Fitne gazeteciliği

TARAF gazetesinden Ayça Örer, Türk edebiyatının yüz akı Adalet Ağaoğlu ile bir röportaj yaptı.

Röportaj Taraf gazetesinde "Adalet Ağaoğlu: Elif Şafak beni kullandı" başlığıyla yayımlandı.

Başlığı görünce aklımıza ilk gelen şudur:

Vay be! Adalet Ağaoğlu Taraf gazetesine Elif Şafak aleyhinde bir demeç vermiş.

Oysa gerçek bu değil.

İşin içinde benim "fitne gazeteciliği" dediğim yöntemin izleri var.

Neyse... Belki de en iyisi olup biteni anlatmak.

* * *

Olay şöyle gelişiyor:

BİR Ayça Örer adlı Taraf gazetesi çalışanı, Adalet Ağaoğlu’nu arayarak, tezini Ağaoğlu romanları üzerine hazırladığını; bilhassa "Bir Düğün Gecesi" romanı ve bu roman çerçevesinde "Asker-Burjuvazi ilişkileri" konusuna yoğunlaştığını belirtiyor ve kendisiyle bu konuda söyleşi yapmak istediğini söylüyor.

İKİ Adalet Hanım, zaten uzun süredir kimselere söyleşi vermiyor. Ancak, hem konu kendi romanı olduğu için, hem de öneri Taraf gazetesinden geldiği için kabul ediyor.

ÜÇ Ayça Örer, gazetede önce uzun söyleşinin sadece Elif Şafak’la ilgili bölümünü yayımlıyor. Ardından Elif Şafak’ı arayarak, "Adalet Ağaoğlu sizin hakkınızda böyle diyor, siz ne diyorsunuz?" diye soruyor. İmzasız yazıda amaç apaçık: Yazarları birbirine düşürüp ortalığı kızıştırmak. Bereket Elif Şafak bu fitne tuzağına düşmüyor.

DÖRT Olup biteni gören Adalet Ağaoğlu, Taraf’ın Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ı arayıp durumu anlatıyor. Ahmet Altan sinirleniyor, bozuluyor, "Özür dileyeceğiz" falan diyor.

BEŞ Ertesi gün özür yerine Adalet Ağaoğlu söyleşisinin tamamı yayımlanıyor. Ayça Örer, söyleşinin girişinde, "Elif Şafak bölümünün daha önce yayımladığını" belirterek, deyim yerindeyse yaptıklarını itiraf ediyor.

ALTI Bu arada Ayça Örer, Pınar Kür’ü de arayarak, "Adalet Ağaoğlu sizin hakkınızda böyle diyor, siz ne diyorsunuz?" diye soruyor. Yani, "fitne"ye devam ediyor. Yazı yine imzasız.

YEDİ Bütün bunlar olup biterken maalesef çeşitli köşelerde, Adalet Hanım’ın kıskançlık krizine girdiğine dair yazılar çıkıyor.

İl başkanı gibi valiler

TUNCELİ VALİSİ

Bu valiyi en başa yazın... Adı Mustafa Yaman. AKP ile akrabalık bağı var. Seçime bir ay kala dağıttığı beyaz eşyayla, birçok AKP il başkanından bile daha cevval olduğunu kanıtladı.

KIRKLARELİ VALİSİ Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş’un ismini de bir kenara yazmak gerek. Çünkü bu vali, "Karadenizliler Erdoğan gibi bir evlat yetiştirdikleri için gurur duyuyorlar" diyebilmiş bir validir... Hiç kuşkunuz olmasın: Bu Vali, Antalya’da olsa, "Antalyalılar Baykal gibi bir evlat yetiştirdikleri için kahroluyorlar" derdi...

MERSİN VALİSİ

Potansiyel protestocu çiftçiyi Tayyip Erdoğan Mersin’e gelecek diye gözaltına aldıran Mersin Valisi’ni de yazın bir kenara...

AYDIN VALİSİ

Ve en sonunda da Erdoğan’ın miting sonrası yapacağı açılış için devlet dairelerinde çalışan müdürlere resmi yazıyla "katılın" çağrısı yapan Aydın Valisi Mustafa Malay’ı ekleyin...

Kardeşlik türküsü

AKİF Beki ile Ömer Çelik hep kavgalı...

Egemen Bağış ile Akif Beki’nin arası eskiden limoniydi...

Cüneyd Zapsu ile Egemen Bağış arasında konvansiyonel barış vardı...

Ömer Çelik ile Egemen Bağış’ın arası iyi ama her ikisinin Akif Beki ile arası kötü...

Birbiriyle çatışan Çelik, Beki, Zapsu ve Bağış’ın anlaştıkları tek nokta: Ahmet Davutoğlu ile çatışmak.

Bu çatışmaların en sonunda ortaya çıkan tablo şudur:

Akif işi bıraktı.

Ömer yakın çevreden uzaklaştırıldı.

Cüneyd Zapsu, pek de izzet-ü ikbal ile olmayan bir biçimde çekildi babı hükümetten.

Bu işten iki kişi kárlı çıktı:

Egemen bakan oldu.

Ahmet Davutoğlu ise sessiz ve derinden gidiyor ve hálá gözde.

* * *

Ama Ömer ile Akif’in kavgası sanırım hiç bitmeyecek.

Fatih Çekirge’nin kaleme aldığı "Akif Beki eleştirisi"nin arkasındaki ismin Ömer Çelik olduğunu düşünen Akif Beki, dün Radikal’deki yazısında isim vermeden Ömer Çelik’e çaktı.

Hem de nasıl bir çakma...

Bakın Akif, neler diyor Ömer’e:

"Sen, arkalarda saklanan! Siyasetçi ya da her neysen... Hem kıskanç, hem biçaresin! Gene mukayyet olamamışsın kendine. Memurken kale almazdım. Şimdi de kale almıyorum seni. Esasen kabil-i hitap bile değilsin. Cevap vermeye değmezsin. Seni, içini yiyip bitiren hasede mahkûm ediyorum. Haydi, başka kapıya..."

* * *

Bu durumda...

Bana da Mahsun’un "Kardeşlik Türküsü"nü söylemek düşüyor:

"Hepiniz kardeşsiniz bu öfke ne diye / Göze girip makam kapmak varken bu kavga ne diye / Bir danışman bir danışmanı vuruyor ne diye / Bir başbakan ağlıyor danışmanım nerede / Durmuyor hasetler polemik var Başbakanlık’ta / Dinsin bu kıskançlık işin özü paylaşmakta / Dağlar oy oy / Yollar oy oy / Danışman oy oy."
Yazarın Tüm Yazıları