Paylaş
İKİ: Onun öfkesi, futbol sanatının ayrılmaz bir parçasıdır.
ÜÇ: Onun öfkesi, su şişelerinin korkulu rüyasıdır.
DÖRT: Onun öfkesi, kameralar tarafından acayip sevilir.
BEŞ: Onun öfkesi, çalışılmış bir öfkedir.
ALTI: Onun öfkesi, futbolcu motivasyonunun en önemli unsurudur.
YEDİ: Onun öfkesi, başarınca sempatik, başaramayınca antipatik kaçan bir öfkedir.
Adam gibi ölünmezse adam gibi yaşanmaz
AHMET Altan yazmış.
Demiş ki:
“Ortadoğulular ‘adam gibi ölelim’, Avrupalılar ise ‘adam gibi yaşayalım’ der.”
Ardından tarafını Avrupalılardan yana seçmiş.
* * *
Ahmet Altan haklı mı?
Ortadoğu’nun egemenleri gerçekten de bu zamana kadar hep “Adam gibi ölelim” mi demişlerdir?
Hayır.
Asla!
Ortadoğu’nun egemenleri...
- Hep zillet içinde olmuşlardır.
- Hep ikiyüzlülükle hareket etmişlerdir.
- Hep kendi halklarına başka, Batı’ya başka konuşmuşlardır.
- Hep idareimaslahat yapmışlardır.
- Hep söylenmesi gerekenleri söylemekten imtina etmişlerdir.
İşte bu nedenle “Adam gibi ölelim” diye ortaya çıkmak, Ortadoğu egemenlerine özgü bir tavır değildir.
Ortadoğu egemenlerinin yabancısı oldukları bir tavırdır.
* * *
Batılı egemenlerin...
- Çifte standartçılıklarını...
- Her durumda İsrail’e arka çıkmalarını...
- Siyasi ahlaksızlıklarını...
- Adaletsizliklerini...
- Haksızlıklarını önlemek için adım atmak şarttır.
Bunun sonu ölüm mü olacak?
Olsun.
Ölünecekse adam gibi ölünsün.
Unutulmamalı:
Adam gibi ölmeyi bilemezsen adam gibi yaşayamazsın.
Kürtçe Hamlet
DİYARBAKIR’dan tiyatro sanatçısı Berfin aradı.
Dedi ki:
“26 Kasım’da Ankara’da Hamlet’i Kürtçe olarak sahneleyeceğiz. Siz de gelir misiniz?”
Hangi tiyatro grubundan olduğunu sordum Berfin’e.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’ndanmış.
Celil Toksöz oyunu yönetiyormuş, oyunun çevirisini Kawwa Nemir yapmış.
*
Berfin’e, “Olmak ya da olmamak... Kürtçe nasıl söylenir” diye sordum.
Güldü...
Dedi ki:
“Bûn yan jî nebûn.”
Berfin ek bilgiler de verdi:
“Oyunumuz bir bütün olarak bu söylem üzerine kuruldu. Ama bu söylemin farklı çağrışımları da tirada eklendi.”
* * *
Hamlet’in Kürtçe yorumunu merakla bekliyorum.
Acun’a ‘siz/sen’ dersi
SEVGİLİ Acun kardeşim...
O itici yarışmacı kıza “Yeni tanışılan birine ‘sen’ denilmez ‘siz’ denir” diye ders vermişsin.
Güzel bir ders...
Ama neden uygulamadığın bir nezaket kuralını başkalarının uygulamasını istiyorsun?
Hem sen hem de diğer jüri üyeleri yarışmacılara “siz” yerine “sen” demiyor musunuz?
Yoksa siz kendinizi hiyerarşik olarak yukarıda, yarışmacıları aşağıda mı görüyorsunuz?
Bu nedenle mi nezaket kuralı size işlemiyor?
* * *
Ayrıca Kuran’da ayet var Acuncum...
Şöyle der:
“Niçin yapmadıklarınızı söylüyorsunuz?”
Yermesini bilen övmesini de bilmeli
BAŞBAKAN Erdoğan’a seslenmiştim.
Demiştim ki:
“Gazze meselesinde Obama’ya karşı da kükresene...”
İşte kükredi.
“Seninki de adalet mi kardeşim” dedi.
“Kimse ‘İsrail savunma hakkını kullanıyor’ diyemez” dedi.
Madem yeriyoruz.
O halde övmesini de bilelim.
Bravo Erdoğan’a...
Obama’ya karşı da kükreyerek beni haksız çıkardı.
* * *
Fazıl Say’ın arabesk müzik karşısında sergilediği kibirli, anlayışsız ve hoyrat tavrını kıyasıya eleştirmiştim.
Demiştim ki:
“Bu ne kibirdir, bu ne anlayışsızlıktır, bu ne hoyratlıktır.” Fazıl Say, Müslüm Gürses’in rahatsızlığı konusunda sergilediği insani tavırla eleştirilerimi haksız çıkardı.
İnsani bir yaklaşımla kaleme aldığı yazısında şöyle dedi:
“Müslüm Baba’ya acil şifalar diliyorum. Hayata dön Müslüm Baba.”
Madem yeriyoruz...
O halde övmesini de bilelim.
Bravo Fazıl Say.
Hoyrat değilmişsin.
Stratejisiz sığlık
“AÇLIK grevleri” sona erdikten sonra...
Herkes şunda hemfikir oldu:
“Öcalan’sız çözüm mümkün değil.”
İzlenen tüm stratejilerin, tüm taktiklerin, tüm ödünsüzlüklerin, tüm kebap vurgularının, tüm meydan okumalarının ardından...
Getirilen nokta budur.
* * *
Ahmet Davutoğlu’nun kitabının adını ödünç alıp bir ters çevirme yaparak sormak istiyorum:
Acaba bu duruma “stratejisiz sığlık” desek, münasip kaçar mı?
Moda/demode
BİR “moda/demode” listesi çıkarmıştım geçen gün.
Hıncal Uluç’tan telefon mesajı...
“Moda/demode listesi çıkarmak demodedir.”
* * *
Düşündüm.
Haklı gerçekten.
Yeniden moda oluncaya kadar bir daha böyle bir liste çıkarmayacağım.
Davutoğlu’na tek soru
SAYIN Ahmet Davutoğlu...
İsrail teröründe yakınlarını kaybetmiş Filistinlilere ağlayarak sarıldınız.
Duyarlılığınız için tebrikler.
Fakat terörde yakınlarını kaybetmiş başka insanlar da var.
Eğer onlara da aynı duyarlılık içinde ağlayarak sarılmazsanız, “mazlumlar arasında ayrımcılık yapan bir duyarlı” konumuna düşmüş olmaz mısınız?
Paylaş