Çelengini al da git

POSTA gazetesinin dünkü birinci sayfası anlamlı ve ders vericiydi.

Haberin Devamı

İki büyük fotoğraf vardı birinci sayfada.
-BİRİNCİ FOTOĞRAF: Bayraklarla donanmış binlerce gencin Şişli caddelerinde gerçekleştirdikleri, alabildiğine serazat, alabildiğine cafcaflı, alabildiğine coşkulu, alabildiğine renkli, alabildiğine kalabalık ve alabildiğine gayri resmi görkemli yürüyüşün fotoğrafı...
-İKİNCİ FOTOĞRAF: Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na devleti temsilen bir müdür vekilinin alabildiğine zorlama, alabildiğine sıkıcı, alabildiğine kahverengi, alabildiğine resmi ve alabildiğine bitse de gitsek havasında çelenk koymasının fotoğrafı...
Gazete birinci fotoğrafın üstüne “Gerçek Bayram”, ikinci fotoğrafın üstüne de “Zoraki Bayram” başlığını atmış.

*

Resmi törenlerin resmi aktörlerine ve onların devletlu rejisörlerine sesleniyorum:
Bayramlara halk el koymuştur. Size gerek kalmamıştır.
Siz en iyisi o soluk ve sıkıcı çelenklerinizi alın ve gidin.

Haberin Devamı

Ve bizim Erman “Tutti Frutti” yaptı

YENİ nesiller pek bilmez, şimdi TMSF’ye geçen ve muhtemelen “Huzur Sokağı” türü dizilere ağırlık verecek olan Show TV’de eskiden, ama epey eskiden, gece yarısı kırmızı noktalı bir program yayınlanırdı.
Erotikçe ve dangalakça bir şey... Olmaz ya, bugün olsa Bülent Arınç’ın hakkında günde 28 demeç vereceği türden bir şey...
Meyveler, kadınlar, soyunmalar, çilekler, muzlar, kötü espriler, parlak ışıklar falan...
Ben de bir neslin ergenleri gibi maruz kalmıştım bu programa ve tıpkı Zekeriya Hocam gibi “sosyal inceleme” maksadıyla, yani ibret alarak biraz bakmıştım.

*

“Tutti Frutti”li günler çok eskide kaldı...
Artık o işi Telegol adlı komedi programında Erman Hocam yapıyor.
Mesela geçen günkü programda şöyle şeyler oldu:
Programa meyve sepeti geldi... Muzlar, erikler, çilekler, kirazlar falan.
“Tutti Frutti”nin sunucusu sulu bir adam vardı, adı “Hugo” mu neydi? Erman Hocam işte o rolde...
Gökmen Özdenak “muz” rolünde...
Kaya Bey “çilek”, Ziya Bey ise “böğürtlen” olmuş...
Yaptılar şovlarını...

*

Turgut Özal’lı günlerin erotik eğlencesi “Tutti Frutti” idi...
Tayyip Erdoğan’lı günlerin erotik eğlencesi ise “Telegol”...
Aradaki 7 farkı da artık siz çıkarıverin.

Haberin Devamı

Salih Memecan neyin konusu olur?

YİNE güçlüden, yine egemenden, yine şirketten yana bir karikatür çizmiş Salih Memecan...
Şöyle bir karikatür:
-  Elinde “grev” yazan pankartı tutan minnacık bir işçi...
-  Ve kalkmak üzere olan devasa bir Türk Hava Yolları uçağı...
Karikatürün üstünde şu yazı var: “Yaya kalan”.
¡
Ne demek istiyor Salih Memecan?
Bir Erol Taş kahkahası eşliğinde şunu demek istiyor:
“Hükümetimizin koskocaman uçakları uçup giderken semalara, sen ey minnacık ve zavallı işçi, sen işte hep öyle yaya kalırsın ve kalacaksın”.
İşitiyor musunuz gaddar kahkahayı?
“Ha ha ha!” sesi geliyor mu?

*

Neyse...
Yazar Emrah Serbes, Salih Memecan için “o mizahçı olamaz, ancak mizahın konusu olabilir” demişti.
Bu karikatürden sonra bir adım daha atabiliriz:
“O artık mizahın da konusu olamaz, ancak bir bulantının konusu olabilir”.

Haberin Devamı

Kemal Bey size ne onun veliahtından?

