Paylaş
Başörtüsü peşinde koşarlar, başörtüsünü çekiştirirler, başörtüsünden başka bir şey bilmezler, başörtüsü zabıtası gibi hareket ederlerdi.
*
Çok şükür kurtulduk bu tür valilerden.
“Bezci valiler”den kurtulduk ama bu sefer de “Kılcı valiler” türedi.
Bu “Kılcı valiler”...
Öğretmenlerimizin sakalıyla uğraşıyorlar, bıyığıyla uğraşıyorlar, kılıyla uğraşıyorlar, tüyüyle uğraşıyorlar.
*
İşte onlardan biri:
Yalova Valisi Selim Cebiroğlu.
*
Ardahan’da Valilik yaparken açık ve net başarısızlığı yüzünden anında merkeze çekildikten sonra kim bilir hangi aracılara yüzsuyu falan dökerek Yalova’ya Vali olan bu şahıs, bir öğretmeni sakalı nedeniyle öğrencilerinin önünde bir güzel azarladı.
Öğretmen de bu azarın azabına dayanamayarak...
Vali’yi protesto ederken kalp krizinden vefat etti.
*
Hayatı zindan eden “Bezci valiler” gitti...
Hayata son veren “Kılcı valiler” geldi...
*
Kısacası...
Ceberut, kibirli, aşağılayıcı, kılcı, tüycü, anlayışsız, nizamcı, intizamcı, kılık kıyafet zabiti, ölümüne zalim, ölümüne mütekebbir bir valilik geleneğimiz var.
Ve ne yazık ki...
Devlette devamlılık esas...
Rektör’ün atanması kanuna uygunmuş
İSTANBUL Üniversitesi’nde yapılan seçimde sıralama şöyle olmuştu:
- Birinci: Raşit Tükel
- İkinci: Mahmut Ak
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birinciyi değil, ikinciyi rektör olarak atadı.
*
İkinci olduğu halde rektör olarak atanan Mahmut Ak, şöyle demiş:
“Atanmam kanuna uygundur”.
*
Mahmut Ak’a cevabı ben vermek istemiyorum.
Kendisine cevabı, Cumhurbaşkanı Erdoğan versin.
*
Daha birkaç hafta önce şöyle demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“Hukuk başka şeydir, kanun başka... Hukuk mu, kanun mu derseniz... Benim savunacağım hukuktur. Benim hukukumu yasal düzenleme koruyamıyorsa ona hukuk diyemem”.
*
Ey Mahmut Ak...
Senin atanman “kanun”a uygun olabilir.
Ama bil ki “hukuk”a uygun değildir.
Hukuka... Yani hakka, adalete, vicdana uygun değildir.
“Hukuk mu, kanun mu” dersen...
Benim savunacağım hukuktur.
Altan Tan’ı aday yapmayacaklarmış
HDP, Altan Tan’ı yeniden aday yapmayacakmış.
*
Eğer bu karar doğruysa...
Hepimiz, ama hepimiz...
- En açık sözlü...
- En pervasız...
- En hesapsız...
- En doğrucu...
- En etkili...
- En farklı...
- En renkli...
- En etkileyici...
Bir milletvekilinden mahrum kalacağız demektir.
*
Kayıp hepimizindir.
HDP bir kez daha düşünmelidir.
Sayın Taner Yıldız bari beynimize kıymayın
ENERJİ Bakanı Taner Yıldız, o ünlü elektrik kesintisini anlatmak için her gün kameraların karşısına çıkıyor.
Ve biz de büyük bir merakla “acaba neden kesilmiş elektrik” meselesini anlamak için her biri en az bir buçuk saatlik bu uzun açıklamalardan bir şeyler çıkarmaya çalışıyoruz.
Ve fakat heyhat!
*
Bütün açıklamaları dinlediğimiz halde...
Bizim marketçi Hüseyin’in “abi neden kesilmiş elektrik” sorusuna vereceğimiz iki cümlelik yanıtı hâlâ ele geçirebilmiş değiliz.
Elimizde kalan tek şey var:
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın uzun, karmaşık, teorik, çok seçmeli, fazla ihtimalli, kem kümlü açıklamalarıyla dopdolu ve yorgun bir beyin.
*
Sayın Taner Yıldız.
Anladık, siz bize “elektrik neden kesildi” sorusunun yanıtını veremeyecekseniz.
Bari beynimize kıymayın.
Kayahan şarkılarının bendeki karşılıkları
- BİR YEMİN ETTİM: Bir gitar tıngırtısı eşliğinde “Asırlardır yalnızım...” diye başlayan bu şarkıyı özel olarak oturup da hiç dinlemedim. Ama bütün nağmeleri, bütün sözleri aklıma kazınmış halde. Neden acaba?
- MOR MENEKŞE: Bazen akşam olduğunda “akşam oldu penceremde” diye başlıyorum mırıldanmaya... Nilüfer’i taklit etmeye çalışarak... Şarkı acayip hüzünlü ama melodi keyfimi yerine getiriyor... Neden acaba?
- CANIM SIKILIYOR: En popüler ve hiç değişmez sporumuz: Can sıkıntısı... Benim yapıma pek ters düşen çok ağır bir melankoliyi tüm nağmelerinde ve sözlerinde barındıran bu şarkı, bazen can sıkıntısına ne iyi gelir... Neden acaba?
- ALLAH’IM NEYDİ GÜNAHIM: Kayahan söylediğinde şehirli bir adamın iç titreten bir yakarışı olarak algıladığım bu şarkıyı İbrahim Tatlıses söylediğinde yaylı sazlara yüklenmiş bir arabeskin kendine özgü acılarına maruz kalıyordum. Neden acaba?
- BENİ ANLAMADIN YA: Siyasal yaklaşımımı iki kere ikinin dört ettiği kadar matematiksel bir şekilde ortaya koymuşum... Karşımdaki ise anlamamakta direniyor... İşte o zaman mırıldanırım: “Beni anlamadın ya... Ben ona yanıyorum”. Neden acaba?
- ODALARDA IŞIKSIZIM: Kayahan bu şarkıda erkeksi bir öfkeyle “Kanım aksın ki” diye çığırır ya... Işıksız odalardan, dar günlerden ve voltalardan söz eder ya... İçimden mahpushane çeşmeleri akar... Neden acaba?
- SARI SAÇLARINDAN: “Kara dantel sokağı”, “akşam gülleri”, “kan kırmızı gözler”... Anlayışlı bir tebessümle karşıladığım Kayahan’a özgü metaforlar bunlar... Bana göre değil. Hiç değil. Ama yine de kabulleniyorum, kabul ediyorum... Neden acaba?
- BU GECE SEN DAHA GÜZELSİN: Yaşama sevinci veren bir şarkı... Melodisi matrak... Sözleri umutlu... Nefesi huzurlu... Eski aranjmanları, doldurulan kasetleri, siyah-beyaz günleri, masumluğu falan hatırlatıyor... Neden acaba?
- BİR ASLAN MİYAV DEDİ: Kayahan’ı Barış Manço’ya en çok yaklaştıran şarkı... Mazhar-Fuat-Özkan temposu... “Arkadaşım Eşek” sevimliliği... “Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına” şaşırtmacası... Pek severim kısacası. Neden acaba?
Paylaş