Paylaş
“Galiba Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ısıtılıyor” demiştim.
*
Neye dayanarak söylemiştim bunu?
*
Şu iki şeye:
*
- BİR: Cumhuriyet gazetesinde “Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ı geçti” diye manşetten duyurulan bir ankete dayanarak...
*
- İKİ: Kılıçdaroğlu’nun halkla ilişkiler desteğiyle evinin mutfağında patatesli börek açması görüntülerine dayanarak...
*
CHP Genel Merkezi’nde “Adayımız Kılıçdaroğlu olmalı” havasının oluştuğuna dair gelen kulis bilgilerini de göz önünde bulundurmuştum elbette bu saptamayı yaparken.
*
CHP’den, İYİ Parti’den, HDP’den firesiz oy alabileceğini de vurgulayarak...
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını münasip bulduğumu belirtmiştim.
*
Fakat o da ne!
Yazıyı okuyan CHP taraftarları, resmen isyan ettiler bu fikre.
Her taraftan tepki yağdı bana.
Hem de ne tepki!
*
Tepki gösterenlerin söyledikleri kısaca şu:
*
“Kılıçdaroğlu aday olursa batarız! İmamoğlu ya da Yavaş olmalı.”
*
Taban istemiyorsa... Taban inanmıyorsa... Taban isyan ediyorsa... Taban başka bir şey arzu ediyorsa... Taban benimsemiyorsa...
İnat etmek, üstüne üstüne gitmek, tıpış tıpış yaklaşımı sergilemek olmaz.
*
Çünkü hiçbir güç durduramaz tabanın coşkun akan selini.
KAFELER VE LOKANTALAR
- Hiç değilse öğleye kadar açılsalar mı?
*
- Hiç değilse açık hava bölümlerinde oturmak serbest olsa mı?
*
- Hiç değilse önlerinde kahve içmeye izin verilse mi?
- Hiç değilse önlerine birkaç masa, birkaç sandalye atılabilse mi?
*
- Hiç değilse üçte bir oranında müşteri alsalar mı?
*
Özledik yahu. Vallahi özledik.
ŞEKER İLE RAMAZAN’I DÖVÜŞTÜRMEK
MUHALİF bir televizyon ekranında şu konuyu tartışıyorlar:
*
“Şeker Bayramı’nı kim Ramazan Bayramı yaptı.”
*
Programda ileri sürülen tezler şunlar:
*
12 Eylül’e kadar “Şeker Bayramı” deniyordu. 12 Eylül’de “Ramazan Bayramı” dendi. “Ramazan Bayramı” demek, 12 Eylül’ün ruhunu diriltmek anlamına gelir. Falan filan.
*
Bayramın orijinal adı: Ramazan Bayramı.
Ayrıca bütün bir ramazan ayı süresince tutulan oruçlardan sonra gelen bir bayramın adının Ramazan Bayramı olmasının ne sakıncası var?
*
Ha sen ille de “Şeker Bayramı” demek istiyorsan...
Diyebilirsin. Mesele yok.
“Şeker Bayramı” da şeker gibi bir isim.
*
Ama yapmaman gereken şeyler var.
Mesela şöyle şeyler:
*
Ramazan ile şekeri dövüştürmek. Buradan maraza çıkarmaya çalışmak. Bayram isimlerinden bile cepheleşme konusu çıkarmak. Bayramın orijinal adını kullananları, ‘12 Eylülcü’ diye yaftalamak.
*
Yahu insan hiç değilse...
“Her şeyi dövüştürüyoruz. Bari bu kalsın” falan der.
FINDIKLI KAHVE
GEÇEN Ertuğrul Özkök’le konuştum.
Her görüştüğümüzde mutlaka hayatıma birkaç yenilik sokmayı başaran Ertuğrul Özkök, yine böyle bir girişimde bulundu.
*
Bu kez önerisi şuydu:
*
“Yeni bir şey keşfettim. Kahve Dünyası’nın fındıklı kahvesi. Muazzam. Kime önersem meftunu oluyor. Etrafımdaki herkes fındıklı kahve tiryakisi oldu.”
*
Bayramın birinci günü paket servisten hemen sipariş verdim fındıklı kahveyi.
*
İçerken şu üç aşamadan geçtim:
*
BİR: İlk yudumda fındık rayihasının hoşuma gitmesi nedeniyle aşırı benimseme... İKİ: İkinci yudumda fındığın ağır baskısından hızla uzaklaşma... ÜÇ: Üçüncü yudumda “Ben bunun tiryakisi olamayacağım galiba arkadaş” diye pes etme.
*
Bu kez olmadı Ertuğrul Bey. Sorry.
E HANİ BİDEN GELECEK DERTLER DE BİTECEKTİ
TRUMP’ın umurunda bile değildi insan hakları...
O çıkarlarına bakıyordu.
Ne de olsa kapitalistin tekiydi.
*
Ama ya Biden?
*
Biden gelecekti ve ABD’nin dış politikasını demokrasi ve insan hakları rayına oturtacaktı. Nerede bir insan hakları ve demokrasi ihlali varsa... Biden, hemen harekete geçecekti.
Kısacası... Biden gelecek, dertler bitecekti.
*
Bu masal var ya bu masal...
Daha başlamadan bitiverdi!
*
Nasıl mı? Şöyle:
*
- İsrail, Filistin halkının üzerine bombalar yağdırdı. Biden sustu.
*
- İsrail, çoluk çocuk katletti. Biden sustu.
*
- İsrail, Filistinlileri zorla evlerinden çıkardı. Biden sustu.
*
- İsrail, medya binalarını bombaladı. Biden sustu.
*
Trump hiç değilse açıktan İsrail yanlısıydı ve insan hakları, demokrasi gibi bir iddiası yoktu. Bu açıdan Biden’ın durumu gerçekten çok acıklı.
Paylaş