Paylaş
Bir dümen çevirerek.
Bir planı uygulamaya sokarak.
Kendilerini polis diye tanıtarak.
“Barış/Pınar” diye bir parola oluşturarak...
Sonuç?
Nilüfer Narlı Hocamız...
Bankaya gidip tüm parasını çekiyor.
Yetmiyor.
Banka kasasındaki ziynet eşyalarını alıyor.
Ve hepsini dolandırıcılara teslim ediyor.
*
Sanırım Sosyoloji Profesörü Nilüfer Narlı’yı hedef alan dolandırıcıların hiçbirinin aklından şöyle şeyler geçmemiştir:
*
“Dolandırmayı planladığımız bu kişi, bir sosyoloji profesörü. Toplumu bilir. Halkı tanır. Bu işin kompetanıdır. Dümeni anlar. Bulaşmayalım biz bu kişiye. Biz en iyisi kendimize başka bir kurban bulalım.”
*
Peki nasıl düşünmüşlerdir?
Sanırım şöyle düşünmüşlerdir:
*
Bu profesörler hayattan kopuktur.
Halkı, toplumu tanımazlar.
Kolay yem olurlar.
Esnaf mesnaf olsa... Uyanık olur, dümene gelmez.
Ama profesör, hemen dümene gelir.
Bundan daha iyi hedef bulamayız.
*
Olaya tam bu noktadan bakınca...
Dolandırıcılardaki sosyoloji bilgisinin...
Sosyoloji profesöründen çok daha sağlam olduğunu söylememizin önünde herhangi bir engel var mı Allah aşkına?
ATEŞ’İN YAZMADIĞI MARGARET’İN ÖYKÜSÜ
ATEŞ Yalazan, bir süredir Hürriyet arşivini tarayıp arşivde yer alan en ilginç haberleri Hürriyet’in sayfalarına taşıyor.
Çok da güzel yapıyor bu işi.
Bugünle bağlantılar kuruyor, ince alaylı bir üslup kullanıyor, merakla okutturuyor.
En son Adnan Menderes’in kurtulduğu uçak kazasının öyküsünü yazdı Ateş. Dünkü Hürriyet’te yer alan bu öyküyü, bir felaket filmi izler gibi okudum.
*
Okuduktan sonra aklıma bir soru geldi:
Kazadan sonra Menderes’e ilk müdahaleyi yapan Margaret Hemşire’ye ne oldu?
*
Biraz araştırınca şu bilgilere ulaştım:
*
Kazadan sonra Margaret Hemşire, Adnan Menderes tarafından Türkiye’ye davet edilmiş. Ailesiyle birlikte büyük bir konukseverlikle ağırlanmış Türkiye’de. İstanbul, Ankara, İzmir... Dolaşmışlar.
*
Sonra da her yaz tatillerini Türkiye’de yapmaya başlamışlar.
*
Bu arada Menderes’in idam edildiğini öğrendiklerinde çok üzülmüşler. Margaret Hemşire ve ailesi, bu habere inanamamış.
*
2013 yılında 89 yaşındayken Anadolu Ajansı’na bir röportaj vermiş Margaret Hemşire. Menderes’i şöyle tanımlamış: “Çok kibar ve samimi bir insandı.”
AK PARTİ’NİN ABİSİ: BİNALİ YILDIRIM
GEÇEN akşam Tarafsız Bölge’de uzun bir söyleşi yaptık Binali Yıldırım’la.
*
Bu söyleşinin ardından ulaştığım üç sonucu aktarıyorum:
*
SONUÇ BİR: Nedenler ve sonuçlar olgusuna bir mühendis disipliniyle yaklaşıyordu. Bu nedenle inandırıcılık ve ikna edicilik açısından iyiydi.
*
SONUÇ İKİ: AK Parti’de çoktandır boşalmış gibi gözüken “abilik” pozisyonunu hiçbir zorlama olmadan, doğal biçimde doldurmuş intibaı veriyordu.
*
SONUÇ ÜÇ: Tekniği bilenler siyaseti pek bilmezler, siyaseti bilenler ise teknikten pek anlamazlar. Binali Yıldırım, iki alana da hâkim gibi.
GEÇÇEK
TARKAN’ın son şarkısına “Geççek” adını vermesi, pek bir sorun teşkil etmiyor toplumumuz açısından.
Hep birlikte idare edebiliriz.
Ama Tarkan, her “Geççek” dediğinde...
Hepimizin aklına “Melih Gökçek”in gelecek olmasını ne yapacağız?
*
Bu toplum, bunu kaldıramaz Tarkan.
DÜNYA KEDİLER GÜNÜ VE KEDİM SEKTER’İN DİLLENİŞİ
DÜN kedim Sekter’e, “Bugün Dünya Kediler Günü. Hadi yine iyisin. Al sana ödül maması” dedim.
Mamaya gömülen Sekter’in şöyle şeyler mırıldandığını söyleyebilirim ama yemin edemem:
*
“Kediler Günü de nedir birader? Biz bir günü ‘Dünya İnsanlar Günü’ ilan etsek hoşunuza gider mi? Ne biçim yaratıklarsınız siz? Sonra tırmık atınca ‘Vay nankör’ falan. Kapitalizmin oyunu oğlum bunlar. Anlamıyor musunuz?”
ERDOĞAN’I DEVİRMEK İÇİN MASA KURMAK NORMAL Mİ?
NORMALDİR.
Hem de nasıl normaldir.
Tabii ki muhalefet partileri, Erdoğan’ı devirmek için bir araya gelip yuvarlak masa toplantısı yapabilirler.
Bunda yadırganacak hiçbir şey yok.
*
Masa kurmakla ilgili yadırganabilecek şeyler yok mu?
Tabii ki var:
*
Masayı kuranların...
Erdoğan’ı devirmekten başka bir amaç taşımamaları... “Hele Erdoğan devrilsin, gerisi hallolur” demeleri... Devirmenin ötesine dair tek bir kelime bile söylememeleri... Devirmeyi tek amaç haline getirmeleri...
*
Yadırganacaksa...
Bunlar yadırganmalı.
Paylaş