Hz. Muhammed bugün yaşasaydı nasıl giyinirdi

SON günlerde kendisini ilgiyle takip ettiğim bir "dindar yazar"dan söz edeceğim sizlere...

Adı: İhsan Eliaçık...

Yazılarını iddiasız bir mecrada, "Haber10.com" adlı bir internet sitesinde yayınlıyor.

Dindarlığın alışılmış ve yaygın tutumlarına diken batırıyor...

Yani...

"Rahat kaçıran yazarlar" familyasından kendisi...

Kendisiyle ilgili elde ettiğim bilgiler şunlar:

İslamcı politik çizgiden geliyor.

80 öncesi Akıncılar örgütünde görev almış.

12 Eylül’de yargılanmış ve Mamak’ta hapis yatmış.

Sonra... İlahiyat okumuş...

Önceleri "radikal İslamcı" tezleri savunurken, adı konulmamış bir değişim geçirerek, Müslümanlığın kalıplaşmış anlayışlarına itiraz eder bulmuş kendini...

* * *

İlgiyle okuduğum bu yazar, benim gözümde bir tabu yıkandır.

Evet, tabu yıkıyor...

Ancak bunu ne popülizm uğruna yapıyor, ne de bir "yaranma duygusu" içine girerek yapıyor.

Ayrıca...

Alabildiğine "içeride" kalmaya da özen gösteriyor...

Dolayısıyla...

Onu "tabu yıkma" iddiasıyla ortaya çıkan, ancak daha sonra bizzat kendisi bir tabu haline gelen Yaşar Nuri Öztürk ile mukayese edemeyiz.

Zekeriya Beyaz’ı ise geçiyorum...

Çünkü arada sadece mahiyet değil, büyük bir derinlik farkı var...

* * *

Her makalesini ilgiyle okuduğum İhsan Eliaçık, son makalesine "Hz. Peygamber din adamı mıydı?" başlığını atmış.

Makalede, "Din adamlığı bir meslek midir? Peygamberler dünyadan ellerini eteklerini çekmiş, yaşlı ve ulu zatlar mıydı? Nasıl giyinirlerdi? Toplum içinde nasıl davranırlardı?" sorularına esaslı yanıtlar var...

Bu uzun makalenin her bölümü ilginç...

Ancak ben, Hz. Muhammed ile ilgili bölümlerine dikkat kesildim.

İhsan Eliaçık, "Hz. Muhammed bugün yaşasaydı hangi kıyafeti giyerdi?" sorusuna bakın nasıl yanıt veriyor:

"Her şeyden önce Hz. Peygamber, hiçbir zaman kendine özel bir din adamı kıyafetiyle dolaşmamıştır. Onu içinde yaşadığı toplumdan ayıran özel bir kıyafeti asla olmamıştır. Bu konuda kendini toplumdan ayırmamıştır. Ömrü boyunca Ebu Cehil nasıl giyiniyorsa öyle giyinmiştir. Demek ki Peygamber bugün yaşasaydı, hangi toplumda yaşıyorsa o toplumun genel, yaygın ve makul kıyafeti neyse öyle dolaşacaktı. Onu kıyafet bakımından halkından ayıramayacaktık. Onun bu konudaki sünneti budur."

Ne güzel değil mi?

İslami kesimin yıllardır tartıştığı "kıyafet" meselesi, bir paragrafta nasıl da etkili, ikna edici ve çarpıcı bir biçimde çözülmüş...

* * *

Daha önce de yazdım...

Yaşar Nuri Öztürk, bu memlekette "dini anlayışta değişim" yaşanmasının önünde en büyük engel oldu.

Çünkü...

Öztürk, kıvrak zekasıyla ve muazzam bilgi birikimiyle mevcut yanlışlara parmak basarken, alabildiğine hesaplı davrandı.

"İçeriden" konuşmadı...

Yanlış bulduğu dindarlık tezahürlerine şefkatsiz ve acımasız bir şekilde hücum ederken, dinle ilgisi olmayanlara alabildiğine anlayışlı yaklaştı.

Popülerleştikçe ipin ucunu kaçırdı...

İpin ucunu kaçırdıkça da hem inandırıcılığını, hem etki gücünü zayıflattı...

İşin daha vahimi, İslami kesimden çıkacak her türlü eleştirel yaklaşımın ve değişim talebinin önüne "Yaşar Nuri olgusu" çıkarıldı.

Her aykırı çıkış, "Yoksa sen de mi Yaşar Nurileşiyorsun?" takılmasıyla karşılaştı.

Böylece cesaret kırıldı...

Ben de diyorum ki:

"Yaşar Nuri gibi olmamak" adına cesaretini kırmamış, kendine güvenen ve "içeriden" konuşan bir yazar var karşımızda...

O yazarın adı: İhsan Eliaçık’tır.

Kendisini saygıyla selamlıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları