Paylaş
İki gündür Hürriyet’te çok önemli bir hizmet yapıyor Osman Hoca.
“BioNTech Dosyası”nı açarak...
Bu aşıyla ilgili akla gelebilecek her türlü sorunun yanıtını veriyor.
Büyük bir emeğin ürünü olan bu yazı dizisini dikkatle okuyor ve çok faydalanıyorum.
*
Osman Hoca’nın üslubuna ve yazma biçimine de bravo!
Okuyanın hemen anlayabileceği bir üslupla yazmak, mesleği gazetecilik olmayanların pek başarabilecekleri bir iş değil.
*
İkinci olarak söylemek istediğim şudur:
*
Çok kısa bir sürede tam 30 milyon doz, BioNTech aşısı tedarik edilecek.
30 milyon aşı geldi, geliyor.
Ve işin en önemli kısmı şu:
Bu 30 milyonun tamamı, 30 milyon kişiye ilk doz olarak verilecek.
*
Dünyadaki literatürü yakından takip eden ve görüşlerine her zaman önem verdiğim Prof. Dr. Melih Us’a sordum.
*
Dedim ki:
*
“BioNTech’in ilk dozu, gerçekten de iddia edildiği gibi etkili mi?”
*
Aşırı ihtiyatlı olduğunu her zaman gözlemlediğim Melih Us, gözümün içine bakarak ve gözünü hiç kırpmadan yanıt verdi:
*
“Çok etkili. Yüzde 80 koruyor. Bazı verilere göre daha fazla koruduğu da biliniyor. 30 milyon dozun, 30 milyon kişiye vurulması çok önemli. Yazı rahat geçirmemizi sağlayacak. Ben zaten bunu en başta önermiştim.”
*
Esnafımızı, sağlık çalışanlarımızı, kafelerimizi, restoranlarımızı, bağışıklık sistemi düşük olanlarımızı, işverenlerimizi, işçilerimizi, bakkalımızı, manavımızı...
Velhasıl tüm toplum kesimlerimizi yüzde yüz ilgilendiren konudur bu.
*
Ben bu yüzden bu meseleye fazlaca odaklanmış durumdayım.
‘TUĞLA’NIN HİKÂYESİ
BU çok eski bir hikâyedir.
Çok ama çok eski.
*
Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, o dönem yetkili bir isim olan Mehmet Ağar’ın kendisine...
“Tuğlayı çekersek duvar yıkılır” dediğini öne sürmüştü.
*
Ne demekti bu?
Yani soruşturmada örülen bir duvar vardı ve o duvarın bir tuğlası çekilirse bir yıkım olurdu.
*
Mehmet Ağar, bu iddiayı yalanladı.
Güldal Mumcu ise iddiasının arkasında durdu.
*
Ben hatırlıyorum:
90’lı yıllar boyunca biz gazeteciler, “tuğla” tartışması yaptık.
Saatlerce. Haftalarca. Aylarca. Yıllarca. Ömrümüzü tüketti bu “tuğla” işi. Saçımızı, sakalımızı ağarttı.
*
Yani yeni nesillere şunu demek istiyorum:
Bu tuğla polemiği, yeni bir polemik değildir. Çok ama çok eski bir polemiktir.
AKŞENER’İN SUSUŞU
MERAL Akşener...
- Susuyor.
- Susuyor.
- Susuyor.
- Susuyor.
- Susuyor.
*
Kendine muhalif diyenlerin, börtü böceğe bile “niye susuyorsun ha söyle, niye susuyorsun” diye haykırırken...
Meral Akşener’in susuşuna kafayı zerre kadar bile takmamaları...
Hımmmm.
Fazlasıyla manidar.
ÖNEMLİ BİR AÇIKLAMA YAPACAKLARA ÖĞÜTLER
- Açık yürekli olmayacak, cesur takılmayacak, sonuna kadar gitmeyecek ve bam bam yapmayacaksanız... Bu işe hiç bulaşmayın.
*
- Yapacağınız açıklamayla dostlarınızı gönendirecek, düşmanlarınızı perişan edemeyecekseniz... Vazgeçin.
*
- Üç gün toplantı üzerine toplantı yaparak yapacağınız açıklama üzerine çalışmadıysanız... Bırakın.
*
- Aklına güvendiğiniz en az sekiz arkadaşınıza hazırladığınız açıklamayı gösterip onay almadıysanız... Bir daha düşünün.
*
- En büyük muhaliflerinizin bu açıklamanızı nasıl yorumlayacağını hesaba katmadıysanız, onların gözüyle olaya yaklaşmadıysanız... Hiç başlamayın.
KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞI NASIL MÜMKÜN OLABİLİR?
KEMAL Kılıçdaroğlu, gerçekten de cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorsa...
- Muhafazakârları ikna etmeden önce...
- Z kuşağını tavlamadan önce...
- İşçiyi, köylüyü, esnafı razı etmeden önce...
CHP’lileri ikna etmek zorundadır.
*
- “Ekrem” diye inleyen...
- “Mansur” diye inleyen...
CHP tabanını ikna etmesi çok ama çok zor ama çıkmadık candan da ümit kesilmez ki.
NASIL OLUYOR DA BÖYLE OLUYOR
MAGAZİN haberlerine bakıyorum:
Herkes bir yerde.
*
Bodrum’da yakalanan soluğu Urla’da alıyor.
Çeşme’de gözüken Marmaris’e akıyor.
Daha dün Maldivler’den fotoğraf paylaşan Miami’de ortaya çıkıyor.
*
Ben ayağımı apartmanın kapısından dışarı çıkarırken bile ürperirken... Bırakın mahalle değiştirmeyi, sokak bile değiştiremezken... Eve tıkılıp kalmaktan başka bir çare bulamamışken...
Bunlar nasıl oluyor da böyle yapabiliyor?
“40 çetrefilli sorun” listemin en sonunda işte bu sorun var.
Paylaş