Paylaş
-Ben de diyorum ki: Eğer bir şahıs, mesela tıpkı Celâl Hoca gibi bir şahıs, eğer istiyorsa... Ona dışkı yedirmek katiyen işkence sayılmaz. Hatta yedirdikten sonra “afiyet olsun” bile denilerek bir zarafet bile gösterilebilir. Ama bir şahıs, eğer istemiyorsa... Ona asker ve polis zoruyla dışkı yedirmeye kalkışmak yeryüzünün en barbar, en iğrenç, en vahşi, en alçak işkencelerinden biri olur.
*
-Celâl Şengör demiş ki: Kenan Evren’in her yaptığı doğru idi.
-Ben de diyorum ki: Allah seni 12 Eylül’ün Diyarbakır Zindanı’na düşürsün e mi Celâl Hoca... Allah sana eline bağlamayı alıp “Metris’lerden, Mamak’lardan sor beni” diye türküler yaktırsın e mi Celâl Hoca... Allah seni banyo küvetinde kitaplarını yakmak zorunda bıraksın e mi Celâl Hoca...
*
-Celâl Şengör demiş ki: 99 depremi ne güzel bir depremdi, ne yakışıklı bir depremdi.
-Ben de diyorum ki: Bir insan senin gibi kalpsiz, merhametsiz, insan sevmez ünlü bir deprem profesörü olacağına... Dünyanın öküzün kellesinde döndüğüne inanan bir zırcahil olsa çok daha makbuldür benim için. Nokta.
*
-Celâl Şengör demiş ki: Kemal Sunal küfrederek komiklik yapan bir zavallıydı.
-Ben de diyorum ki: Madem öyle... Madem küfrederek komiklik yapmak diye bir şey var. Hadi o zaman Celâl Hoca! Çık sahneye ve küfret... Bak bakalım Kemal Sunal’a kahkahalarla gülenlerden kaçı sana gülecek... Sen küfrederek bile komik olamayacak kadar zavallısın be Hoca! Üstelik ne sen bunun farkındasın ne de İlber Hoca farkında.
*
-Celâl Şengör demiş ki: Eğitimsizler hiç oy kullanmasın. Cahil ve akılsız bir iş yaparsa bu iş adam gibi olabilir mi?
-Ben de diyorum ki: Siyaset biliminden çakmayan, toplumu tanımayan, demokrasi üzerine yazılmış ciltlerce kitaplardan hiçbirini doğru dürüst karıştırmamış, yıllar önce aşılmış meseleleri sanki ilk kez kendi bulmuş gibi ortaya çıkan bir cahil, isterse dünyanın en büyük, en prestijli ve en muteber deprem ordinaryüsü olsun... Aysun Kayacı’dan bir tık öteye bile gidemez.
*
-Celâl Şengör demiş ki: Fatih, oğluna döndü ve “Ben bu Muhammed’in dediklerine inanmıyorum” dedi.
-Ben de diyorum ki: Ey jeoloji biliminin dünyadaki en bilimsel üstadı Celâl Hoca! Fatih’in oğluna böyle söylediğine dair “tarih” denilen bilimden bir tanecik kanıt ortaya koymayacak mısın? Yoksa sen jeolojide bilimsel, tarihte sallamacı mısın?
*
NOT: Yukarıdaki açıklamaları Armağan Çağlayan’ın Radikal’deki Celâl Şengör röportajından aldım. Röportajın tamamı için bakınız: Radikal.com.tr
Seç birini
-Hem kapitalist, hem Che olunamaz.
*
-Hem iyi bir şair, hem de iyi bir tasarrufçu olunamaz.
*
-Hem idare-i maslahatçı, hem de devrimci olunamaz.
*
-Hem din küçümseyici, hem de “bir ışık görüyorumcu” olunamaz.
*
-Hem radikal, hem de “Allah razı olsun Başbakanımdancı” olunamaz.
*
-Hem başına buyruk, hem de tek adamcı olunamaz.
