Hanedan kadınlarının başları neden açık?

Haberin Devamı

Açık çünkü: Ahalinin modernleşmesi söz konusu olmasa da “Hanedan mensupları”, henüz Osmanlı ayaktayken modernleşmişti... Bakınız: Tüm eski saray fotoğrafları...

Açık çünkü: Saray’da Batılılar gibi yaşanıyordu. Bakınız: Son Halife’nin mayolu fotoğrafı... Bakınız: Son Halife’nin piyano çalan başı açık kızları... Bakınız: Saray’da yer alan tablolar.

Açık çünkü: Hanedan kadınları, Atatürk’ten önce Batılı giyim tarzına geçmişti... Hepsi Batılılar gibi giyiniyorlardı ve “türbanlı şıklık” denilen olgu henüz dünyaya gelmemişti... Hatta “türban” sözcüğü bile henüz icat edilmemişti.

Açık çünkü: Batı’da yaşayan sürgündeki Hanedan mensupları, Türk İslamcılığının yükselişinden zerre kadar etkilenmediler. Ali Şeriati, Seyyid Kutub’u geçtim Emine Şenlik-oğlu, Ali Bulaç bile okumadılar.

Açık çünkü: Hanedan mensupları, daha düne kadar Türk İslamcıları ile Türk Kemalistleri arasında bir tercih yapma durumunda kaldıklarında Türk Kemalistlerini tercih ediyorlardı. Bakınız: Neslişah Sultan’ın, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, “Dedemiz Kanuni’nin mezarının, tarikat mezarlığına dönüşmesine izin vermediğiniz için çok teşekkürler” diye yazdığı mektup...

Açık çünkü: Hanedan kadınları, Türkiye’de son 30 yılda ortaya çıkan İslamcılık hareketini, “Bunlar bizim bile başımızı zorla kapatırlar” türü kaygılarla izlediler...

Tıpkı “Cumhuriyetçi laik teyzeler” gibi...

Haberin Devamı

Yalakalık yapmak isteyenlere tüyolar

Diyelim ki biri...

“Başbakanımızın doğduğu şehir mübarektir
” dedi.

Sen hemen el arttıracaksın...

Başbakanımızın doğduğu şehir mübarektir ama seçildiği şehir daha mübarektir” diyeceksin.

* * *

Diyelim ki biri...

Başbakanımızın hayatını kurtaran balyozu müzeye kaldıralım” dedi.

Sen hemen bunu geçen bir cümle bulacaksın...

Başbakanımızın çıkacağı televizyon yere konamaz” diyeceksin.

* * *

Diyelim ki biri...

“Fatma canını Başbakan’a ve AK Parti’ye kurban eder
” dedi.

Sen hemen atılacaksın...

Başbakanımıza dokunmak bile inanın ibadettir” diyeceksin.

* * *

Diyelim ki biri...

Erdoğan Türkiye’nin ilelebet ve ebedi başkanıdır” dedi.

Kafayı çalıştırıp hemen çıtayı yükselteceksin...

Ne Türkiye’si! Erdoğan dünyanın ilelebet ve ebedi başkanıdır” diyeceksin.

* * *

Haberin Devamı

İşittim ki Yiğit Bulut adlı şahıs...

“Başbakan benim atamdır”
demiş.

İşte burada duracak ve pes edeceksin.

Çünkü bunun üstüne çıkma şansın yok.

Mahsun / Özcan / Emrah

MADEM ki Mahsun ve Özcan’dan sonra Emrah da yönetmenliğe soyundu.

O halde üçlü kıyaslamanın vakti gelmiş demektir:

* * *

Mahsun’un bir filmde verdiği azami mesaj sayısı: 22... Emrah’ın bir filmde verdiği mesaj sayısı: 12... Peki ya Özcan? Ona verecek mesaj kalmadı.

Mahsun: Siyasal sorunlar... Özcan: İlişki sorunları... Emrah: Toplumsal sorunsal...

Mahsun: Kürt sorunu... Özcan: Evlilik ve boşanma... Emrah: Kan davası...

