Ceddin Fatih gibi olacaksan...

- Mesela felsefeden anlayacaksın... “Bana felsefe yapma” diye konuşmayacak, Yunan felsefesinden girip Hegel’den çıkacaksın.

*

- Mesela astronomiye merak saracaksın... Mesela tarih, geometri, matematik... Hepsini yalayıp yutacaksın.

*

- Mesela resim sanatına meraklı olacaksın... Bellini’nin kim olduğunu bileceksin... Resim sanatının inceliklerine dair esaslı fikirlerin olacak.

*

- Mesela edebiyata meftun olacaksın... Öyle bir-iki şiir ezberlemekle olmaz... Başyapıtlar ortaya koyacaksın. Romanlar, öyküler, denemeler falan...

*

Kısacası genç adam!

“Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” diye marş söylemekle bir yere varamazsın.

*

Bir yere varmak istiyorsan...

Fatih gibi dört dörtlük bir entelektüel olacaksın.

*

Bunun için de kendini hamasete değil, çalışıp çabalamaya vurmalısın.

PANDEMİDEN ÇIKAN STARLAR

Ateş Kara- Alçakgönüllü ve anlayışlı




BİLİM Kurulu üyesi olarak çıktığı ilk programda “Liyakat işte budur” dedirtti. En saçma görüşleri bile büyük bir anlayışla dinleyip tartıştı. En saçma sorulara bile büyük bir alçakgönüllülükle cevaplar verdi. Allamelik taslamadı. İyimser bir temkinlilik içinde oldu hep... O konuştu, toplum rahatladı. O anlattı, toplum bilgilendi. Nezaketiyle, saygısıyla, birikimiyle büyük bir ilginin, büyük bir dikkatin öznesi olmayı başardı.

Mehmet Ceyhan- Klas, donanımlı, ödünsüz




BİR göz zevki olduğu tartışma götürmez olan Mustafa Taviloğlu, kendisiyle ilgili şu yorumu yapıyor: “Pötikare gömleğe kravat uydurmak çok zor bir iştir. Mehmet Hoca bu işi başarıyor. Her kıyafeti muhteşem.” Yani şık olduğu kesin. İhmal edilmiş şıklığı da iyi biliyor. En baştan en sona kadar söylediklerinin hep bir ağırlığı oldu. Uyarılarıyla yol gösterdi. Saptamalarıyla hak verdirdi. Yapıcı eleştirileriyle katkı sundu. Donanımıyla etkiledi.  

Mehmet Çilingiroğlu- Sıfır kompleks, mavraya açık




“AĞIR ol da molla desinler” lafına nanik yaparak çıktı meydana... Üç programda starlığını kanıtladı. En bilimsel konuların arasına yedirdiği şarkılar ve türkülerle herkese “Çok kafa adam bu ya” dedirtti. Atatürkçü, Türkiye âşığı, Antalya hastası bir Amerikan gurbetçisi... Polemiğe yatkın, mavraya açık, sıfır kompleks... Öyle bir starlık ışığı var ki kendisinde... Sayesinde Rus spiker Maria bile star oldu.

Necmettin Ünal - Bir tatlı sohbet adamı




“BAL Mahmut” kıvamında bir bilim insanı... Sohbeti öyle tatlı ki hiç sıkılmadan sabaha kadar dinlersin. En karmaşık tıbbi konuları bile ahalinin anlayabileceği dile çevirme ustası... Alanı olmayan konular söz konusu olduğunda “Bu benim alanım değil” diyebilen biri... Öyle aşmış ki... Kendi kendisiyle rahatlıkla dalga geçebiliyor. Mutfakta harikalar yarattığını öyle mahcup biçimde anlatıyor ki etrafta bir anda sempati haleleri uçuşuveriyor.

Melih Us-Ne söylediyse hepsi oldu




MASKEYE hiç kimsenin yüz vermediği zamanlarda o sürekli “Maske de maske” dedi ve hatta bu yüzden inceden küçümsendi. Ama sonunda herkes onun dediğine geldi. Virüsün bırakabileceği hasarlara dikkat çekti, şimdi herkes o hasarlardan söz ediyor. Sokağa çıkma yasağının gerekliliğini vurguladı, onun vurgularından sonra sokağa çıkma yasakları söz konusu oldu. Kısacası... Ne söylediyse oldu. Biraz geç de olsa oldu.

BERAT ALBAYRAK’IN TRT’DEKİ SÖYLEŞİSİ

GEÇENLERDE TRT’de bir programa çıktı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak...

Bu programda ilk kez rakamların, para politikalarının, ekonomik literatürün, mali durum analizlerinin azıcık dışına çıktı.

*

- “Damat olmak” meselesine sıfır kompleksiz biçimde girdi.

- Doğduğu köyden söz etti.

- Babası Sadık Albayrak’ı anlattı, dedesinden bahsetti.

- Babasının kendilerini okutmak için hangi fedakârlıkları yaptığını anlattı.

- Kendisine “sosyete” diyen Faik Öztrak’a isim vermeden “Asıl sosyete kim” konulu bir cevap verdi...

*

Kısacası ilk kez derli toplu ve gayet etkili bir “insan Berat Albayrak” portresi çıktı ortaya...

*

İyi oldu.

Çok iyi oldu.

- Hem kendisinin daha iyi anlaşılması açısından iyi oldu.

- Hem de kendisiyle ilgili önyargılar oluşturma gayretlerinin boşa çıkarılması açısından iyi oldu.


DİYORUM Kİ…

- Maskeyle spor yapılmaz... Saçmalamayalım.

- Her şey eskisi gibi oldu işte... Kabul edelim.

- Düğünler için henüz erken... Sabırlı olalım.

- İstanbul boşalsın biraz... Destekleyelim.

- Kreşler açık, 18 yaş altı yasaklı... Mantıklı olalım.

- Havai fişek kuşları perişan ediyor... Vazgeçin.

- Cuma namazlarından çok güzel fotoğraflar geldi... Beğenelim.


1 HAZİRAN KARARIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCEM ŞUDUR

1 Haziran stratejimi açıklıyorum:

*

Maskemi takacağım, mesafeye dikkat edeceğim, hijyen kurallarına uyacağım.

Ve özgürce sokaklara akacağım.

*

Ve hüküm:

Herkes böyle yaparsa...

1 Haziran kararlarının topluma hiçbir olumsuz yansıması olmaz.


BİRİ SÖYLESE

- Biri İrem Derici’ye... Küfürlü konuşmadan da içten ve doğal olabileceğini söylese...

- Biri AK Partililere... Sürekli CHP’den söz ederek CHP reklamını yaptıklarını söylese...

- Biri Donald Trump’a... Yakarsa Amerika’yı gariban siyahların yakacağını söylese...

- Biri Yunanistan’a... Ayasofya’nın artık kendilerine ait olmadığını söylese...

- Biri Ali Babacan’a... Kendisini övenlerin çoğunun CHP’li olduğunu söylese...

- Biri Alev Coşkun’a... 27 Mayıs’ı aklamaya çalışmaktan vazgeçmesini söylese...

- Biri göktaşına... Şimdi hiç sırası olmadığını söylese...