Bir insan nasıl IŞİD’çi olur
-Sinsi, sapık, davetkâr, işveli, insana bir anda ilahiymiş gibi gelen teknolojik bir ses, “ey oğul, hadi kalk, patlat kendini, cennete git, hurilere koş” diye seslenir.
*
-Bu sesi işitinceye kadar doğru dürüst hiçbir sese muhatap olmamış adamımız, bir anda kendisini adam yerine konmuş hissetmeye başlar. Statü kazanmıştır “hop” diye...
*
-“Kaybedecek neyim var / Kazanacak neyim var” diye düşünmeye başlar adamımız... “Kaybedecekler” hanesinde “sıfır”ı, “kazanacaklar” hanesinde ise bin türlü rüyayı görür.
*
-Batı’ya hizmetçilik eden anasını, babasını düşünür içgüdüsel olarak... Bir türlü entegre olamadığı adı batasıca dünya sisteminin içine tükürür... Kopup geldiği toprakların cehenneme dönüştürüldüğünü düşündükçe daha da öfkelenir.
*
-“Hep biz mi çekeceğiz ulan Paris” diye heyheylenir... “Hep biz mi kaba saba yaslar tutacağız, biraz da siz zarif yaslar tutun” diye intikamcı hislerle bilenir... Bilendikçe bilenir.
*
-İslam adına Peygamber damadının bile katledildiğini, İslam adına Peygamber torununun bile kafasının kesildiğini, İslam adına hamile kadının karnının bile deşilebildiğini öğrenir... Artık elinde tarihten vicdanını rahatlatacak örnekler vardır. Bu çarpık tarih anlayışı sayesinde biraz daha vicdansızlaşır.
*
-Böylece “bir insanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir” ilkesini benimseyen, içinden en çok “merhamet” kelimesi geçen, adı “barış” olan, tepeden tırnağa rahmet olan bir DİN, öfkeden sapıklaşan bu adam eliyle yeryüzünün en korkunç diniymiş gibi algılatılmış olur.
*
-Size bir şey söyleyeyim mi? Cennette hurilerle karşılaşacaklarını sanan bu herifler, sırf bu yaptıkları büyük çarpıtma nedeniyle bile cehenneme odun olmaktan kurtulamayacaklar inşallah!
AK Parti’nin yemin taslağını beğendim
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, AK Parti’nin 24. Dönem’de hazırladığı Anayasa taslağındaki yemin metnini hatırlatmış.
*
Metin şöyle:
-İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı kalacağıma...
-Devletin bağımsızlığını, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma...
-Mukaddesatım ve şerefim üzerine yemin ederim.
*
Benim hazırladığım metne benziyor. Hatta daha kısası...
Beğendim vallaha.
On puan. Ten points.
Sinan Oğan ile Meral Akşener mukayesesi
-Sinan Oğan daha teşkilatçı, daha hazırlıklı, daha odaklanmış gibi... Meral Akşener ise daha popüler, daha ilgi çekici, daha etkili gibi...
*
-Sinan Oğan’ın büyük ülkücü birleşmeyi sağlama potansiyeli yüksek gibi... Meral Akşener’in ise merkez sağa açılma potansiyeli yüksek gibi...
*
-Sinan Oğan az biraz Ebulfeyz Elçibey gibi... Meral Akşener ise Osman Yüksel ile Nihal Atsız arası gibi...
*
-Sinan Oğan ülkücü çizgiden hiç sapmamakla övünecek gibi... Meral Akşener ise “Biz 28 Şubat’a posta koyduk oğlum” diyecek gibi...
*
-Sinan Oğan “ben yüzde 30 alırım” diye bir hedef koyacak gibi... Meral Akşener ise “ben AK Parti’nin ilk girdiği seçimde aldığı oyu alırım” diye bir hedef koyacak gibi...
*
-Sinan Oğan “lider benim, Meral Abla benim peşime düşsün” diyecek gibi... Meral Akşener ise “Madem ablanım, sen düş benim peşime” diyecek gibi...
Paylaş