Eğlenceye gel: Apo İslamcı olmuş

HATIRLAR mısınız?

Hani dönem, ‘düşüklü yoğunluklu çatışma’ dönemiydi.

‘Laik’ devletimiz, Güneydoğu kentlerine uçaklardan ayet ve hadisli bildiriler atarak, ‘Sevgili vatandaşlarımız, ayrılıkçılık büyük günahtır, aman günaha girmeyin’ mesajı veriyordu.

Buna karşılık PKK da boş durmuyordu:

Apo’nun emriyle bir ‘Kürt Ulema Meclisi’ oluşturuluyor ve bu ‘meclis’ aracılığıyla terör eylemlerinin dini açıdan meşru olduğu yönünde fetvalar veriliyordu.

Yani ‘düşük yoğunluklu savaş’ döneminde, tartışmasız ‘yüksek yoğunluklu’ bir din istismarı savaşı veriliyordu.

Sonra ne oldu?

Bu istismar, öyle ters tepti ki:

Ortaya bir ‘Frankeştayn’ çıktı.

Adına ‘Hizbullah’ denilen ucube, bölgede dini kullanmanın ne derece tehlikeli bir oyun olduğunu herkese gösterdi.

Sonra filmin ciddi kısmı sona erdi.

Araya ‘Memlekete hoş geldin’ hitabı, ‘Bir hizmetimiz dokunursa...’ karşılığı, ‘DSP’nin yükselişi’, ‘Ateşkesler’ filan girdi.

Ve şimdi bu ‘film’ devam ediyor.

Hem de acayip eğlenceli bir şekilde.

O halde buyurun eğlenceye:

* * *

Kendisine ‘Sayın’ dediğimizde alacağımız ceza belli olan ama ‘Bey’ dediğimizde neyle karşılaşacağımız henüz belli olmayan Apo, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın iki yumuşak karnını bulmuş:

BİR: Delikanlılık.

İKİ: Dindarlık..

Bakın, ‘avukatları aracılığıyla’ verdiği demeçte Tayyip Erdoğan’a iki açıdan da nasıl çakıyor:

‘Hükümet adil olmak zorunda. Nedir bu on gencin peşine bin asker takıyorsun? Bu dine, Müslümanlığa sığar mı? Adı da muhafazakár parti. Bunlar Müslüman da değil, tüccar, bezirgán takımı. İslam’ı da kirletiyorlar.’

İşte memleketi yıllardır uğraştırmış ve hatta teslim edilip hapse tıkıldığı halde uğraştırmayı sürdüren ‘terör örgütünün başı’nın mantığı nasıl çalışıyor?

Zannediyor ki:

Bu açıklama karşısında Erdoğan’ın ‘delikanlı’ ya da ‘dindar’ yönü tahrik olacak.

Ve Başbakan, ‘Heyt! On kişiye karşı bin kişi olur mu? Bu delikanlılığa sığar mı?’ diye çıkışlar yapacak.

Böylece terör örgütü elemanları bir parça rahatlayacak.

Daha rahat mayın döşeyecek, Karadeniz’e daha sakin sularda sızacak.

Tamam, söz konusu Apo’dur...

Tamam bir tutarlılık arayışında filan değiliz...

Ama insan ister istemez yine de bir ‘izan kırıntısı’ arıyor.

Ve sonuca şaşıyor.

* * *

Durun, eğlence burada bitmedi.

Apo’nun açıklamaları arasında çok daha eğlenceli bir cümle var ki, değinmeden geçmek olmaz:

‘İslami açıdan söylüyorum: Müslüman Müslüman’ı öldürmez.’

Bu cümleyi okuduktan sonra, ‘Söz söylenmez bu sözün üzerine’ dedik ve sadece şunu yaptık:

Sinir bozucu durumlarla karşılaşan dindarların söyledikleri o ilahi sözün Türkçe’sini içimizden geçirdik:

‘Allah sabredenlerle beraberdir...’

Kurda rest

HER gönülde bir aslan yatar ya...

Bizim Hıncal Uluç da, kendisinin Sean Connery’ye benzediğini düşünüyormuş.

Aynanın karşısına geçip, yüzünü şöyle bir seyrettikten sonra, ‘Ne haber lan Sean?’ diyerek çapkınca göz kırpıyor mu bilmiyorum...

Ama Hıncal Uluç’un, kendisini Sean Connery’ye benzetmesinin bende hafif bir merhamet duygusu yarattığını belirtmeliyim.

Çünkü bu tür hüsnükuruntular, bende ‘yürek burkuntusu’ yaratır.

Bu yüzden ‘vasat zevkler üstadı’ ve de ‘avam zevkler gurusu’nun bana karşı yazdıklarına bir cevap vermeyeceğim.

Sadece yaptığı Alaçatı güzellemeleri nedeniyle, ‘Alaçatı’yı da mundar ettin be üstat’ demekle yetineceğim.
Yazarın Tüm Yazıları