Paylaş
HÜKÜM BİR
ZORLA, ZORLAYARAK
TARİKAT ve cemaat yurtlarının varoluş amaçları, üniversite öğrencilerine barınma imkânı sağlayıp hayır dua kazanmak olmalı. Ama maalesef durum hiç de böyle değil. Bu tür yurtlar, barınma imkânının karşılığı olarak öğrencilere tarikat ve cemaatin doktrinlerini öğretir. Üstelik zorla ve zorlayarak. FETÖ’den beri bu böyledir.
*
HÜKÜM İKİ
ARZ VE TALEP
BİR öğrenci yurdunda tarikat ve cemaat öğretileri öğretilemez mi? Tabii ki öğretilebilir. Ama bu, bir askeri disiplin içinde zorla ve zorlayarak yapılmaz, yapılamaz. Yurt, eğer talep eden öğrenci varsa bunu arz eder. Budur, bu kadardır. Ancak çok az cemaat ve tarikat yurdu, böyle yapmakta.
*
HÜKÜM ÜÇ
DİNE YABANCILAŞMA
YARIM asırlık deneyimime yaslanarak söylüyorum: Zorla kitap okumak, zorla dini bilgi aşılamak, zorla ders yapmak, zorla risale okutmak, zorla ibadet yaptırmak... Bütün bu zorlamalardan çıkan tek bir sonuç olmuştur: Dine ve dindara yabancılaşma. Bu tür yurtlarda genelde bu oldu, demek ki bu devran böyle devam ediyor.
*
HÜKÜM DÖRT
ANLAYIŞSIZLIK
YİNE yarım asırlık deneyimime yaslanarak söylüyorum: Bu tür yurtların çoğunda maalesef anlayış yoktur, merhamet yoktur, pedagoji yoktur, kişisel sorunlarla ilgilenme yoktur. Hazır ele geçirilmiş olan genci, zorla ve zorlayarak yetiştirme kaygısı vardır. Yıl olmuş 2022. Demek ki hiçbir şey değişmemiş.
*
HÜKÜM BEŞ
AİLENİN PAYI
EVLATLARINI bu tür yurtlara yerleştiren aileler, en doğrusunu yapmış olduklarına sonsuz bir güvenle, “Benim oğlum, en doğru insanların elinde” duygusuyla hareket ederler. Oysa evlatları, büyük bir trajedi yaşamaktadır, çıkmazdadır. Aile o sonsuz güven duygusuyla bunun farkına bile varamaz. Yani bu işlerde ailenin payı da çok büyüktür.
*
HÜKÜM ALTI
YENİLENMEME
BU tür yurtlar, 50 yıl önce de böyleydi, 50 yıl sonra da aynı. Yani 50 yılda milim ilerleme sağlayamamışlar. 50 yıldır aynı yöntem, 50 yıldır aynı yaklaşım, 50 yıldır aynı model, 50 yıldır aynı ezber. Sonuç? 50 yıl önce hangi travmalar yaşatılıyorsa... 50 yıl sonra da aynı travmalar yaşatılıyor.
*
HÜKÜM YEDİ
NEŞTER ŞART
BU öğrenci yurtlarına neşter atılmasının vakti geldi de geçiyor. Zorlama var mı diye denetim yapılmalı. Pedagojik formasyon zorunluluk haline getirilmeli. Öğrencilerin ruh sağlığıyla ilgili ilgilenecek birimler oluşturulması şart koşulmalı. Yani öğrenciyi intihara kadar sürükleyen koşullar ortadan kaldırılmalı. Kısacası devlet, harekete geçmeli.
ENES KARA O YURTTA KALMAYA MUHTAÇ MIYDI?
CEMAAT ve tarikat yurtlarıyla ilgili asıl odaklanılması gereken husus şudur:
*
Gelir durumu uygun olmayan ve bu yüzden tarikat ve cemaat yurtlarında kalmaya mecbur kalanların trajedisi.
*
Devlet, işte bu tür trajedilerin sorumlusudur.
*
Fakat Enes Kara olayında böyle bir durumun olmadığını görüyoruz.
*
Enes Kara’nın babası, “Bizim durumumuz iyi. İstediğimiz yurtta kalabilirdi. Biz burayı tercih ettik” diyerek...
Enes Kara’nın trajedisindeki asıl sorumlunun aslında kendisi olduğunu ifşa etmiş oldu.
LEMAN SAM’IN ACİLEN TEDAVİ OLMASI GEREKİR
LEMAN Sam’ın Arap düşmanlığı yeniden hortladı.
Bu kez tüm Araplara hakaret de etti.
Sosyal medya hesabında alenen ve resmen “Soysuz Araplar” dedi.
Bu Leman Sam var ya Leman Sam...
Hitler’in yetkilerini bir an için eline geçirse bütün Arapları fırına doldurur, yakar.
Boğularak ölmüş mülteci çocuğu görse “İyi olmuş soysuza” der.
İşin en acıklı yanı, faşistliğinin de farkında değildir.
*
Farkında olmadığı bir şey daha var:
Bu faşistliğiyle herhangi bir Batı ülkesinde barınamaz. Mesela İsveç ya da Norveç’te barınamaz.
*
Neyse... Neyse...
Leman Sam’la laf alıp vermeye, polemiğe girmeye, tartışmaya gerek yok.
Kendisinin acilen tedavi altına alınması lazım.
Çünkü ırkçılık, bir düşünce değil, hastalıktır.
Paylaş