Emine Erdoğan’ın takdir edilesi duruşu

“Çocuk istismarı, insanlık dışı bir suçtur, sapkınlıktır! Hiçbir dine, ahlaka, geleneğe sığmaz, mazereti kabul edilemez. Bu suçu işleyen, göz yuman, sessiz kalan herkes hesap vermelidir. Sürecin ben de takipçisi olacağım. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum.”

*

İşte budur.

Ne bir eksiği var ne bir fazlası.

Çok net bir insani çizgi.

*

Uzun süredir izliyorum Emine Hanım’ı.

*

İki özelliğiyle öne çıktığını görüyorum:

*

- BİR: Ahlaki ve insani duyarlılığı yüksek tutumlar alıyor.

*

- İKİ: Faaliyetlerinin politik bir ayrışmanın konusu olmamasına özen gösteriyor.

Şöyle bir bakıyorum söylediklerine ve yapıp ettiklerine:

*

- Hayvan hakları konusunda doğru yerde duruyor.

*

- Türk mutfağının tanıtımının bir neferi gibi davranıyor.

*

- Çevreci politikalara öncülük yapıyor.

*

- “Sıfır atık” kampanyası başlatıp yürütüyor.

*

Şöyle bir iddiam var:

*

Eğer Emine Erdoğan’ın aldığı tutumları ve yaptıklarını, “çok seküler bir first lady” yapsaydı...

Övgülere boğacak olanlar...

Söz konusu Emine Erdoğan olunca sessizce geçiştirmeyi tercih ediyorlar.

VARANK’A TOGG UYARISI

BAKAN Mustafa Varank’ı çok sık görmeye başladık Togg’la tur atarken.

En son Meclis’e gelmiş.

Togg’un tanıtımı için hiç kuşkusuz yararlıdır bu yaptığı.

*

Fakat bir an önce Togg’a kavuşmak için büyük bir iştahla o kadar çok bekleyen var ki...

Varank’ın bu turları, kaçınılmaz olarak “aşırı bir imrenme” yaratıyor.

*

Koskocaman bir kıskançlığın öznesi oluyorsunuz yani Sayın Bakan...

Dikkat edin diyeceğim de...

Dikkat edip de ne yapacağınızla ilgili olarak hiçbir fikrim yok.

‘SON KEZ’ VURGUSU

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın ilk kez bir seçimden önce “son kez” dediğini duyduk.

Tam olarak şöyle dedi Erdoğan:

*

“2023 seçimi için milletimizden kendi adımıza son defa destek istiyoruz. Sonra bayrağı gençlere devredeceğiz.”

*

Bu “son kez” vurgusu, önümüzdeki seçimin önemli temalarından biri olacak.

- İktidar, bu vurguyu kendi lehine çevirmeye çalışacak.

- Muhalefet de bu vurguyu diline dolayacak.

*

Bakalım hangisinin işine daha çok yarayacak?

MUHAMMED ALİ’DEN BERİ BU BÖYLEDİR

- Büyük ve süper güçlü bir ülkeyle küçük ve güçsüz bir ülke karşı karşıya gelse... Biz hemen küçük ülkeyi tutarız.

*

- Beyaz adam ile siyah adam karşı karşıya gelse... Sağımıza solumuza hiç bakmadan siyah adamla özdeşleşiriz.

*

- Sömürgeci Batı’dan bir ülkeyle sömürülen Afrika’dan bir ülke karşı karşıya gelse... Hemen Afrikalı oluruz.

*

- Burnundan kıl aldırmayan kibirli bir ekiple iddiasız ve mazlum bir ekip karşı karşıya gelse... İddiasız ve mazlum ekibe tam destek veririz.

*

- Belki sadece İngiltere ve Fransa karşı karşıya geldiğinde... Hangisini tutacağımızı bilemeyip tarafsız kalırız.

*

Hiç değişmez.

Taaa Muhammed Ali’den beri bu böyledir.

RİFKİN’İN FESTİVALİ

POSTMODERN insanın gündelik hayattaki en büyük, en temel ve en mühim sorusu şudur:

“Ben bu akşam ne izleyeceğim abi?”

*

Geçen akşam bu soruya cevap aramak için platformlar arasında dolaşırken “şak” diye karşıma Woody Allen’ın bir filmi çıktı.

Filmin adı: “Rifkin’in Festivali”.

*

Woody Allen filmlerine azıcık hasta olduğum için hemen açıp izlemeye başladım.

*

Ve fakat...

Filmin adındaki “Rifkin” sözcüğüne takıldım doğal olarak.

Canlı bağlantı, sıkıcı konuşma, bıyıklı bir adam falan...

Gözümün önünden bir türlü gitmedi ve filme bir türlü konsantre olamadım.

*

Neyse... Neyse... Film eleştirmeni bir arkadaşım, “Woody Allen’ın en kötü filmlerinden biridir o” dedi de Kılıçdaroğlu’na bir şey dememe gerek kalmadı.

FETÖ’YÜ ALMANYA’YA ANLATMAK KOLAYLAŞTI

“FETÖ” olgusunu kafaları pek almıyordu Almanların.

*

“Orduya mı sızmışlar? Polise mi sızmışlar? Devleti mi ele geçireceklermiş?” falan diyerek “inanılmaz bir öykü” ile karşı karşıya kalmış gibi davranıyorlardı.

*

Ama işte Allah büyük. Almanya’nın başına da gelmesin mi bir darbecilik vakası! Üstelik Almanya’daki darbeci yapı, bizdekinin yanında “komedi dans darbecisi” gibi kalır.

*

Bakalım bundan sonra da Almanya, FETÖ gerçekleri karşısında “İnanmayız, bu çağda böyle şey olur mu?” türü bir tutum alabilecek mi?