Paylaş
99. yıldönümünde bu bağlamdan sıyrıldığını görüyorum.
Lozan’la dövüşmenin anlamsızlığı fark edilmiş olacak ki hemen her kesimde Lozan’ın hakkı teslim edilmeye başlanmış durumda.
*
Böylece ülkemizin tapu senedi olan Lozan, bir ihtilaf konusunu olmaktan çıkıp bir ittifak konusu haline dönüşmüş durumda.
*
Sizi bilmem ama ben bundan dolayı çok mesudum.
YABANMERSİNİ TRENDİ
BİR süredir avokadonun önlenemezmiş gibi gözüken bir yükselişi söz konusuydu.
Bu yükseliş hız kesti.
*
Önlenemezmiş gibi gözüken yeni yükselişin kahramanı ise galiba yabanmersini olacak.
*
Bursa’dan yabanmersini sipariş verenler, yabanmersini ile salata yapmaya girişenler, hatta ve hatta bir tarla bulup yabanmersini yetiştiriciliğine soyunanlar.
*
Daha cool gözükmeye çalışanlar, “blueberry” diyorlar bu meyveye. Olaya enteresanlık katmak isteyenler ise “maviberi” diyorlar.
Sonuçta söz konusu olan hepimizin bildiği yabanmersini.
*
İddiasız, altını çizmeyen, tevazu sahibi, zahmetsiz, yormayan, ezmeyen, ayrılık gayrılık çıkarmayan bir meyve.
Sanırım önümüzdeki günlerde adını daha çok duyacağız.
GÜZELİM GALATAPORT’U NE HALE GETİRMİŞLER
KAPISI olmayan olağanüstü bir AVM olmuştu Galataport.
Püfür püfür esen, harikulade manzarasıyla büyüleyen, halka kapalı bir kıyıyı halka şık biçimde açan bir AVM.
AVM kelimesine yüklenen tüm olumsuzlukları silip süpüren bir yer.
*
Geçen gün yolum düştü Galataport’a.
Bir de ne göreyim.
Güzelim Galataport’u aşırı agresif güvenlik önlemleriyle neredeyse sevimsiz bir Yalıkavak AVM’sine döndürmüşler. Her tarafına kapı kondurmuşlar. Tel örgülü barikatlar falan.
*
Galataport’un bütün büyüsünü bozan, benzersizliğini örseleyen, standartlaştıran, sıradanlaştıran bu uygulama çok mu şarttı acaba?
YENİ ÖĞRENDİM
- İtalyanlar, saat 11.00’den sonra sütlü kahve içmeyi katiyen caiz bulmuyorlarmış.
*
- James Bond’un şöyle bir sözü varmış: Bir şey bir kere olduysa şans eseridir, iki kere olduysa tesadüftür, üç kere olduysa düşman aktivitesidir.
*
- Dijital alemde kendini bir anda yok etme eyleminin adı şuymuş: Ghosting, yani hayaletleşme.
*
- İnternette erkeklerle tanışan kadınlar, tanıştıkları erkeklerin katil çıkmasından korkuyorlarmış. Erkeklerse internette tanıştıkları kadınların şişman çıkmasından korkuyorlarmış.
*
- Sokak röportajlarının yasaklanması için çeşitli girişimlerde bulunanlar varmış.
ANKAPARK MUAMMASI
YILLAR önce Melih Gökçek’le Ankapark’ı gezmiştik.
Henüz tamamlanmamıştı. Her şey gıcır gıcırdı.
*
Ankapark üzerine yapılan tüm tartışmaları bağlam dışında tutarak şu izlenimi edinmiştim:
“Tutabilir burası... Bilhassa çocuklar sevebilir burayı... Oyun alanları falan hiç fena değil...”
*
Ama cevabını bilmediğim sorular da bir hayli fazlaydı:
*
Tutar ama ne kadar tutar? Maliyetini karşılar mı? Ekonomik açıdan doğru bir yatırım mı? Ankara’nın turizmine katkı sağlar mı?
*
Bugün için şunu söyleyebilirim:
Bu soruların hiçbirinin yanıtını tam olarak bilemeyeceğiz.
Çünkü Ankapark, daha doğmadan boğuldu.
Üstelik bu boğma işlemi, Mansur Yavaş’tan önce başladı.
Doğru dürüst açılmadı, doğru dürüst işletilmedi, doğru dürüst faaliyet göstermesine izin verilmedi.
Ve sonuçta tam bir enkaza döndü.
*
İşte tam da bu nedenle...
Ankapark’ın iş yapıp yapmayacağı meselesi...
Benim için her zaman bir muamma olarak kalacak.
Çünkü bunu sınama fırsatı verilmedi Ankapark’a.
*
Hakkı verilerek hizmete sokulsaydı...
İş yaptığında tebrik edip iş yapmadığında yerin dibine sokma hakkımız olacaktı.
Bu hak elimizden alınmış oldu.
ASLA BEKLEDİĞİNİZ GİBİ ÇIKMAZ
“KÖRKÜTÜK” diye bir film izledim. İnsani taraflarımıza dokunan şeker gibi bir film.
Filmde lise öğretmenini canlandıran karakter, derste sınıfa bir test yapmaya kalkışıyor.
Test sorusunu şöyle formüle ediyor:
*
Üç adaylı bir seçim var diyelim.
- BİRİNCİ ADAY: Çocuk felcinden dolayı kısmi felçli. Yüksek tansiyonu var. Kan hastası. Amacına uyduğunda yalan söylüyor. Stratejilerini astrologlara danışıyor. Karısını aldatıyor. Çok fazla sigara ve Martini içiyor.
- İKİNCİ ADAY: Fazla kilolu. Üç seçim kaybetmiş. İki kez kalp krizi geçirmiş. Durmadan puro içiyor. Birlikte çalışması çok zor. Her gece yatmadan önce aşırı miktarda viski, konyak içiyor, üstüne de iki tane uyku hapı alıyor.
- ÜÇÜNCÜ ADAY: Bir savaş kahramanı. Kadınlara karşı gayet saygılı ve kibar davranıyor. Hayvanları seviyor. Asla sigara içmiyor. Alkole düşkün değildir. Sadece nadiren bira içer.
Kime oy verirdiniz?
*
Filmde bütün sınıf, “Üçüncü adaya oy veririz” diyor.
*
Ve öğretmen sonuçları açıklıyor:
*
- BİRİNCİ ADAY: Franklin D. Roosevelt
- İKİNCİ ADAY: Winston Churchill
- ÜÇÜNCÜ ADAY: Adolf Hitler
*
Sonucu şaşkın gülümsemelerle karşılayan sınıfa öğretmenin verdiği öğüt şu:
*
“Dünya, asla beklediğiniz gibi çıkmaz.”
Paylaş