Paylaş
Gördünüz mü?
*
Yıllardır “din ticareti” deyip duruyoruz ama Atatürk ticaretinin kârlılık oranı galiba daha yüksek.
*
Üstelik Atatürk ticareti yaptıkları için...
Ne utanıyorlar. Ne de utandırılıyorlar.
*
Bırakın utanmayı, utandırılmayı falan...
- “Helal olsun koçuma” çekiliyor.
- “Yarasın” deniliyor.
- “Daha büyüğüne layık” diye gaz veriliyor.
- “Bütün Bodrum onun olsun” diyenler bile çıkıyor.
*
Cübbeli’nin müritleri bile...
Bu denli mürit değildir yani...
*
Bir de şöyle bir şey var:
*
Öyle bir ticaret ki Atatürk ticareti...
Atatürk’ün kazancı bile Atatürk tüccarlarının kazancının yanında...
Gayet mütevazı bir apartman dairesi gibi kalır.
İNSANLIK HALİ OLAN ŞEY/İNSANLIK HALİ OLMAYAN ŞEY
HAYATIMIN hiçbir evresinde yanlışlıkla söylenmiş bir sözün üzerinde tepinmedim.
*
Hatta bırakın üzerinde tepinmeyi...
Tepinenlere de elimden geldiğince itiraz ettim.
Arşivim ortadadır.
*
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un ağzından, bir televizyon programında “Fatih’in İstanbul’u işgali” gibi bir ifade çıkmış.
Bakan Ersoy, aynı programda bu ifadeyi hemen düzeltmiş.
Hatta bununla da yetinmeyip bir sosyal medya mesajı da paylaşmış.
*
Bu olaydan yola çıkarak...
İnsanlık hali olan ve insanlık hali olmayan şeyi yazıyorum:
*
- İNSANLIK HALİ OLAN ŞEY: Canlı yayında yanlışlıkla ağızdan istenmeyen bir ifadenin çıkıvermesi...
*
- İNSANLIK HALİ OLMAYAN ŞEY: Canlı yayında yanlışlıkla ağızdan çıkıvermiş bir ifadenin üzerine üzerine gidilmesi...
İKİ KAMPANYA İKİSİ DE GÜZEL
- TÜRK HAVA YOLLARI: 19 Mayıs tarihli Samsun uçağı için hatıra bileti kesiyor THY... Binlerce vatandaş, bu uçak için hatıra bileti aldı ve almaya devam ediyor. Hatıra bileti kesilen uçağın sefer sayısı da anlamlı: TK 1919... Çok anlamlı bir hareket... Şahane! Ben de bir hatıra bilet aldım. Bu arada hatıra biletlerde verilen koltuk numarası da manidar: 19 A...
- KADIKÖY BELEDİYESİ: Yemek dağıtmak, belediyelerin yaptığı rutin işlerden. Fakat Kadıköy Belediyesi, evlerinde kalan 65 yaş üstü için dağıttığı yemekleri Türkiye’nin ünlü şeflerine yaptırmış. Şahane bir fikir! Beğendim. UNESCO da beğenmiş olacak ki virüsle mücadele sürecinin başarılı kampanyaları arasına almış bu kampanyayı.
İLGİ MANYAKLARININ SON SIĞINAĞI BU OLDU
ADAMIN teki şu aziz mübarek günde İslam’a, Peygamber’e apaçık hakaretler etti. İnananlara, inancını yaşayanlara da...
Ama nasıl hakaret!
*
Yaptığı bu namussuzluk nedeniyle polisin kapısına geleceğini, gözaltına alınacağını biliyor.
Ama buna rağmen yapıyor bunu.
Niye?
Çünkü adam tam bir ilgi manyağı...
*
Nedense son zamanlarda ilgi manyaklarının son sığınağı dine, imana hakaret oldu.
JÜLİDE ATEŞ’E YAPILAN AYIP
ECE Üner, haber sunmaya başlayınca “Ne güzel! Artık güzellik yarışmasından gelenler değil, benim gibiler haber sunacak” demiş.
Fakat bunu dedikten kısa bir süre sonra da koltuğunu güzellik yarışmasından gelen Jülide Ateş’e devretmiş.
Buradan da “Büyük konuşmayacaksın” falan türü bir hayat dersi çıkarmış.
*
İki şey söyleyeceğim:
- BİR: Jülide Ateş, güzellik yarışmasına katıldığında Ece Üner 10 yaşındaydı.
- İKİ: Jülide Ateş, Ece Üner’in yerine geldiğinde ise neredeyse çeyrek asırlık bir haberciydi.
*
Güzellik yarışması mı kaldı Allah aşkına?
O yarışmayı Jülide Ateş bile unuttu.
*
Jülide Ateş, Boğaziçi Üniversitesi mezunu...
1990 yılındaki o yarışmanın ardından yapıp ettiklerini görüyoruz, biliyoruz:
Haber programlarında çalıştı, sahada koşturdu, dosyalar yaptı, çeşitli kanallarda ana haber sundu.
Ve halen de işine devam eden saygın bir televizyoncu...
Çeyrek asırlık mesleki deneyimiyle, “Güzellik yarışmasından geldi” türü bir küçümsenmeyi asla hak etmiyor. Bu yaftayı kendi emeğiyle silip atmış bir isim.
*
Ece Üner’e çok seveceği bir aforizma yolluyorum buradan:
*
“Kabahat ile ayıp arasındaki fark şudur: Şuursuzca yapılırsa kabahat olur, taammüden yapılırsa ayıp olur.”
*
Yok, yok. Halil Cibran’ın sözü değil. Ben uydurdum.
BİR MAHZUNİ DEMİŞ OLDU KENDİNE
MAHZUNİ türküleri dinliyorum son günlerde bol bol.
Bilhassa ‘Ben Beni’ adlı türküsünü...
Artık nasıl illallah dedirttilerse... Şöyle diyor o türküde Mahzuni:
“Deli gönlüm aktı gitti engine/Çok boyandım çok çiçekler rengine/Bir Mahzuni demiş oldum kendime/Olmaz olsun atamadım ben beni.”
*
Dün vefat yıldönümüydü büyük ozanın... Allah’tan rahmet diliyorum kendisine.
HOCAM SIKILDIK AMA BİZ BU DİZİDEN
BİLİM Kurulu üyesi Prof. Levent Akın, korona süreci ile ilgili şöyle bir şey söylemiş:
“Bu bir film değil. Bu bir dizi-film.”
*
Başı sonu belli şöyle mis gibi film olsa...
Valla oturup izleyeceğiz.
Fakat gel gör ki...
Bu bir dizi-film ve kaç bölüm olacağı belirsiz. Sezon sonunun ne zaman geleceği de belirsiz. Başrolde ise hep Fahrettin Koca, Mehmet Ceyhan, Ateş Kara var.
*
Tamam, bazen atraksiyonlu ve heyecanlı geçiyor dizi ama bazen de acayip çekilmez bir sıkıcılıkta ilerliyor.
Sardırarak izleyelim diyoruz, o da teknik olarak mümkün olmuyor.
*
Levent Hocam! Bu dizinin sonu nasıl bitecek, bari onu söyle.
Söz, kurallara uyacağız.
Paylaş