Hadi Seda

Muhalefet Milletvekili Aylin Nazlıaka’ya karşı iyi bir direniş sergiledin.
Yiğitçe karşı koydun.
“Botokslu milletvekili” falan diyerek verdin ağzının payını.

*

Şimdi senden aynı yiğitliği, sana Aylin Hanım’dan daha sert girişen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na karşı da sergilemeni bekliyoruz.
Hadi Seda!
Yiğitsen, eli maşalıysan, kimseden korkmaz isen...
Hadi vur lafını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na.

*

Hadi Seda!
Biraz da şu “Bakanlık”a saydır.
Hadi.
“Hey Bakanlık!” diye seslen.
“Gelirsem oraya, yırtarım ağzınızı” de.
“Siz kimsiniz” de.
“Beni buraya halk çıkardı” de.
Hadi Seda!
Muhalefet milletvekiline carladığın gibi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na da bir carlayıver.

*

Azınlığa laf atmak kolay...
Bir de çoğunluğa bir laf deyiver hele.
Hadi...
Hadi ama.

Masanın kabahati ne?

KEMAL Kılıçdaroğlu son günlerde “Vuracağım yumruğumu masaya” diyor.
(Örnek için bakınız: Dünkü Hürriyet’te yayınlanan Deniz Zeyrek ve Okan Konuralp imzalı Kemal Kılıçdaroğlu röportajı).

*

“Masa” ve “yumruk” bağlamında...
Bir Erdal İnönü hikâyesi vardır.

*

Erdal İnönü’ye “Efendim artık yumruğunuzu masaya vurma zamanı geldi” dediklerinde...
Şöyle cevap vermiş:
“Tamam. Vurayım da... Masanın ne kabahati var?”

'Sivas' filmini de izledim

GENCECİK bir yönetmen...
Daha ilk uzun metrajlı filmiyle Venedik’te yarışıyor.
Filmin adı: “Sivas”.
Yönetmenin adı:
Kaan Müjdeci...
Kaan Müjdeci Yozgatlı...
Berlin ve Ankara’da yaşıyor.

*

Filmi Venedik’te gururla izledim.
Gururla alkışladım.
Alkışlara gururla baktım.

*

Yozgat’ta geçiyor film... Yerköy’ün bir köyünde...
Küçücük bir köy çocuğu ile “Sivas” adlı bir kangal köpeğinin öyküsü bu...
Taşraya, taşradaki çocukluğa, taşradaki katı gerçekçiliğe sert ama tarafsız bir bakış var filmde.
Oyuncuların neredeyse tamamı amatör... Yönetmenin babası, kuzeni, amcası, yeğeni oynuyor filmde.
Neşet Baba da var filmde... Daha doğrusu film, onun bir türküyü havalandırmasıyla sona eriyor.

*

Yarın Venedik’te yarışmanın sonuçları açıklanacak.
Benim gözüm kulağım orada olacak.
Bakalım Fatih Akın’ın “Kesik” filmi ile Kaan Müjdeci’nin “Sivas” filmi ödül alabilecek mi?
Hadi inşallah.

Kurultay için iki tartışma konusu

CHP Kurultayı toplanıyor.
Kurultay için iki tartışma konusu öneriyorum:

*

BİR: CHP ve din... Dini değerler konusunda CHP’nin tutumu ne olacak? Üzerinde tartışılmış, bir karara varılmış bir din politikası geliştirebilecek mi CHP?

*

İKİ: CHP ve geçmişi... CHP, kendi tarihiyle hesaplaşacak mı? Tarihindeki yanlışlar konusunda nasıl bir tutum alacak? Bu konuyu nasıl halledecek?

*

Kurultay’da kimler kazanır, kimler kaybeder, bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var:
Bu iki konuyu esaslı bir şekilde halledemezse...
CHP, kaybetmeye devam eder.

Avrupa şehirlerinde klasik Türk cümleleri

ADAMLAR korumuşlar abi...
Bizimkilerin elinde olsa şimdi buraya bir AVM dikerlerdi abi.
Hizmet sektörü bizde çok daha iyi abi.
Adamlar turist yorgunu olmuşlar abi.
Adamlar kahve yapmayı biliyorlar abi.
Bizim bu standartları yakalamamız mümkün değil abi.
Burası güzel ama insan yine de memleketini özlüyor abi.
Biz alışmışız kargaşaya, kaosa... Buralar bizi bozar abi.
Vaktimizin çoğu turistlerin gitmediği yerleri bulmak için geçiyor abi.

Bekaroğlu’na yazık olacak

CHP’nin bağrını Mehmet Bekaroğlu gibi vicdanlı bir siyasetçiye açması önemlidir.

*

Mehmet Bekaroğlu gibi ömrünü eski statükoyla mücadeleye adamış bir siyasetçinin, eski statükonun partisine girmeyi kabul etmesi de önemlidir.

*

Bu ikisinin buluşması hayırlıdır, faydalıdır.

*

Fakat ben diyorum ki...
Mehmet Bekaroğlu’na
yazık olacak.
Çünkü...
Kendi tarihiyle, geçmişiyle hesaplaşmamış ve yeni bir yol haritasını ortaya koyamamış CHP, bu haliyle Mehmet Bekaroğlu’ndan yararlanmayacak...
Bu durumda Bekaroğlu’nun payına sadece “vitrin süsü” olmak düşecek.

*

Umarım yanılırım.

Çankaya mankaya

DÜNE kadar “Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıkamaz” diyordunuz.

*

İşte çıkmıyor, başka bir yere gidiyor.

*

Bu sefer de “Olmaz, Çankaya Köşkü’ne çıksın” diyorsunuz.

*

Ne iş agalar ne iş?