KEMAL Kılıçdaroğlu yorum yapmış.
Demiş ki:
“ABD gezisinde Numan Kurtulmuş da masadaydı... Demek ki Erdoğan veliahtını seçti... Numan Kurtulmuş...”

*

Kemal Kılıçdaroğlu...

-  AK Parti uzmanı bir Ankara gazetecisi olsa bir şey demeyeceğim.
-  Kahve sohbetinde AK Parti’nin gelecekteki liderine dair tahminde bulunan vatandaş olsa bir şey demeyeceğim.
-  AK Parti’nin iç dinamikleri üzerine incelemeler ve araştırmalar yapan bir analizci olsa demeyeceğim.
-  Bizim gibi boş sallayıp dolu tutturmaya çalışan köşe yazarı olsa yine bir şey demeyeceğim...
Ama Kemal Bey, bu ülkenin ana muhalefet lideri...

*

Bir anamuhalefet lideri...
İktidar partisinden daha fazla oy alıp, onun yerini almak için çabalamak yerine...
Şimdiki liderin yerini kimin alacağına dair dedikodularla vakit geçirirse...
İktidarın hedefi 2254 de olur, 3254 de...

Haberin Devamı

Yapma bunları, yapma

-  Bir kamu mekânına oturur oturmaz cebindeki pahalı cep telefonu ile araba anahtarını masaya koyma.
-  Biri sana bir şey anlatırken bir yandan dinler gibi yapıp öbür yandan cep telefonunu karıştırma...
-  Elektronik mektubuna anında cevap alamayınca hemen “Siz ne kadar saygısız bir insansınız, neden cevap vermiyorsunuz” falan diye atarlanan yeni bir elektronik mektup yazma.
-  Sanal âlemde takip ettiğin insanların kafasını “Atatürk’ü yaz”, “Suriye’yi yaz”, “Fenerbahçe’yi yaz”, “Türkiye’nin meselelerini yaz”, “Küresel ısınmayı yaz”, “Reyhanlı’yı yaz” falan diye ütüleme... Müsaade et adam ya da kadın kafasına göre takılsın.
-  Telefon açıp “Beni tanıdın mı” deme...
-  Telefonu “Döncem ben sana” diye kapatma...
-  Tanıştığının üçüncü dakikasında muhatabının cep telefonu numarasını isteme... Dur, biraz zaman geçsin birader...
-  Süper bir manzaraya tanık olduğunda ya da sevdiğin bir ünlüyü gördüğünde aklına ilk gelen cep telefonunun fotoğraf çekme özelliği olmasın... Manzaranın keyfini çıkar, ünlü şahısla iki sohbet çevir...
-  Sevdiğin filmin herkes tarafından sevileceğinden o kadar emin olma...
-  Birini telefonla arayıp “Bak şimdi sana kimi veriyorum” demekten vazgeç...

Haberin Devamı

Boşuna zorlamayın Mehmet Ali Bey

Sayın Mehmet Ali Şahin...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı...
Demişsiniz ki:
“Tarih kitapları değişsin, Vahdettin’in hain olmadığı dikkate alınsın”.

*

Sayın Şahin...
“Kıtır atıp gündemi değiştirme ve bambaşka konuları tartıştırma” alanında liderinizi geçmek için bir çaba içinde olduğunuzu görüyorum.
Medeni cesaretinizi takdir etmekle beraber sizi uyarmadan da geçemeyeceğim: Lütfen boşuna zorlamayın ve kendinizi yormayın. Bu alanda liderinizi asla geçemezsiniz.
Bu alanın şampiyonu bellidir.
Şu kadarını söyleyeyim:
Sizin ortaya attığınız “Vahdettin kıtırı”nın bin tanesi dahi, onun ortaya attığı tek bir “ayran kıtırı”nın yanına bile yaklaşamaz.
Lütfen bu böyle biline.

Bir tuhaflık yapmışım

DÜNKÜ yazının “Bir tuhaflık” başlıklı bölümünde vahim bir hata yapmışım.
“CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Brüksel’de ‘sosyalist başkan’dan yediği ayar hakkında Türk basınında çıkan makale sayısının Cumhuriyet tarihinin en kanlı olayı olan Reyhanlı bombası hakkında Türk basınında çıkan makale sayısını sollaması size de biraz tuhaf gelmiyor mu?” yazacakken...
Tam tersini yazmışım.
Düzeltir, özür dilerim. 

Yazarın Tüm Yazıları