Büyüdüklerinde Mahsun Nuri Bilge, Özcan Çağan Irmak, Emrah ise Zeki Demirkubuz olacak.

Mahsun: Özcan’ı küçümser... Özcan: Emrah’ı küçümseyecek... Emrah? Küçümsemek için Alişan’ın film çekmesini bekliyor.

Mahsun: Prestij Ailesi’ne özgü yeni gerçekçilik akımı... Özcan: Prestij Ailesi’ne özgü yeni romantik dalga akımı... Emrah: Bu iş galiba sinemadan geçiyor akımı...

Haberin Devamı

(NOT: Emrah’ın soyadı “İpek” değil miydi? Peki nereden çıktı bu “Erdoğan” soyadı... “Emrah Erdoğan” olayı, Tayyip Bey’e mi gönderme yapıyor, yoksa Yılmaz Bey’e mi selam çakıyor?)

TUTTUM

Galatasaray’ın, Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Metehan Demir’in önerisi üzerine Schalke 04 maçına Almanya’da bir yangında hayatını kaybeden 8 Türk’ün matemini tutmak amacıyla siyah bantla çıkmak için yaptığı başvuruyu tuttum.

TUTMADIM

Üzüntüsünü paylaşmak için Chavez’in annesine sarılan ya da ilkokul öğretmeni kadının elini öpen İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ı “Dine aykırı davranıyor” diye eleştiren İranlı bazı mollaların yaklaşımını hiç ama hiç tutmadım...

Dumanlı ve andıç

Haberin Devamı

BİZİM bildiğimiz “andıç” şöyle bir şeydi:

Askeri hapishanedeki bir terörist ifade vermişti.

Askerler, o ifadelerin içine sevmedikleri gazetecilerin isimlerini yerleştirip basına sızdırmışlardı.

Bu sızdırma da, ertesi gün gazetelerde “Teröristten şok itiraf: Falanca gazeteci PKK’dan para aldı” şeklinde çıkmıştı.

* * *

Abdullah Öcalan’ın BDP’li üç milletvekiliyle yaptığı görüşmenin notlarına “andıç” diyen Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’ya soruyorum:
“Andıç” bu olayın neresinde?

Öcalan’ın sözlerine bir ekleme mi yapılmış?

Öcalan’ın sözlerinden birilerine “terörle işbirliği” yaptığına dair bir suçlama çıkar mı?

Öcalan’ın Fethullah Gülen hakkında ileri sürdüğü iddialara karşı çıkmak için ille de olaya “andıç” sıfatı takmak mı gerekir?

Haberin Devamı

Köşe yazarlarının anlayamadığı ünlüler

HÜLYA Avşar demiş ki:
Bu yazarlar beni anlayamıyorlar. Ettiğim sözleri anlayabilecek bir yazar kitlesi olmadığını görüyorum. Beni anlayabilmeleri çok zor.”

* * *

-Nihat Doğan gibi büyük muamma...

-Aziz Yıldırım gibi muazzam bir bilinmez...

-Bülent Ersoy gibi çözülmesi zor bir bilmece...

-Şamil Tayyar kafası adlı kafa...

-Yıldız Tilbe gibi bir felsefi sorun...

-Ali Taran gibi bir dağınıklık...

-Ali Sürmeli gibi bir sanat eleştirmeni...

-Banu Alkan gibi bir fenomen...

-Ömür Gedik gibi bir röportaj dehası...

-Mustafa Topaloğlu gibi bir ontolojik problem...

Ortada dururken...

Hülya Avşar gibi bir leblebi çekirdek, “köşe yazarlarının anlayamadığı ünlüler” listesinin kıyısından köşesinden bile geçemez.

Uğraşmaya değer boş işler

-OKEY oynayanlara yancı olmak...

-Nerede eylem var, orada ön safta olmak...

-Pencereye vuran yağmur damlalarını saymak...

-Medya dedikodusu yapmak...

-Devrim marşları ezberlemek...

-“İzmir mi güzel, İstanbul mu?” tartışması başlatmak...

-Twitter’da atarlanmak...

-Bugünün Türkiye’sinde AB’den sorumlu bakan olmak...

Yazarın Tüm Yazıları