Bu son seçim olacakmış

“Bizimki kazanamazsa bu son seçim olacak. Erdoğan kazanırsa bir daha seçim yapmayacak.”

*

Ben hiçbir seçim bilmiyorum ki...

- “Acayip tarihi seçim” olmasın.

- “Süper önemli seçim” olmasın.

- “Ölüm kalım seçimi” olmasın.

- “Köprüden önceki son çıkış seçimi” olmasın.

*

Şimdi de el yükseltip “Bu, son seçim olacak” diyorlar.

*

Niye son seçim olsun arkadaş?

Seninki de kazansa, Erdoğan da kazansa bu ülkede seçim olacaktır.

*

Erdoğan, gökten zembille inmedi. Seçimle geldi. Gidecekse seçimle gidecek. Kalacaksa seçimle kalacak.

*

“İyi ama İstanbul seçimi tekrarlanmadı mı?” diyenler var.

*

Doğru. Gayet gereksiz şekilde tekrarlandı.

Tekrarlandı da sonuçta ne oldu?

Sandık ne diyorsa o olmadı mı?

MİLLETVEKİLİ LİSTELERİ AÇIKLANINCA KIYAMET KOPAR MI / KOPMAZ MI

MİLLETVEKİLLERİ aday listeleri açıklanınca...

Kızılca kıyamet kopacakmış, yer yerinden oynayacakmış, göz gözü görmeyecekmiş, büyük isyanlar çıkacakmış.

Böyle diyorlar.

*

İşte buraya yazıyorum:

*

Belki minik bir yel eser, belki bir iki homurdanma yükselir, belki üç beş istifa olur, belki birkaç teşkilat ya da örgüt isyan eder, belki partilerin bürokratik yapılarında bazı sarsıntılar yaşanır.

*

Ama kızılca kıyamet kopmaz.

*

Çünkü Türkiye’de milletvekili adaylığı, tabandan tavana doğru gelişen bir dinamikle belirlenmiyor.

Milletvekili adayı dediğimiz kişiler, arkalarına geniş halk kesimlerinin desteğini almış deve dişi gibi isimler olsalar...

Tabii ki aday gösterilmediklerinde kızılca kıyameti kopartırlar.

Ama siyasette yok ki böyle isimler.

*

Listeler açıklanınca tabii ki tartışmalar çıkar ama bu tartışmalar, ahalinin umurunda olacak nitelikte tartışmalar olmaz.

Dolayısıyla...

Milletvekili aday listelerinin doğuracağı tartışmalar, seçimin kaderini etkilemez.

*

İyi ama milletvekili aday listelerinin hiç mi önemi yok?

Olmaz olur mu?

Göz dolduran, iyi hazırlanmış, değişimi esas alan milletvekili aday listeleri, tabii ki önemlidir.

*

İyi bir aday listesi...

Dinamizmi arttırır, kampanyaya hız kazandırır, heyecan dalgası yaratır, içe sinmenin getirdiği bir enerji patlamasına yol açar.

Bunlar da az şey değildir.

HAK GELDİ BATIL ZAİL OLDU

KEMAL Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi iftarında şöyle demiş:

*

“Rahmetli Erbakan’ın sık tekrarladığı bir söz vardır: Hak gelecek, batıl zail olacak.”

*

Doğrudur.

Erbakan Hoca sık tekrarlardı bu sözü. Hatta Millî Gazete’nin logosunun altında da bu söz vardır.

*

Ama bu söz, Erbakan Hoca’nın bulduğu bir söz değildir.

Kuran’da geçer. Yani ayettir.

*

İsra Suresi’nin 81. ayeti şöyledir:

*

“De ki: Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.”

*

Saadet Partisi yönetimine sesleniyorum:

*

Kemal Kılıçdaroğlu’nu eksik doktrine ediyorsunuz. Yapmayın böyle.

BÜLENT TURAN HAKLI

SOSYAL medyada Şahan Gökbakar, Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a atarlanıyor. Kerem Kınık ise bu atarlanmalara “Şahancığım” falan diye cevap yetiştiriyor. Bu cevaplar, Şahan’ın atarlanmalarının daha da coşmasına yol açıyor.

Falan.

*

Olay böyle devam ederken...

AK Parti Grup Başkan Vekili Bülent Turan, ak tolgalı beyler beyi gibi ortaya çıktı.

Ve Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a...

“Kardeşim, senin basın danışmanın falan yok mu? Nedir bu Şahancığım falan tarzı açıklamalar?” diye verdi veriştirdi.

*

Oyumu açıklıyorum:

*

Bülent Turan haklıdır. Kerem Kınık haksızdır.

BEN ŞÖYLE BİLİYORUM

- Özür dilendikten sonra olay biter, tek bir harf bile söylenmez.

*

- Yaşamadığın halde yaşıyormuş gibi yapma. Belli olur.

*

- Bir konuyu gereksiz uzatmak, konunun tadını kaçırır.

*

- Siyasetçinin inancı kimseyi ilgilendirmez.

*

- Siyasetçinin inanç özgürlüğüyle ilgili tutumu herkesi ilgilendirir.