Paylaş
O kadar ki...
Konuşmayanı tokatlıyorlardı.
*
Olayın cereyan ettiği günün akşamı...
Biz de Tarafsız Bölge’de beş on dakika konuştuk konuyu.
Vay vay vay!
Hemen yadırgamalar, yargılamalar başladı.
Bütün gün Oscar tokadını konuşmaktan çenesi yorulmuş ne kadar tip varsa...
“Aaaaa! Ne acayip! Oscar tokadını konuşuyorlar” diye şaşkınlık içine girdi.
*
O anda ekranda iki emekli asker varmış, emekli askerlere konuyu yorumlatmışız falan...
Emekli askerlere konuyu yorumlatmadık, espriyle karışık “Siz ne diyorsunuz?” diye inceden mavra yaptık.
*
Ama yorumlatsak ne olur kardeşim?
Bakkal yorumluyor, muhasebeci yorumluyor, annem yorumluyor, profesör yorumluyor, alakalı alakasız herkes gürül gürül yorumluyor, sıra emekli askere gelince mi sorun oluyor?
*
Hakan Bayrakçı eline sopayı aldı, kocaman ekranın başına geçti ve görüntü analizi yaptı. Bu da tuhafmış. Hadi ya?
Elindeki telefonla görüntüyü bin iki yüz elli kez izleyenler mi diyor bunu?
Ne oluyor yahu! O gün hayat, o görüntünün analiziyle geçti. Hakan Bayrakçı ekranda yapınca mı sorun oluyor?
*
Olayı şaşkınlıkla karşılamasını en yadırgadığım isim ise gazeteci İsmet Berkan oldu.
*
Yahu İsmet!
Biz senin gibi var olmayan ve dolayısıyla izlenme imkânı olmayan Kabataş videosunu, “İzledim, çok korkunçtu, izlenecek gibi değildi” diye yorumlamadık ki.
Var olan ve izlediğimiz bir videoyu yorumladık.
*
İnsan hiç değilse sırf bu nedenle bizim yaptığımıza şaşırmaz.
ÇOK SİNEMATOGRAFİK BİR ADAM: ABRAMOVİÇ
BİR oligark... Acayip zengin... Yatlarıyla meşhur...
En bilinen yönü: İngiltere’nin Chelsea takımının sahibi olması.
Rusya Ukrayna krizinde bütün oligarklar gibi o da fena sarsıldı.
Küresel çaptaki büyük zenginliği, tehdit altına girdi.
*
Ama o, diğer oligarklardan farklı olarak kendisine yeni bir rota çizmesini bildi.
Çok hızlı ve çok akıllı bir şekilde “kişisel denge siyaseti” kuruverdi.
*
Bu siyaseti de tutmuş durumda.
Putin’in desteği arkasında.
Zelenski’nin desteği arkasında.
*
Hatta o kadar ki...
Zelenski, ABD’den “Rus oligarklara dokunuyorsunuz ama hatırım için Abramoviç’e dokunmayın” diye talepte bulundu.
Bu talep karşılık da buldu. Biden pek dokunmuyor Abramoviç’e.
*
Her ne kadar küresel çapta inceden bir meşruiyet kazanmış olsa da Abramoviç, eski statükoyu arzuluyor haklı olarak.
Savaşın en çok kendisini vurduğunun farkında.
Bu nedenle Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bitirmek için elinden geleni yapıyor.
*
Bir süredir aşırı sinematografik bir olayın da merkezinde Abramoviç.
“Zehirlendi, Türkiye’de tedavi görüyor” diye söylentiler çıktı.
Hangi yolla zehirlendi, kaç gün hastanede kaldı, kalıcı bir hasar var mı, zehirlendiyse kim zehirledi? İki tarafla da arası iyi olan birini kim zehirler? Yoksa işin içinde bir hinoğluhinlik mi var?
Hiçbiri tam olarak bilinmiyor.
Dedikodu, rivayet, tevatür çok ama muamma da devam ediyor.
*
Kremlin’in de oluruyla İstanbul Dolmabahçe’deki heyetler arası müzakere sırasında ortaya çıkması ise tam bir sürpriz oldu.
*
Şu tantana bir bitsin...
Hollywood’dan bir “Abramoviç” filmi bekliyorum ben.
Abramoviç’i canlandırma potansiyeline sahip oyuncu da hazır nasıl olsa: Sean Penn.
HELAL SANA MÜGE ANLI
MÜGE Anlı’nın programında bir kayıp şahıs aranıyor. Programa canlı bağlanan Suriyeli bir konuk, laf arasında bir ara evinde pompalı tüfek bulunduğunu söylüyor.
*
İşte tam bu noktada Müge Anlı şöyle diyor:
*
“Pompalı tüfeğe o kadar çok meraklıysan, gitseydin de ülkeni korusaydın pompalı tüfekle. Antalya’da evinde pompalı tüfeği tutmanın ne anlamı var?”
*
Suriyeli mülteciler konusunda yapılmış ender kapaklardan biridir Müge Anlı’nın bu çıkışı.
HALKIMIZ ÇOK DA HAKSIZ SAYILMAZ
METROPOLL, “Ukrayna’da yaşanan durumdan kimi sorumlu tutuyorsunuz?” diye sormuş halkımıza.
*
Halkımızın bu soruya verdiği cevaplar şöyle:
Yüzde 33.7: Rusya
Yüzde 48.3: ABD-NATO
Yüzde 7.5: Ukrayna
Bu sonuca bakarak, “Halkımız amma da garip yahu! Putin, Ukrayna’yı işgal etti, halkımız sorumlu olarak ABD-NATO’yu görüyor” diyenler çıkabilir.
Nitekim çıkmış bile.
Bknz: Aslı Aydıntaşbaş.
*
Ukrayna olayı, eğer aşırı masalsı bir olay olsaydı...
“Putin adlı gaddar kral, mazlum Ukrayna’ya saldırdı. Mazlumların koruyucusu cici ABD, buna karşı göğsünü siper ediyor” der geçerdik.
*
Ama deyip de geçemiyoruz.
Çünkü ne olay masalsı bir olaydır ne de Amerika sütten çıkmış ak kaşıktır.
*
Önce bir noktayı vurgulayayım:
Ukrayna’daki durumun ortaya çıkmasının bir numaralı sorumlusu işgalci Putin’dir. Bunda şek yok, şüphe yok.
*
Ama ABD de az değildir hani.
“Ne yapmış bizim cici Amerika’mız?” diyecek olanlara...
ABD’nin sadece savaştan sonra yaptığı şu üç şeyi hatırlatmakla yetineceğim:
*
BİR: Ukrayna’daki gerilimi düşürmek yerine gerilimi arttırıyor, yangını söndürmekten ziyade ateşe körükle gidiyor.
*
İKİ: Politikasının genel hatlarını “Ukrayna’ya ne olursa olsun yeter ki Putin gerilesin” diye belirlemiş. Hep buna göre hareket ediyor.
*
ÜÇ: “Aman kısa sürede barış olmasın, aman Putin kolay kurtulmasın” diye... Zelenski’nin barışa kolayca ‘he’ demesine üstü kapalı set çekiyor.
*
Halkımız belki de bu durumu görerek...
Amerikancılarımıza aşırı tuhaf ve çok absürt gelen sonuca ulaşmıştır.
Ne yani?
Olmaz mı? Olamaz mı?
Paylaş