıtkabir adabı.

THREADS MIRILDANMALARI

- Tutmaz bu. Adının bir karizması yok.

- Troller ne zaman göç eder buraya acaba?

- Twitter’ın üye sayısına erişmeden işin çok zor be Threads.

- Burada TT nasıl olunuyor? TT olmadan olur mu kardeşim?

- Instagram’daki tüm yakınlarım takibe aldı beni. Ne de olsa akraba şirket.

- Twitter’ın ilk zamanları bile daha hareketliydi bacım.

- Twitter’ı bitirmez ama yaralar. Aynı caddede açılan iki eczane olayı.

- Elon başka bir isimle buraya girip kesin izliyordur olup bitenleri.

- Trump buraya gelse... Burada ortam acayip şenlenir.

- “Önce yapısal reform” diyen bir tane bile ekonomist yok, yadırgıyorum bunu.

- Herkes gidince Twitter da ‘bayramda İstanbul’ gibi olur mu?

BEN YAPTIM SİZ YAPMAYIN

- Mümkünse klimatize ortamlardan sakın çıkmayın. Ben çıktım, resmen eridim, bittim, kül oldum.

*

- “Run Rabbit Run” diye bir filme rastlarsanız aman uzak durun. Ben izledim, gitti mis gibi bir buçuk saatim.

*

- İnternette “mutlu olmanın yolları” araştırması yapmayın. Ben yaptım, hiçbir işe yaramadı.

*

- “Ne var ya? Ben de usta bir şef olabilirim” demeyin. Ben dedim, olayın hiç de küçümsenecek bir iş olmadığını anlamam çok kısa sürdü.

*

- Dinlemesini bilmeyen biriyle sakın tartışmayın. Ben tartıştım, neredeyse şiddete başvuracaktım.

İLAHİ İSVEÇ

NATO üyeliği için zirvenin yapıldığı günde bir PKK’lıyı Türkiye’ye iade etmeye karar verdi İsveç.

Hahaha! Alem ülke bu İsveç.

Yahu insan hiç değilse birkaç hafta önce denerdi bunu.

Böyle göstere göstere olur mu?

DEĞİNMELER

- “Yolun açık olsun Arda! Nice başarılara” demek çok mu zor?

*

- Sıcak su kütlelerinin Doğu Pasifik’e doğru hareket ettiği döngüye “El Nino” deniyormuş. Sıcaklar da bunun yüzünden artacakmış.

*

- En nefret ettiğim ikinci cemaat: Süleymancılar.

*

- Bekçi köpeği birine saldırırsa sorumlusu köpeğin sahibidir.

*

- Kapsül kahve... Vazgeçilmezim.

*

- Pazara inen siyasetçi, pazarda karşılaşacağı laflara katlanmasını bilecek. Dayanamıyorsa pazara inmeyecek.

*

- “Ali Cabbar” isimli şarkıyla “Nikâh Masası”nı karşılaştırmıştım. Çok itiraz var. “Nikâh Masası”nın yanına yaklaşamaz diyorlar.